- You know what? You and Frank, Cole, even Bob... you get girls because you're handsome and famous. They look at me like I'm your baby brother.
- Biliyor musun? Sen ve Frank, Cole, hatta Bob... Siz kızları tavlıyorsunuz çünkü yakışıklı ve ünlüsünüz. Beni ise senin küçük kardeşin olarak görüyorlar.
- You start ordering my people around. It's not gonna work. You gotta know how to handle these people. We got a certain way of doing things here. I'm not interested in your way of doing things.
- Benim elemanlarıma emirler yağdırmaya başladın. Bu iş yürümez. Bu insanları nasıl idare etmen gerektiğini bilmelisin. Burada işleri belli bir yapış yolumuz var. Senin işleri halletme yolun umrumda değil.
- Maybe I should walk you to your car .
- I don't have a car.
- You want a ride home?
- No, thank you. I'd like to walk.
- Are you okay to drive?
- I'm not drunk.
- Belki de seninle arabana kadar yürümeliyim.
- Benim arabam yok.
- Eve bırakmamı ister misin?
- Kullanacak kadar iyi misin?
- Sarhoş değilim.
- Sometimes a father's love has to be very, very hard. Unfair, even. Cold. To make your son grow strong in a world like this .This isn't a good world.
- Bazen bir babanın sevgisi, çok çok sert olmalı. Hatta haksızlık derecesinde. Soğuk. Oğlunu böyle bir dünyada güçlü kılmak için. Bu iyi bir dünya değil.
- Miss Bristow, we know you know how to read this code. Do you recognize your handwriting?
- No. I draw little hearts over my I's. Smiley faces sometimes.
- Bay Bristow, Bu kodun nasıl okunduğunuzu bildiğinizi biliyoruz. El yazınızı tanıdınız mı?
- Hayır. Ben -i'lerimin üzerine küçük kalpler yaparım. Bazen de gülen suratlar.
- You gave him everything else.
- What?
- You took their tests, handwriting, voice samples, psychyinfos... They used it all to figure out your passwords.
- Başka herşeyi verdin onlara.
- Neyi?
- Testelerini, elyazısı ve ses numunelerini, psikanalizleri... Hepsini şifrelerini öğrenmek için kullandılar.
- She needs me.
- I need you.
- To help you have a good time.
- When was the last time we had a good time?
- Go back to your friends in the bar.
- Bana ihtiyacı var.
- Benim sana ihtiyacım var.
- İyi vakit geçirmene yardımcı olmak için.
- En son ne zaman iyi vakit geçirdik ki?
- Bardaki arkadaşlarına geri dön.