go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1977 kişi  17 May 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

your

zm. senin, sizin
  • - More like a trick.
    - Hey. Watch your mouth.
    - Bir "müşteri" gibi.
    - Hey. Sözlerine dikkat et.
  • - I know, but he's your son. - So what?
    - Biliyorum, ama o senin oğlun. - Ee, ne olmuş?

  • - You know what? You and Frank, Cole, even Bob... you get girls because you're handsome and famous. They look at me like I'm your baby brother.
    - Biliyor musun? Sen ve Frank, Cole, hatta Bob... Siz kızları tavlıyorsunuz çünkü yakışıklı ve ünlüsünüz. Beni ise senin küçük kardeşin olarak görüyorlar.
  • - Let go of me. I don't know you.
    - Don't touch her, keep your filthy hands off her!
    - Bırak beni. Seni tanımıyorum.
    - Dokunma ona, çek pis ellerini üzerinden.
  • - You start ordering my people around. It's not gonna work. You gotta know how to handle these people. We got a certain way of doing things here. I'm not interested in your way of doing things.
    - Benim elemanlarıma emirler yağdırmaya başladın. Bu iş yürümez. Bu insanları nasıl idare etmen gerektiğini bilmelisin. Burada işleri belli bir yapış yolumuz var. Senin işleri halletme yolun umrumda değil.
  • - Are you following me?
    - I want to know where.. you bought your scarf?
    - A gift from my boss.
    - Beni mi takip ediyorsun?
    - Ben sadece eşarbını nereden aldım diye merak ediyordum.
    - Patronumun hediyesi.
  • - Send me to the penitentiary!
    - You won't be that lucky.
    - Well, I'm too young to hang.
    - They'll lie about your age.
    - Beni islahevine gönder!
    - O kadar şanslı olmayacaksın.
    - E, asılmak için çok gencim.
    - Yaşın hakkında yalan söylerler o zaman.
  • - What am I doing wrong?
    - It's not that. It's the beard.
    - I'll cut it off.
    - No, I like your beard.
    - You do?
    - Ben neyi yalnış yapıyorum?
    - Sen değil. Sakalın.
    - Onu keseceğim.
    - Hayır, sakalını seviyorum.
    - Seviyor musun?
  • - I'm a fugitive from justice
    - Not for long. Once you get to Italy, we'll alert all agencies of our actions and your location.
    - Ben adalet kaçağıyım.
    - Uzun sürmez. İtalya'ya gittiğin anda, tüm ajanları hareketlerimizden ve senin lokasyonundan haberdar edeceğiz.
  • - Maybe I should walk you to your car .
    - I don't have a car.
    - You want a ride home?
    - No, thank you. I'd like to walk.
    - Are you okay to drive?
    - I'm not drunk.
    - Belki de seninle arabana kadar yürümeliyim.
    - Benim arabam yok.
    - Eve bırakmamı ister misin?
    - Kullanacak kadar iyi misin?
    - Sarhoş değilim.
  • - What's your waist size?
    - Twenty-four.
    - Don't exaggerate, Jeanine.Your waist is a 25.
    - I thought so.
    - Belinin ölçüsü ne?
    - Yirmi dört.
    - Abartma, Jeanine. Senin belin yirmi beş.
    - Öyle sanıyordum.
  • - So when's your due date? - March 20th, 9 a.m.
    - Beklenen tarih ne zaman? - 20 Mart, sabah 9.

  • - I'll be in my office vetoing some bills.
    - Mr. President, I have a good news for you. Your term of office is over.
    - Bazı tasarıları veto ettiğimden dolayı ofisimde bulunacağım.
    - Bay Başkan, size iyi bir haberim var. Ofis döneminiz bitti.
  • - Sometimes a father's love has to be very, very hard. Unfair, even. Cold. To make your son grow strong in a world like this .This isn't a good world.
    - Bazen bir babanın sevgisi, çok çok sert olmalı. Hatta haksızlık derecesinde. Soğuk. Oğlunu böyle bir dünyada güçlü kılmak için. Bu iyi bir dünya değil.
  • - Miss Bristow, we know you know how to read this code. Do you recognize your handwriting?
    - No. I draw little hearts over my I's. Smiley faces sometimes.
    - Bay Bristow, Bu kodun nasıl okunduğunuzu bildiğinizi biliyoruz. El yazınızı tanıdınız mı?
    - Hayır. Ben -i'lerimin üzerine küçük kalpler yaparım. Bazen de gülen suratlar.
  • - You gave him everything else.
    - What?
    - You took their tests, handwriting, voice samples, psychyinfos... They used it all to figure out your passwords.
    - Başka herşeyi verdin onlara.
    - Neyi?
    - Testelerini, elyazısı ve ses numunelerini, psikanalizleri... Hepsini şifrelerini öğrenmek için kullandılar.
  • - ls your bathroom back there?
    - Through the doors.
    - Tony Francis, am l supposed to piss in the kitchen
    - No, it's off to the right.
    - Banyon orada mı?
    - Kapıların arasında.
    - Tony Francis, mutfağa mı işemem gerekiyor?
    - Hayır, sağa doğru.
  • - She told me that when you were a boy and didn't get your own way, you'd lie on the floor and kick and get red in the face.
    - Really?
    - Bana senin çocukken istediğin şeyleri yapamayınca, yere yatıp tekmelediğini ve suratının kızardığını anlattı.
    - Gerçekten mi?
  • - She needs me.
    - I need you.
    - To help you have a good time.
    - When was the last time we had a good time?
    - Go back to your friends in the bar.
    - Bana ihtiyacı var.
    - Benim sana ihtiyacım var.
    - İyi vakit geçirmene yardımcı olmak için.
    - En son ne zaman iyi vakit geçirdik ki?
    - Bardaki arkadaşlarına geri dön.
  • - You showed me the world. When I was all locked up inside, you reached out your hand and took me on a magic carpet ride.
    - Bana dünyayı gösterdin. İçeride kilitliyken, elini uzattın ve beni sihirli bir halının üzerinde bir geziye çıkardın.

10,627 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025