go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1331 kişi  22 May 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

of

ed. nin, ın, den, li, yüzünden
  • - He was coming after me. We were on the same lane.
    - Are you trying to tell us that you saw him behind you, Mr. Ball?
    - Yes, of course I saw him.
    - Arkamdan geliyordu. Aynı şeritteydik.
    - Onu arkanızda gördüğünüzü mü söylemeye çalışıyorsunuz, Bay Ball?
    - Evet, elbette onu gördüm.
  • - All of my friends are dead.. and I'm only 31. And every morning I wake up, I think Louis is next to me in the bed.. and it takes me long minutes to remember. That this is real that it isn't just an impossible, terrible dream. So maybe, yes, I'm flipping out.
    - Well, you better not. You'd better not flip out. This is not dementia, and this is not real. This is....This is just you,
    - Arkadaşlarımın hepsi öldü. .. ve ben sadece 31 yaşındayım. Ve her sabah uyanıp Louis 'in yatakta yanımda olduğunu düşünüyorum. ve neyin gerçek olduğunu hatırlamak uzun dakikalarımı alıyor. Bu imkansız, korkunç bir rüya olmadığını. O yüzden, evet belki de çıldırıyorum.
    - Olmasan iyi olur. Çıldırmasan iyi olur. Bu akıl hastalığı değil ve gerçek de değil. Bu... bu sadece sensin.
  • - All of my friends are dead.. and I'm only 31. And every morning I wake up, I think Louis is next to me in the bed.. and it takes me long minutes to remember. That this is real that it isn't just an impossible, terrible dream. So maybe, yes, I'm flipping out.
    - Well, you better not. You'd better not flip out. This is not dementia, and this is not real. This is....This is just you,
    - Arkadaşlarımın hepsi öldü. .. ve ben sadece 31 yaşındayım. Ve her sabah uyanıp Louis 'in yatakta yanımda olduğunu düşünüyorum. ve neyin gerçek olduğunu hatırlamak uzun dakikalarımı alıyor. Bu imkansız, korkunç bir rüya olmadığını. O yüzden, evet belki de çıldırıyorum.
    - Olmasan iyi olur. Çıldırmasan iyi olur. Bu akıl hastalığı değil ve gerçek de değil. Bu... bu sadece sensin.
  • - Friendly?
    - More than friendly.
    - Would you say?
    - I thought so.
    - Why did you think so?
    - She'd kind of lean on him. A couple of times she bumped him with her hip.
    - Arkadaşça mı?
    - Arkadaşçadan öte.
    - Öyle mi dersin?
    - Öyle düşündüm.
    - Nedn öyle düşündün?
    - Biraz yaslanıyordu ona. Birkaç kere kalçasıyla ona vurdu.
  • - You're in a bee hive, pal. We're all busy little bees, full of stings, making honey day and night.
    - Arı kovanındasın, dostum. Hepimiz gece ve gündüz şeritlerce bal yapan birer küçük arıyız.
  • - Then you take garlic, lots and lots of garlic and anchovies.
    -Anchovies? Forget it. Too much salt.
    - Ardından sarımsak, çok fazla sarımsak ve hamsiyi al.
    - Hamsi mi? Unut gitsin, çok tuzlu olur.
  • - I was happy to get your call, and learn that you were finally in town. I bet that trip did you a lot of good after all you been through.
    - I sent you a card, did you get my card?
    - Oh yes. Lovely card, thanks.
    - But I want to say to you in person. I am so sorry about Helen. I only met her than once, but we talk often on the phone after the engagement.
    - Aradığına ve sonunda şehre geldiğini öğrendiğime sevindim. Yaşadıklarından sonra eminim bu seyahat sana iyi gelmiştir.
    - Sana kart gönderdim, aldın mı kartımı?
    - Oh, evet. Güzel karttı, teşekkürler.
    - Ama karşılıklı da söylemek isterim. Helen için çok üzgünüm. Onunla bir kez tanıştım ama nişandan sonra sık sık telefonda konuştuk.
  • - I was happy to get your call, and learn that you were finally in town. I bet that trip did you a lot of good after all you been through.
    - I sent you a card, did you get my card?
    - Oh yes. Lovely card, thank you.
    - But I want to say to you in person. I am so sorry about Helen. I only met her than once, but we talk often on the phone after the engagement.
    - Aradığına ve sonunda şehre geldiğini öğrendiğime sevindim. Yaşadıklarından sonra eminim bu seyahat sana iyi gelmiştir.
    - Sana kart gönderdim, aldın mı kartımı?
    - Oh, evet. Güzel karttı, teşekkür ederim.
    - Ama karşılıklı da söylemek isterim. Helen için çok üzgünüm. Onunla bir kez tanıştım ama nişandan sonra sık sık telefonda konuştuk.
  • - I was happy to get your call, and learn that you were finally in town. I bet that trip did you a lot of good after all you been through.
    - I sent you a card, did you get my card?
    - Aradığına ve sonunda şehre geldiğini öğrendiğime sevindim. Yaşadıklarından sonra eminim bu seyahat sana iyi gelmiştir.
    - Sana kart gönderdim, aldın mı kartımı?
  • - I was happy to get your call, and learn that you were finally in town. I bet that trip did you a lot of good after all you been through.
    - I sent you a card, did you get my card?
    - Oh yes. Lovely card, thank you.
    - But I want to say to you in person. I am so sorry about Helen. I only met her than once, but we talk often on the phone after the engagement. She was a fine woman. A fine fine human being.
    - Aradığına ve sonunda şehre geldiğini öğrendiğime sevindim. Yaşadıklarından sonra bahse girerim bu seyahat sana iyi gelmiştir.
    - Sana kart gönderdim, aldın mı kartımı?
    - Oh, evet. Güzel karttı, teşekkür ederim.
    - Ama karşılıklı da söylemek isterim. Helen için çok üzgünüm. Onunla bir kez tanıştım ama nişandan sonra sık sık telefonda konuştuk.
  • - Get in the car. What is this guy doing?
    - He's been in the bathroom for half an hour.
    - Son of a bitch! We lost him.
    - Arabaya bin. Napıyor bu herif?
    - Yarım saattir banyoda.
    - O... çocuğu! Kaçırdık onu.
  • - Was there any proof of sale on the car?
    - No.
    - Arabanın satıldığını gösteren
    bir kanıt var mı? - Yok.

  • - You keep a gun under the front seat of your car.. ever since you were robbed in that very, very bad part of town. But the idea of actually using it is a bit...
    - What?
    - Repulsive. So therefore you keep the bullets safely...in the glove box. I'm not here to hurt you. Promise.
    - Arabanın ön koltuğunun altında bir silah tutuyorsun... Şehrin o çok çok kötü bölümünde soyulduğundan beri. Ama onu gerçekten kullanma fikri birazcık...
    - Ne?
    - Tiksindirici. Dolayısıyla kurşunları eldiven çantasında emniyette tutuyorsun.Buraya sana zarar vermeye gelmedim. Söz.
  • - You keep a gun under the frontseat of your car.. ever since you were robbed in that very, very bad part of town. But the idea of actually using it is a bit...
    - What?
    - Repulsive. So therefore you keep the bullets safely...in the glove box. I'm not here to hurt you. Promise.
    - Arabanın ön koltuğunun altında bir silah tutuyorsun... Şehrin o çok çok kötü bölümünde soyulduğundan beri. Ama onu gerçekten kullanma fikri birazcık...
    - Ne?
    - Tiksindirici. Dolayısıyla kurşunları eldiven çantasında emniyette tutuyorsun.Buraya sana zarar vermeye gelmedim. Söz.
  • - Do you remember when you cut some of Mommy's hair? Henry shook me. And you dropped her hair?
    - Annemin saçlarınının bir kısmını kestiğin zamanı hatırlıyor musun? Henry beni sarsmıştı ve sen de saçları yere düşürmüştün.
  • - Mum said father had coughed. And he felt very ill. A handkerchief full of blood... because of coughing of course.
    - Annem babamın öksürdüğünü söyledi. Ardından çok kötülemiş. Bir mendil dolusu kan... ama öksürükten dolayı tabi.
  • - Mum... I have something to tell you. lf I don't tell you tonight, I will hate you.for the rest of my life..I don't wanna be like that.
    - Anne... Sana birşey söyleyeceğim. Bu gece söylemezsem, senden hayatım boyunca nefret edeceğim. Böyle olmak istemiyorum.
  • -Mom, which type of girl did you oppose?
    -Girls whose last name starts with vowels
    - Anne, hangi tür kızlara karşıydın?
    -Soyadları sesli harfle başlayanlara.
  • - You understand I didn't bring any money.
    - I do accept other forms of payment.
    - Anladığın üzere para getirmedim.
    - Diğer ödeme biçimlerini de kabul ediyorum.
  • - However, it is important that you know where you are and why you are here. This is the dining hall of the Sarah Siddons Society.
    - Ancak, nerede olduğunu ve neden burada olduğunu bilmen önemli. Burası Sarah Siddons Derneğinin yemek salonu.

91,407 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025