go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 341 kişi  30 Nis 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

give

gave, given, giving, gives
f. vermek
i. uysallık
  • I think I felt her kicking. Maybe I'll give birth to a baby covered with thick white fur and that way she won't be cold.
    Sanırım tekmelediğini hissettim. Belki kalın beyaz kürkle kaplı bir bebek doğururum, böylece üşümez.
  • I believe art has to take responsibility but it should not give up being art.
    Anselm Kiefer
    Sanatın sorumluluk alması gerektiğine inanıyorum ama sanat olmayı bırakmamalıdır.
  • I'll give you a brand new crisp $20 bill.
    Sana yepyeni gıcır gıcır $20lık bir makbuz vereceğim.
  • We will give you the electric current again. This time we will increase the electric voltage.
    Sana tekrar elektrik akımı vereceğiz. Bu sefer elektrik voltajını artıracağız.
  • I give you complete power. Over Fredo
    and his men. Rocco, Neri, everyone.
    Sana tam yetki veriyorum. Fredo, adamları,
    Rocco, Neri, herkes senin emrinde.
  • I'll send you a picture. Just give me one more chance.
    Sana resmi göndereceğim. Bana bir şans daha tanı.
  • What guarantees can I give you?
    I'm the hunted one!
    Sana ne garanti verebilirim ki?
    Avlanan benim!
  • l'll give you two hours. l've a meeting after this.What should we do today?
    Sana iki saat süre veriyorum. Bundan sonra bir toplantım var. Bugün ne yapmamız gerekiyor?
  • I'll give you my email.
    Sana e-mail adresimi vereyim.
  • I'm just going to give you a few tips.
    Sana birkaç ipucu
    vereceğim sadece.
  • But I tell you something, Carrera: That rifle will soon give you enormous pleasure. Take aim, take up the slack and pull the trigger.
    sana bir şey söyleyeyim Carrera: o tüfek sana yakında çok büyük keyif verecek.nişan al,gevşe ve tetiği çek.
  • I'll give you another chance. I didn't know love was a disease. Anyway, you're not at risk.
    Sana bir şans daha vereceğim. Ben aşkın bir hastalık olduğunu bilmiyordum. Herneyse senin kaybedeceğin birşey yok.
  • I could give you a rose.You rest your weary bones.What happened to you?
    Sana bir gül vereyim.Sen de yorgun kemiklerini dinlendir. Sana ne oldu böyle?
  • He thinks I'm gonna give you Ms. Hudwalker's things.
    Sana bayan Hudwalker'ın birşeyini vereceğim sandı.

  • Now then, said Samsa, let's give thanks to God for that.
    Samsa;onun için herzaman Allaha şükredelim dedi.
  • They give awards for that music l thought just ear plugs.
    Sadece kulak tıkaçlarını aklımdan geçirdiğim şu müziğe ödüller verdiler.
  • It's after 6:00! You can't give me a ticket!
    Saat 6:00'yı geçti! Bana ceza veremezsin!

  • Ritchie. Give us a taste.
    Ritchie. Bize birer içki ver.
  • Ray, would you give me a hand, please?
    Ray, yardım edebilir misin, lütfen?

  • Never. Give him a living, but never
    discuss the family business with him.
    Rahat yaşamasını sağlayın
    ama asla aile işlerini onunla konuşmayın.

3,000 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024