En çok kullanılan kelimeler
En çok kullanılan fiiller
Boşluk doldurma (kelimeler)
Boşluk doldurma (fiiller)
Kelime tamamlama
Fiil tamamlama
Kelime Eşleştirme
Fiil Eşleştirme
Kelime Telaffuzları
Fiil Telaffuzları
Fiil çekim testleri
|
gave,
given,
giving,
gives
f. vermek
i. uysallık - I think I felt her kicking. Maybe I'll give birth to a baby covered with thick white fur and that way she won't be cold.
Sanırım tekmelediğini hissettim. Belki kalın beyaz kürkle kaplı bir bebek doğururum, böylece üşümez. 29.08.2009 neslitukenmis !- I believe art has to take responsibility but it should not give up being art.
Anselm Kiefer Sanatın sorumluluk alması gerektiğine inanıyorum ama sanat olmayı bırakmamalıdır. 18.06.2010 onr - ?eviren: derya !- I'll give you a brand new crisp $20 bill.
Sana yepyeni gıcır gıcır $20lık bir makbuz vereceğim. 16.09.2009 enscapsulation !- We will give you the electric current again. This time we will increase the electric voltage.
Sana tekrar elektrik akımı vereceğiz. Bu sefer elektrik voltajını artıracağız. - I give you complete power. Over Fredo
and his men. Rocco, Neri, everyone. Sana tam yetki veriyorum. Fredo, adamları,
Rocco, Neri, herkes senin emrinde. - I'll send you a picture. Just give me one more chance.
Sana resmi göndereceğim. Bana bir şans daha tanı. 25.08.2009 neslitukenmis !- What guarantees can I give you?
I'm the hunted one! Sana ne garanti verebilirim ki?
Avlanan benim! - l'll give you two hours. l've a meeting after this.What should we do today?
Sana iki saat süre veriyorum. Bundan sonra bir toplantım var. Bugün ne yapmamız gerekiyor? - I'll give you my email.
Sana e-mail adresimi vereyim. - I'm just going to give you a few tips.
Sana birkaç ipucu
vereceğim sadece. - But I tell you something, Carrera: That rifle will soon give you enormous pleasure. Take aim, take up the slack and pull the trigger.
sana bir şey söyleyeyim Carrera: o tüfek sana yakında çok büyük keyif verecek.nişan al,gevşe ve tetiği çek. 08.09.2009 alpha - ?eviren: !- I'll give you another chance. I didn't know love was a disease. Anyway, you're not at risk.
Sana bir şans daha vereceğim. Ben aşkın bir hastalık olduğunu bilmiyordum. Herneyse senin kaybedeceğin birşey yok. - I could give you a rose.You rest your weary bones.What happened to you?
Sana bir gül vereyim.Sen de yorgun kemiklerini dinlendir. Sana ne oldu böyle? - He thinks I'm gonna give you Ms. Hudwalker's things.
Sana bayan Hudwalker'ın birşeyini vereceğim sandı.
- Now then, said Samsa, let's give thanks to God for that.
Samsa;onun için herzaman Allaha şükredelim dedi. 02.11.2010 karani - ?eviren: Duran !- They give awards for that music l thought just ear plugs.
Sadece kulak tıkaçlarını aklımdan geçirdiğim şu müziğe ödüller verdiler. - It's after 6:00! You can't give me a ticket!
Saat 6:00'yı geçti! Bana ceza veremezsin!
- Ritchie. Give us a taste.
Ritchie. Bize birer içki ver. - Ray, would you give me a hand, please?
Ray, yardım edebilir misin, lütfen?
- Never. Give him a living, but never
discuss the family business with him. Rahat yaşamasını sağlayın
ama asla aile işlerini onunla konuşmayın.
3,000 c?mle
|