go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1457 kişi  14 May 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

what

i. hangi, ne, neyi, neleri
s. hangi, ne
ünl. ne
  • - It looks delicious. Let's finish it. Anyway, you looked so cool when you slapped me last night.
    - lf you don't wake up, I will kick you.
    - What if that still doesn't work?
    - Then I'll die.
    - Lezzetli görünüyor. Hadi bitirelim şunu. Neyse, dün gece beni tokatladığında çok havalı görünüyordun.
    - Eğer uyanmazsan, seni tekmelerim de.
    - Ya eğer bu da işe yaramazsa?
    - O zaman ölürüm.
  • - My curse on the family. And I curse the friends and the Faculty. And Zaratay can go to hell.
    - Mind what you say, Albrit!
    - Lanetim bu ailenin üstünde olsun. Arkadaşları da Fakülteyi de lanetliyorum. Ve Zaratay da cehenneme gidebilir.
    - Söylediklerine dikkat et, Albrit!!
  • - It's a small apartment.
    - I know.
    - But I do remember the kitchen now. We were eating. We were in the kitchen. I spilled something on your sweater. Do you remember what that was?
    - Küçük bir daire.
    - Biliyorum.
    - Ama mutfağı şimdi hatırladım. Yemek yiyorduk. Mutfaktaydık. Kazağına birşey dökmüştüm. Ne olduğunu hatırlıyor musun?
  • - Drop off my dry cleaning. Pick up my vitamins. Wash my new jeans.
    - You realize what you are, don’t you?
    - What?
    - You’re his bitch.
    - No-no!! No!!
    - Kuru temizlemeye götürülecekleri götür. vitaminlerimi al. Yeni kot pantolonumu yıka.
    - Ne olduğunun farkındasın, değil mi?
    - Ne?
    - Onun fahişesisin.
    - Hayır- hayır! Hayır!
  • - Kurt leads him down a dead end, so he'd drop it.
    - You underestimated Tippin. Agent Kurtz' lack of field experience put us all at risk. What are you doing using a junior agent, Jack?
    - Kurt onu ölü çıkmaza dek yönlendirir, ve o da atar.
    - Trippin'i küçümsedin. Ajan Kurtz'un saha tecrübesi eksikliği hepimizi riske atar. Acemi bir ajanı kullanmakla ne yapıyorsun, Jack?
  • - I'm wearing earplugs.
    - Earplugs or cloves of garlic? You know what? I take back what I said before.Keep playing at the restaurant.
    - Kulak tıkacı kullanıyorum.
    - Kulak tıkacımı yoksa sarımsak dişlerimi? Biliyor musun? Daha önce söylediklerimi geri alıyorum. Sen restaurantta çalmaya devam et.
  • - Kramer, what did you do? - Well, let's put it this way:
    - Kramer, Ne yaptın? - Şey, şöyle diyelim:

  • - I was scared.
    - Scared of what?
    - Of losing him. And I guess that's what I did. I lost him.
    - You were just trying to find your way. What else can we do?
    - Korkuyordum.
    - Neyden korkuyordun?
    - Onu kaybetmekten. Ve sanırım yaptığım bu. Onu kaybettim.
    - Sen sadece kendi yolunu bulmaya çalışıyordun. Başka ne yapabiliriz?
  • - ?'m afraid so.
    - What happened?
    - Korkarım evet.
    - Ne oldu?
  • - I like to know what my tenants are up to.
    - Funny. "My" landlord never bothers.
    - Kiracılarımın neler çevirdiğini bilmek istiyorum.
    - Garip. “Benim” mülk sahibim asla can sıkmaz.
  • - You said my daughter wanted me to do something for her. What is it?
    - Pray for her. I noticed she was happier, more talkative.
    - Kızımın kendisi için bir şey yapmamı istediğini söyledin. O nedir?
    - Onun için dua et. Onun daha mutlu, daha konuşkan olduğunu fark ettim.
  • - What time does my daughter leave?
    - Soon, after they cut the cake.
    - Kızım ne zaman ayrılıyor?
    - Birazdan. Pasta kesildikten sonra.
  • - He's thinking jealousy.
    - What do you think?
    - Kıskançlık olduğunu düşünüyor.
    - Sen ne düşünüyorsun?

  • - We wish we could believe him. If what he said was true.. it would be hot news. Tycoon's Prodigal Son Bribed Police! How does that sound?
    - Keşke ona inanabilseydik.Söylediği şey doğruysa... bu gerçekten sıcak haber olurdu. Tycoon'un Müsrif Oğlu, Polise Rüşvet Verdi! Kulağa nasıl geliyor?
  • - Shut up! Sit down! Open your mouth! Lift your shirt up!
    - What do you want?
    - We wanted to know.. Keep that thermometer in your mouth.
    - My sister was murdered. So was another man. It was the same killer. McCaleb found a link between my sister and this other man.
    - Kes sesini! Otur! Ağzını aç! Tişörtünü kaldır!
    - Ne istiyorsun?
    - Bilmek istediğimiz... Bu termometreyi ağzında tut.
    - Kardeşim öldürüldü. Ve bir başka adam daha. Katilleri aynıydı. McCaleb, kardeşimle bu diğer adam arasında bir bağlantı buldu.
  • - Do you know what he spent the money on?
    - Different things.
    - Give us some examples.
    - Kendisinin parayı neye harcadığını biliyor musunuz?
    - Farklı şeylere.
    - Bize birkaç örnek verin.
  • - He wants to make a trade.
    - What does he want in exchange?
    - Safe passage to the United States. He lives in Berlin.
    - Kendisi takas yapmak istiyor.
    - Karşılığında ne istiyor?
    - Birleşik Devletler’e emniyetli geçiş. Kendisi Berlin’de yaşıyor.
  • - Don't blame yourself. There was no way you could have known. Just like when you recovered Rambaldi's journal, you had no idea it contained a formula.
    - What are you talking about? What formula?
    - A formula for a medication.
    - Kendini suçlama. Bilebilmenin hiç bir yolu yoktu. Aynen Rambaldi'nin günlüğünü geri aldığında, içinde bir formül olduğu hakkında bir fikrin olmadığı gibi.
    - Sen neden bahsediyorsun? Ne formülü?
    - Tedavi için bir formül.
  • - You should be ashamed of yourself.
    - Why? Nothing happened.
    - They're digging up the pavement.
    - They're always doing that.
    - I'll go down and get a few shot.
    - Can't you do it from here?
    - You're right. I'll get the tripod. That was smart thinking. It'll be a documentary film. What are you reading?
    - I'm just looking at pictures.
    - Kendinden utanmalısın.
    - Neden? Hiçbir şey olmadı.
    - Kaldırımı kazıyorlar.
    - Onlar bunu her zaman yapıyor.
    - Aşağı inip birkaç çekim yapacağım.
    - Buradan yapamaz mısın?
    - Haklısın. Fotoğraf sehpasını alayım. Bu akıllıcaydı. Bir belgesel film olacak bu. Ne okuyorsun?
    - Sadece resimlere bakıyorum.
  • - You should be ashamed of yourself.
    - Why? Nothing happened.
    - They're digging up the pavement.
    - They're always doing that.
    - I'll go down and get a few shots.
    - Can't you do it from here?
    - You're right. I'll get the tripod. That was smart thinking. It'll be a documentary film. What are you reading?
    - I'm just looking at pictures.
    - Kendinden utanmalısın.
    - Neden? Hiçbir şey olmadı.
    - Kaldırımı kazıyorlar.
    - Onlar bunu her zaman yapıyor.
    - Aşağı inip birkaç çekim yapacağım.
    - Buradan yapamaz mısın?
    - Haklısın. Fotoğraf sehpasını alayım. Bu akıllıcaydı. Bir belgesel film olacak bu. Ne okuyorsun?
    - Sadece resimlere bakıyorum.

16,306 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025