go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1690 kişi  13 May 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

we

zm. biz
  • - Can't you just answer me? I'd like to understand.
    - It's over! Can't we close the lid on it?
    - Bana cevap veremez misin? Anlamak istiyorum.
    - Bitti! Bu meselenin üstünü örtemez miyiz?
  • - I bet you have a art teacher here.
    - Pardon? No, we just let children draw what they want.
    - You mean, that boy drew that tree by himself?
    - He loves trees so much, he always sits alone and keeps drawing them.
    - Bahse girerim, burada bir sanat öğretmeniniz var.
    - Pardon? Hayır, biz sadece çocukları ne isterlerse çizmeleri için bırakıyoruz.
    - Yani, bu çocuk o ağacı kendi başına mı çizdi?
    - Ağaçları çok sever, her zaman tek başına oturup onları çizer.
  • - I bet you have a art teacher here.
    - Pardon? No, we just let children draw what they want.
    - Bahse girerim burada bir resim öğretmeniniz vardır.
    - Efendim? Yo, sadece çocukların istedikleri şeyi çizmesine izin veriyoruz.
  • - String him up again!
    - He'll die, if we lash him again, my lord.
    - Oh, he'll die, will he? Another one of their Saxon impudences. They'll do anything to trick us. Continue!
    - Mercy, good master! Have mercy!
    - Father! Father! Stop!
    - Bağlayın onu!
    - Onu yine kamçılarsak, ölecek, lordum.
    - Oh, ölecek, öyle mi? Bir başka Sakson arsızlığı daha. Bizi oyuna getirmek için her şeyi yaparlar. Devam et!
    - Merhamet, iyi efendi! Merhamet gösterin.
    - Baba! Baba! Dur!
  • - We have a bad connection. I can't hear you. Let's talk over lunch.
    - Bağlantımız kötü. Seni duyamıyorum. Öğle yemeğinde konuşalım.
  • - Dad, we brought tickets for tonight.
    - That's fine. Don't come home too late. Be at home.
    - Where to go!
    - No idea!
    - Babaü bu akşama bilet aldık.
    - İyi. eve çok geç gelmeyin. Evde olun.
    - Nereye gideceğiz ki!
    - Bir fikrim yok.
  • - I took over my dad's old clinic. We handle minor depressions.
    - Babamın eski kliniğini devraldım. Küçük sıkıntılara müdahele ediyoruz.
  • - Dad came home from work, tired and pissed off. We were yelling like mad. He burst into the room and he yelled at me.
    - Babam işten eve yorgun ve kızgın geldi. Deli gibi bağırıyorduk. Odaya daldı ve bana bağırdı.
  • - Dad, we brought tickets for tonight.
    - That's fine. Don't come home too late. Be at home.
    - Where to go?
    - No idea! We aren't going for a movie, are we?
    - Baba, bu akşam için bilet aldık.
    - İyi. Eve çok geç gelme. Evde ol!
    - Başka nereye gidicem?
    - Fikrim yok. Sinemaya gitmiyoruz o halde, değil mi?
  • - And what about the noble knights?
    - We shall ask for ransom!
    - Ayrıca soylu şövalyelere ne dersin?
    - Fidye isteyeceğiz!
  • - Can we also see as easily that which is equally true. That he is the only true hero in this room. lf he were white, he wouldn't be in this court, fighting for his life.
    - Aynı şekilde doğru olan bu gerçeği göremez miyiz? Bu gerçekse onun bu odadaki tek gerçek kahraman olduğu. Eğer beyaz olsaydı, bu mahkemede hayatı için savaşıyor olmayacaktı.
  • - There are girls just like me. We are the guiltless pleasures of the lonely human.
    - Aynen benim gibi olan kızlar var. Bizler insanların suçsuz zevkleriyiz.
  • - Where has Ayako gone today?
    -I remember now, we must go to the hill to have a send-off party.
    - Gotto to go together. Ok, let's go. It is so exciting to climb the hill.
    - Ayako nereye gitti bugün?
    - Şimdi hatırladım. Veda partisi vermek için tepeye gitmemiz lazım.
    - Birlikte gitmeliyiz. Tamam, hadi gidelim. Tepeyi tırmanmak çok heyecanlı olacak.
  • - Austin! Come back to bed!
    - Duty calls, baby.
    - Hello, Austin. I hope I'm not interrupting your honeymoon.
    - No, not at all, Basil.
    - Did you get that fruit basketI sent you?
    - Yes, we did,
    - Austin! Yatağa geri dön.
    - Görev çağırıyor, bebeğim.
    - Alo Austin. Umarım, balayınızı kesmiyorumdur.
    - Hayır, hiç kesmiyorsun, Basil.
    - Size gönderdiğim meyve sepetini aldınız mı?
    - Evet, aldık.
  • - Fire! Make some noise, quickly!
    - What are we to aim at?
    - Ateş! Biraz gürültü yap, çabuk!
    - Neye nişan alacağız?
  • - We actually have nothing special to do. Come on in. I'd like to buy some incense.
    - Perfect.
    - I know a show that sells funeral stuff.
    - I'm an expert in these. You've asked the right guy.
    - Aslında yapacak özel birşeyimiz yok. İçeri gel. Biraz tütsü almak istiyorum.
    - Mükemmel.
    - Cenaze eşyaları satan bir şov biliyorum.
    - Bunlarda uzmanımdır. Doğru kişiye sordun.
  • - We actually have nothing special to do. Come on in. I'd like to buy some incense.
    - Perfect.
    - I know a show that sells funeral stuff.
    - I'm an expert in these. You've asked the right guy.
    .
    - Aslında yapacak özel birşeyimiz yok. İçeri gel. Biraz tütsü almak istiyorum.
    - Mükemmel.
    - Cenaze eşyaları satan bir şov biliyorum.
    - Bunlarda uzmanımdır. Doğru kişiye sordun
  • - He was coming after me. We were on the same lane.
    - Are you trying to tell us that you saw him behind you, Mr. Ball?
    - Yes, of course I saw him.
    - Arkamdan geliyordu. Aynı şeritteydik.
    - Onu arkanızda gördüğünüzü mü söylemeye çalışıyorsunuz, Bay Ball?
    - Evet, elbette onu gördüm.
  • - We know the terrain. - No big surprises.
    - Araziyi biliyoruz. - Sürpriz olmayacak.

  • - We appreciate your calling, Mr. Quint.
    - Well, lt looks like it's been used to hammer something.

    - Aradığınız için minnetarız, Bay Quint.
    - Şey, birşey çakmak için kullanılmış gibi görünüyor.

20,398 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025