En çok kullanılan kelimeler
En çok kullanılan fiiller
Boşluk doldurma (kelimeler)
Boşluk doldurma (fiiller)
Kelime tamamlama
Fiil tamamlama
Kelime Eşleştirme
Fiil Eşleştirme
Kelime Telaffuzları
Fiil Telaffuzları
Fiil çekim testleri
|
f. zamanlama yapmak
i. zaman, vade - Listen, my mom still thinks I'm studying at Gabe's house, so I don't think I should go home at this time.
Annem hâlâ benim Gabe'in evinde ders çalıştığımı sanıyor. Bu sefer eve gitmemeliyim sanırım.
- Mom, would you mind if Dr. Harper and I have a little time alone?
Anne, Doktor Harper ile biraz yalnız görüşmemizin sakıncası var mı?
- You know, they're fighting all the time.
Anla işte, her zaman kavga ederler.
- The last time I saw him was 1937 Before I was appointed to the Ministry of Economics in Ankara
Ankara'daki Ekonomi bakanlığına atanmadan önce onu en son görüşüm 1937'ydi. - But by the time they got there it was abandoned.
Ancak onlar oraya vardıklarında herşey terkedilmişti. - Analysis is working full time on the piece you brought back from Spain. This is not glass.
Analiz, İspanya'dan getirdiğin parça üzerinde tam zamanlı olarak çalışıyor. Bu cam değil. - Jesus Christ, what the hell time is it?
Aman, Tanrım, saat kaç? - But when it would come time to commit,
he would usually start to just slip away. Ama işler ciddiye binince
genelde kaçardı. - But there was no time and I did my job. By destroying Khasinau's lab I flooded the building
Ama hiç vakit yoktu ve ben de işimi yaptım. Khasinau'nun laboratuarını yok ederek, binaya su basmasını sağladım. - But you essentially wear the same thing all the time.
Ama her zaman aynı şeyi giyiyorsun.
- Alice, get a grip! This isn't the time to lose it!
Alice, sıkıca tut onu! Zaman kaybetme zamanı değil! - Speaking of fireballs, next time I manscape
I should probably skip the aftershave. Alev topu demişken, bir daha peyzaj yaparken,
en iyisi tıraş sonrası losyon kullanmayayım. - Did you have a good time with Alan?
Alan ile iyi eğlendiniz mi? - There will be rain in the evening, and there might be thunderstorms at that time.
Akşam yağmur olacak ve bu esnada gök gürültülü fırtınalar olabilir.
- Man, what a good time for fashion.
Adamım, moda için ne güzel zamanlardı. - Ackman? I thought he was doing time.
Ackman mı? Beni onu hapiste sanıyordum.
- Around the time I turned 30, I wanted to publish a novel.
Sara Paretsky 30 yaşıma girdiğim zamanlarda, bir roman yayınlamak istedim. 18.06.2010 onr - ?eviren: derya !- 26 September.--I thought never to write in this diary again, but the time has come.
26 Eylül,--bu günlüğe tekrar yazmayı asla düşünmemiştim,fakat zamanı geldi. 24.02.2010 onr - ?eviren: Duran !- By the time I was 15, my mother had turned me into a real clotheshorse.
Gloria Swanson 15 olduğumda annem beni gerçek bir çamaşır askısına çevirdi. 18.06.2010 onr - ?eviren: derya !- By the time I was 12 or 13, I was studying biochemistry textbooks.
Joshua Lederberg 12 yada 13 yaşından önce biokimya kitapları çalışıyordum. 18.06.2010 onr - ?eviren: Duran !
6,791 c?mle
|