go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 2482 kişi  18 May 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

that

zm. şu
s. öteki
zf. bu kadar
  • - It has been dismissed. A new judge has been called upon to hear the case this time, without a jury.
    - How is that possible? A chief cannot be replaced.
    - l can't explain it in any wa |that you would understand.
    - Kapandı. Bu sefer jüri olmadan davayı dinlemek için yeni bir yargıç talep edildi.
    - Bu nasıl mümkün olabilir? Başkan değiştirilemez.
    - Bunu senin anlayabileceğin hiç bir biçimde açıklayamam.
  • - Coffee Is coffee. Bring two coffees please. I'm in a middle of a traffic jam. I might be late... Please hand that tape to Mr. Kaneda.Thanks
    - Kahve kahvedir. İki kahve getir lütfen. Trafik sıkışıklığının tam ortasındayım. Geç kalabilirim... Lütfen bu bantı Bay Kaneda'ya ver. Teşekkürler.
  • - I thought we were having coffee. You can trust me, you know.
    - I know that.
    - I'd never hurt you. Remember when you said some people were meant to meet each other? Maybe we were meant to meet that way.
    - Kahve içeceğimizi sanıyordum. Bana güvenebilirsin, biliyorsun.
    - Bunu biliyorum.
    - Asla seni incitmem. Bazı insanların tanışmasının kaderleri olduğunu söylediğini hatırlıyor musun? Belki de bizim bu şekilde tanışmamız gerekiyordu.
  • - You just harm one hairof my lady's head......and that ugly face of yours will walkabout with no neck under it.
    - Kadınımın saçının bir teline zarar verirsen... o çirkin suratın altında bir boyun olmadan gezmek zorunda kalır.
  • - You just harm one hair of my lady's head......and that ugly face of yours will walk about with no neck under it.
    - Kadınımın saçının bir teline zarar verirsen... o çirkin suratın altında bir boyun olmadan gezmek zorunda kalır.
  • - A runaway slave. Bought be a Spanish settler from a slave trader.
    - l see. Is that lawful?
    - Supply and demand is the law of trade.
    - And the law of souls?
    - Kaçak bir esir. Bir esir tüccarından İspanyol göçmen olarak alınmış.
    - Anlıyorum. Bu yasal mı?
    - Arz ve talep ticaretin kanunudur.
    - Ya ruhun kanunu?
  • - Are you mad at me because my hair gel smells? Because I said your handwriting is childlike?
    - No. That made me feel precious. Because he's always correcting people's grammar?
    - Jölem kokuyor diye mi bana kızgınsın? Yoksa elyazın çocuksu dedim diye mi?
    - Hayır. Bu beni değerli hissettirdi. Çünkü her zaman insanların gramerini düzeltiyor.
  • - John it wasn't easy for me to come here today, but I think it's very important that there'll be no misunderstanding between two of us. My daughter is the most precious thing in the world to me.
    - John, bugün buraya gelmek benim için hiç kolay değildi, ama sanırım ikimizin arasında hiç bir geçimsizlik olmaması çok önemli. Kızım benim için dünyadaki en önemli şeydir.
  • - Jerry, I want you to sign that contract. - We're gonna sign it.
    - Jerry, o sözleşmeyi imzalamanı istiyorum. - İmzalayacağız.

  • - Scout told him that I was too slight to play so he kept pushing me. That's how I screwed my knee.
    - Your dad made you?
    - I wanted to show him I wasn't soft, so I tried to play injured.
    - He was a bastard an
    - İzci ona oynayamacak kadar zayıf olduğumu söylemiş, bu nedenle beni zorlayıp durdu. Bu nedenle dizim döndü.
    - Baban mı yaptı?
    - Ona zayıf olmadığımı göstermek istedim, o nedenle yaralı şekilde oynadım.
  • - You keep up the good work.
    - See you around. Only thing is... ink tests show that the note was written two years ago, not last week. You people are derivative.
    - İyi işlerine devam et.
    - Görüşürüz. Sadece birşey var... mürekkep testleri notun geçen hafta değil, iki yıl önce yazıldığını gösteriyor. Sizler birbirinizin türevisiniz.
  • - He was a good man, too a humanitarian man. A man of wit and humour. He joined the Special Forces. And after that his...ideas, methods...became...unsound.
    - İyi bir adamdı, çok insanietperver biriydi. akıl ve mizah adamıydı. Özel Birliğe katıldı. Ve bundan sonra da ... fikirleri.... metodları sıhhatsizleşti.
  • - Here you are, son. I was worried about you. Look at that hail! The wheat will be ruined.
    - İşte buradasın evlat. Seni merak ettim. Şu doluya bak! Buğdaylar zarar görecek.
  • - when the end comes... all that will be left is us.
    - That's why they hate us.
    - And that's why you must stay here. With me.
    - İşin sonu geldiğinde... kalan sadece bizler olacağız.
    - Bu yüzden bizden nefret ediyorlar.
    - Ve bu yüzden burada kalman gerekli. Benimle.
  • - I have to pee.
    - I'll go with you.
    - No, I want to pee outside. I'll work on my car.
    - I could kick that jack away.
    - Since when do you repair cars?
    - Since today.
    - Maybe you should be a mechanic.
    - İşemem gerek.
    - Seninle geleyim.
    - Hayır, ben dışarıda işemek istiyorum.Arabamın üzerinde çalışacağım.
    - Krikoyu ben halledebilirim.
    - Ne zamandan beri araba tamir ediyorsun?
    - Bugünden itibaren.
    - Belki de tamirciliğe başlamalısın.
  • - People change. Raj has changed too. At school he used to be very quiet. Now he has great sense of humour. When l asked him what he's up to... he said he's a thief.
    - Maybe that wasn't a joke?
    - İnsanlar değişir. Raj da değişti. Okuldayken çok sessizdi. Şimdiyse harika bir mizah anlayışı var. Ona neler yaptığını sorduğumda... hırsız olduğunu söyledi.
    - Belki de bu bir şaka değildi?
  • - Is he attached?
    - To that glass? Absolutely.
    - İlişkisi var mı?
    - O bardakla mı? Kesinlikle.
  • - It seems they were twins. Look at that marvelous girl!
    - My God! My friend, that girl is no more than thirteen years old.
    - That doesn't make her less attractive.
    - Sometimes these girls are women at the age of thirteen.
    - İkizmişe benziyorlar. Şu harikulade kıza bak!
    - Tanrım! Dostum, bu kız onüç yaşından daha fazla değil.
    - Bu, onu daha az çekici yapmıyor.
    - Bazen bu kızlar onüçünde kadın oluyorlar.
  • - I killed them both, all right? Does that make you feel good? Is that better?
    - Don't. What are you doing? Please don't kill me.
    - I'm having a little trouble pulling the trigger.
    - Of course you are. Because you're not a killer. You're a nice boy who's very upset. Look, if you shoot me, the cops will find out. They'll put you away until you're very fucking old.
    - İkisini de öldürdüm, tamam mı? Bu seni iyi hissettirdi mi? Daha iyi mi?
    - Yapma! Ne yapıyorsun? Lütfen beni öldürme.
    - Tetiği çekmekle ilgili küçük bir sorunum var.
    - Elbette, var. Çünkü sen katil değilsin. Üzgün, iyi bir çocuksun. Bak. Eğer beni vurursan, polisler öğrenir. Kahrolası yaşlanana dek seni, içeri tıkarlar.
  • - I killed them both, all right? Does that make you feel good? Is that better?
    - Don't. What are you doing? Please don't kill me.
    - I'm having a little trouble pulling the trigger.
    - Of course you are. Because you're not a killer. You're a nice boy who's very upset. Look, if you shoot me, the cops will find out. They'll put you away until you're very fucking old.
    - İkisini de öldürdüm, tamam mı? Bu seni iyi hissettirdi mi? Daha iyi mi?
    - Yapma! Ne yapıyorsun? Lütfen beni öldürme.
    - Tetiği çekmekle ilgili küçük bir sorunum var.
    - Elbette, var. Çünkü sen katil değilsin. Üzgün, iyi bir çocuksun. Bak. Eğer beni vurursan, polisler öğrenir. Kahrolası yaşlanana dek seni, içeri tıkarlar.

54,454 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025