go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 2482 kişi  18 May 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

that

zm. şu
s. öteki
zf. bu kadar
  • - That was a weird thing to say. - Why? It didn't mean anything.
    - Söylediğin şey çok garipti. - Neden? bir şeyi kastetmedim.

  • - Does that answer your question,buddy?
    - Yeah.
    - Sorunun cevabını aldın mı, dostum?
    - Evet.
  • - I already have. I was just being thorough. - You must have learned that from Jack.
    - Sordum zaten. Beni geçiştirdi. - Bunu Jack'ten öğrenmiş olmalısın.

  • - Sonny a good father to Julian
    - Oh, yes. They make terrific pair. They went together like lamb and tuna fish.
    - Lamb and tuna fish?
    - Spaghetti and meatball? You more comfortable with that analogy?
    - Yes.
    - Sonny, Julian'a iyi babalık ediyor.
    - Oh, evet. Muhteşem bir çiftler. Kuzu ve tuna balığı gibi uyumlular.
    - Kuzu ve tuna balığı mı?
    - Köfte ve makarna gibi? Bu benzetmeyle daha mı rahatsın?
    - Evet.
  • - Sonny will come after you.
    - That will be his first reaction, sure.
    - Sonny peşini bırakmaz.
    - Elbette, ilk tepkisi bu olacaktır.
  • - Any colds recently?
    - No.
    - You used to have a lot of colds.
    - Yes, but then they invented paper handkerchiefs...and that sort of took the fun out of it.
    - Would you open your mouth, please? Wide.
    - Son zamanlarda grip oldun mu?
    - Hayır.
    - Eskiden çok olurdun.
    - Evet. ama sonra şu kağıt mendilleri icat ettiler... ve işin eğlencesi kaçtı.
    - Ağzını açar mısın lütfen? Genişçe.
  • - He hurt you that badly, huh?
    - lt's none of your business.
    - Well, actually, it's my job so it is my business.
    - Sizi bu kadar kötü yaraladı, ha?
    - Sizi ilgilendirmez.
    - Aslında bu benim işim, bu nedenle de ilgilendirir.
  • - A normal guy with a pimple get it. That pimple is like a satyr's horn. That's how I see you, a satyr eating the hearts of the womenin love with you.
    - Sivilceli bir adam bunu anlar. Bu sivilce Tanrı keçinin boynuzu gibidir. Seni böyle görüyorum işte, kendisine aşık kadınların kalbini yiyen bir Tanrı keçi.
  • - Temper?
    - Not that I ever saw.
    - Sinirli midir?
    - Gördüğüm kadarıyla hayır.
  • - You mean, you like it?
    - Like it? I hate it. Did you make that up?
    - No. I heard it all my life. I heard it first from my dad.
    - You're kidding me.
    - No, he's got some terrific sayings.
    - Sevdin mi, yani?
    - Sevmek mi? Nefret ettim. Bunu uydurdun mu sen?
    - Hayır. Bütün hayatım boyunca duydum onu. İlk olarak babamdan duydum.
    - Dalga geçiyorsun.
    - Hayır, çok güzel lafları vardı.
  • - Voice is too far away to isolate it.
    - Can we get rid of some of that echo?
    - Ses çok uzaktan geliyor, ayıramıyorum.
    - Yankıdan bir şeyler elde edemez miyiz?
  • - I have some pie for you today?
    - Okay, yeah. That sounds great
    - I'll cut you an extra-large slice. Preferred customer.
    - Thank you. That's really sweet of you.
    - Senin için bugün turtam var.
    - Oh, evet. Kulağa hoş geliyor.
    - Senin için ekstra büyük bir dilim keseceğim. Tercih edilen müşteri.
    - Teşekkür ederim. Gerçekten çok tatlısın.
  • - She said that big people like you should never use the power like that. She says something horrible will happen.
    - Mind your own business!
    - Senin gibi büyük insanların gücü bu şekilde kullanmamaları gerektiğini söyledi. Korkunç bir şey olacak diyor.
    - Sen kendi işine bak!
  • - In case I don't see you again, how much do I owe you for taking care of that girl?
    - Forget it. I didn't do it as a doctor. I did it as a neighbour.
    - Seni tekrar görmemem halinde, şu kıza baktığın için sana borcum ne kadar?
    - Unut gitsin. Bunu bir doktor olarak yapmadım, bir komşu olarak yaptım.
  • - I love you dearly, Kajal, and I wish to marry you.
    - Stop it, Raj. You don't care about my honour .
    - How dare you utter things that are impossible?
    - Why is it impossible Kajal, why?
    - Seni çok seviyorum, Kajal, ve seninle evlenmek istiyorum.
    - Kes şunu, Raj. Gururumu hiçe sayıyorsun.
    - Mümkün olmayan birşeyi söylemeye nasıl cesaret edersin?
    - Neden mümkün değil, Kajal, neden?
  • - I haven't got to know you very well, but i cant tell from our brief conversation, that you are a very thoughtful young man. Everybody els could be terrific people. In conclusion, I just want to say on this special day, on this very special day, that I am very pleased that you are here !
    - Seni çok iyi tanıyamadım, ama kısa konuşmamızdan yola çıkarak senin düşünceli genç bir adam olduğunu söyleyebilirim. Diğer herkes muhteşem insan olabilir. Sonuç olarak, Bu özel günde, bu çok özel günde... burada olduğuna çok sevindiğimi söylemek istiyorum.
  • - What are you talking about? It's perfect.
    - It's gonna play every night this week.
    - What time?
    - Late, in the cheap seats.
    - You were terrific. That was great. I mean it.
    - Thank you.
    - Work like that deserves to be celebrated. I'm gonna take you to dinner this weekend. How about Saturday, Friday, Sunday?
    - Sen neden bahsediyorsun. Mükemmel.
    - Bu hafta her gece çalacak.
    - Saat kaçta?
    - Geç, ucuz koltuklarda.
    - Muhteşemdin. Harikaydı. Ciddiyim.
    - Teşekkürler.
    - Böyle bir çalışma kutlanmayı hakkeder. Seni bu haftasonu yemeğe götüreceğim. Cumartesi nasıl? Cuma, Pazar?
  • - Do you know what love is? Do you know what that means? We lived together four-and-a-half years. You animal!
    - Sen aşk nedir bilir misin? Bunun ne anlama geldiğini bilir misin? Biz dört buçuk yıl birlikte yaşadık. Seni gidi hayvan!
  • - Commissioner, we both know that shuttle need another month of pre-launch testing.
    - Forget it, Bud.
    - But Commissioner...
    - Sayın vekil, her ikimiz de biliyoruz ki, uzay mekiğinin atış öncesi bir ay teste ihtiyacı var.
    - Unut bunu, Bud!
    - Ama vekilim...
  • - I flew with him during the war. It won't make my job easier. Ted Striker was a crack flight leader He was one of those men who... felt too much inside. Maybe you know that kind.
    - Savaşta onunla birlikte uçtum. İşimi hiç de kolaylaştırmayacak bu. Ted Striker, deneme uçuş lideriydi. İçinde çok fazla şey hisseden adamlardan biriydi. Belki bu tür kişileri bilirsiniz.

54,454 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025