- And later we will celebrate with a glass of wine. When you guys finish, he'll die of poison. The poison is not in the wine. l'll glue it to the glass so when you pour the wine, no one will know of the trick. Around 15 minutes later he'll start to feel a little something. And that's when you leave the house through this door. l'll be waiting for you in the car. And we'll return to China by the same jet.
- Ve sonra, bir bardak şarapla kutlayacağız. Siz bitirdiğinizde, zehirden ölecek. Zehir şarapta değil. Onu bardağa yapıştıracağım böylece sen şarabı döktüğünde, kimse hileyi anlamayacak. Yaklaşık 15 dakika sonra az bir şeyler hissetmeye başlayacak. Ve bu sırada sen bu kapıdan evden çıkacaksın. Seni arabada bekliyor olacağım. Ve aynı jetle Çin'e geri döneceğiz.
- I'm sorry. This is no good. I don't think, I can see you anymore. Don't be offended, because I like you. I think, you're terrific. It's just that, I'm seeing someone else.
- Who?
- Nobody. You don't know him.
- If that's the way you want it.
- See what happens when people don't say, "I love you"?
- Sometimes you can be a real son-of-a-bitch.
- Üzgünüm. Bu doğru değil. Seni artık görebileceğimi sanmıyorum. Kızma, çünkü seni seviyorum. Muhteşem olduğunu düşünüyorum. Sadece, başkasıyla görüşüyorum.
- Kimle?
- Hiç kimse. Onu tanımazsın.
- Eğer bu şekild olmasını istiyorsan.
- İnsanlar 'seni seviyorum' demedikleri zaman ne olduğunu gördün mü?
- Bazen gerçek bir pislik oluyorsun.
- I'm sorry. This is no good. I don't think, I can see you anymore. Don't be offended, because I like you. I think, you're terrific. It's just that, I'm seeing someone else.
- Who?
- Nobody. You don't know him.
- If that's the way you want it.
- See what happens when people don't say, "I love you"?
- Sometimes you can be a real son-of-a-bitch.
- Üzgünüm. Bu doğru değil. Seni artık görebileceğimi sanmıyorum. Darılma, çünkü seni seviyorum. Muhteşem olduğunu düşünüyorum. Sadece, başkasıyla görüşüyorum.
- Kimle?
- Hiç kimse. Onu tanımazsın.
- Eğer bu şekild olmasını istiyorsan.
- İnsanlar 'seni seviyorum' demedikleri zaman ne olduğunu gördün mü?
- Bazen gerçek bir pislik oluyorsun.
- I need sleep.
- Come back in a month.
-Why do you think I'd come back?
- Why are you here?
- When you tell somebody you'll be somewhere... that person rearranges his life. Be aware of that.
- Uyumam lazım.
- Bir aya geri dön!
- Geri döneceğimi düşündüren ne?
- Neden buradasın?
- Birisine bir yerde olacağını söylediğinde... o kişi hayatını bir düzene koyar. Bunu farketmen gerek.
- Get onto the plane, access the server and transmit its contents. We'll be in a cargo jet. We have to stay within 5,000 feet. Here's your transmitter. The earrings will give us audlo and video.
- Uçağa bin, sisteme gir, içerikleri aktar. Biz bir kargo jetinde olacağız. 5000 fitte kalmamız gerekiyor. Vericin burada. Küpeler bize ses ve görüntüyü verecek.
- All young Wachati warrior must face five days.. ...of balance and concentration. Should he lose his focus and fall.. ...he must start over again. Earthquake test!
- He's good.
- With my help, he could be the best.
- Tüm Wachati savaşçıları 5 denge ve konsantrasyon günü ile yüzleşmeliler. Odağını kaybedip düşecek olursa... yeniden başlamalı. Deprem testi.
- O gayet iyi.
- Benim yardımımla, en iyisi olabilir.
- Thank you, Mommy. Thank you so much.
- Tomorrow's gonna be just for us, okay?
- Where are we going? Someplace nice? Are those happy tears?
- Teşekkürler, anneciğim. Çok teşekkürler.
- Yarın yalnız ikimizin olacak, tamam mı?
- Nereye gidiyoruz? Güzel bir yere mi? Bunlar mutluluk göz yaşları mı?
- All right I'll walk you to your car, if you'd like.
- Yeah. Sure. It's a bad neighborhood.
- Maybe I should walk you to your car.
- I don't have a car.
- You want a ride home?
- No, thank you. I'd like to walk. Are you okay to drive?
- I'm not drunk. You think I am? You'll know when I'm drunk. I'll be throwing up. And I never throw up, so...
- Tamam. İstersen, seninle arabana kadar yürüyeyim.
- Evet, elbette. Kötü bir mahalle.
- Belki de seninle arabana yürümeliyim.
- Arabam yok.
- Eve bırakmamı ister misin?
- Hayır, teşekkür ederim. Yürümek istiyorum. Sen kullanabilecek misin?
- Sarhoş değilim. Öyleyim mi sandın? Sarhoş olsam anlardın. Kusarım. Ve ben hiç kusmam... o yüzden...
- All right, all right! Look! There's gotta be a fair yet profitable way to settle this. Okay, hover dudes, these are the rules. You line up at the starting points. When the whistle blows, you begin your fly.
- Tamam! Tamam! Bakın! Bunu bitirmenin adil ve karlı bir yolu olmalı. Tamam uçun arkadaşlar, kurallar bunlar. Başlangıç noktasında sıraya girin. düdük çalınca uçuşunuza başlayın.
- What about the debt I asked you to collect?
-Almost done
-Work harder Look. I've been nice to you offering you a place to stay.Shouldn't you be nice to me, too?
- Tahsil etmeni söylediğim borçlar ne durumda?
-Neredeyse bitti.
-Daha fazla çalış. Bak, sana kalacak bir yer teklif ederek nazik davrandığımı sanıyorum. Senin de bana karşı nazik olman gerekmez mi?