go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 3857 kişi  17 May 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

was

  • -What happened to you Where have you been
    -l went traveling- lndia... Asia l lived and worked l made my own money l had to see what was out there to know the value of what is here...the value of this
    - Ne oldu sana? Nerelerdeydin?
    - Yolculuğa çıktım – Hindistan…Asya.Oralarda yaşadım ve çalıştım. Para kazandım. Buradakinin değerini bilebilmek için oralarda ne olduğunu görmem gerekiyordu…bunun değerini…
  • - What calls? - I made a friend when I was in Europe.
    - Ne konuşması? - Avrupa’dayken bir arkadaşım vardı.

  • -Such an exciting day.
    - It sure was and what a finale Thomas, your friends ar really delightful. I just love them.
    - Ne kadar heyecanlı bir gündü.
    - Gerçekten öyleydi ve sonu nasıl da güzeldi Thomas, arkadaşların çok hoş. Onları çok sevdim.
  • - And what was that?
    - Resort financing.
    - Ne iş yapıyordu?
    - Tatil finansmanı.
  • - What have we been drinking?
    - I don't know. It was something with a horse on the label. Dog. It was like a dog horse.
    - Ne içiyorduk?
    - Bilmiyorum. Etikette at gibi birşey vardı. Köpek. Köpek at gibiydi.
  • - What do you have to be mad about? I understand it must have been hard for you when I left. But you didn't put up a fight.
    - What kind of fight was I supposed to put up?
    - Ne için kızmak zorundasın? Gittiğimde herşey senin için zor olmuş olmalı, anlıyorum. Ama kavga çıkartmadın?
    - Ne tür bir kavga çıkartmam gerekirdi?
  • - What was that all about? - They said they were interested in me.
    - Ne hakkındaydı bu? - Benimle ilgilendiklerini söylediler.

  • - About what? - About whether he was your guy?
    - Ne hakkında? - Onun adamınız olup olmadığı hakkında.

  • - As you were saying, Mr. Kramer? - What was the question?
    - Ne diyordunuz, Bay Kramer? - Soru neydi?

  • - What was I saying, God, I can't remember anything. Dead, I'm a dead man.
    - You expect pity?
    - Ne diyordum, Tanrım, hiçbir şey hatırlayamıyorum. Ölü, ben ölü bir adamım.
    - Merhamet mi bekliyorsun?
  • - I was immediately struck by their music, their beat and sense of humour on stage. Even when I met them, I was struck again by their personal charm.
    - Müziklerine, tempolarına ve sahnedeki mizah anlayışlarına hemen vurulmuştum. Onlarla tanıştığımda bile, bu sefer kişisel cazibelerine çarpıldım.
  • - I was born purple ...so purple they thought I was dead. True or false. They ignored me for two hours while trying to save my mother. Then they decided to wash me, so I'd look decent for the funeral.
    - Mor doğmuşum... o kadar mor ki beni ölü zannetmişler. Doğru ya da yanlış. Annemi kurtarmaya çalıştıkları iki saat boyunca ilgilenmemişler benle. Sonra cenazede düzgün gözükeyim diye beni yıkamaya karar vermişler.
  • - As his guest.
    - I do remember that she was laughing.
    - Misafiri olarak.
    - Güldüğünü hatırlıyorum.
  • - Before I left Minbar, I was given a letter from 900 years ago.
    - Whose handwriting is this?
    - Mine. I wrote this from the past, 9OO years ago.
    - Minbar'dan ayrılmadan evvel 900 yıl öncesine ait bir mektup verildi bana.
    - Bu kimin el yazısı?
    - Benim. Bunu 900 yıl önce geçmişte yazmıştım.
  • - Michael Vaughn! You Bill Vaughn's kid.
    - Yeah, he was my father. No kidding.
    - He was a good man.
    - Thank you.
    - Michael Vaughn! Sen Bill Vaughn'nun çocuğusun.
    - evet, o benim babamdı. Dalga geçmiyorum.
    - İyi bir adamdı.
    - Teşekkürler.
  • .- Scissors It was a weapon
    - Why do you think he'd harm me?
    - We don't know the answer How is he worth the risk to you, to Martin, to our family?
    - Makas. O bir silahtı.
    -Neden onun bana zarar vereceğini düşünüyorsun?
    -Cevabı bilmiyoruz.Kendini, Martin’i, ailemizi riske atmaya değer mi o?
  • - He was in the harbour killing many men.
    - He saw Keyser Soze?
    - He saw his face.
    - Tell him to tell her what he looks like.
    - Limanda bir sürü adam öldürüyordu.
    - Keyser Soze'yi gördü mü?
    - Yüzünü gördü.
    - Neye benzeiğini ona söylemesini söyle.
  • - When I was a kid I used to say 'Hey, Dad only girls keep diaries', and he'd just laugh. He was a really good guy, my dad. But he was too hard on himself.
    - Küçükken 'Hey, Baba' derdim... 'sadece kızlar günlük tutar' ve o da bana gülerdi. Benim babam gerçekten iyi bir adamdı. Ama kendine karşı çok sertti.
  • - The victim was paralyzed.. couldn't fight back. Kevin Marcus puts the rope around his neck, makes a slip knot. And ties off the other end on the truss even though there is no way he could have reached it.
    - Kurban paralize olmuş... karşılık verememiş. Kevin Marcus ipi boynuna geçirmiş, iki düğüm atmış. Ve yetişmesi hiç bir şekilde mümkün olmadığı halde diğer ucunu kirişe bağlamış.
  • - How'd they pass the guard?
    - I'm afraid he was found shortly after......sleeping.
    - Korumayı nasıl atlatmışlar?
    - Maalesef koruma uyuyormuş.

26,500 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025