go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1455 kişi  04 May 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

had

had, had, having, has
[have] f. sahip olmak, olmak, elde etmek, almak, yapmak, etmek, kabul etmek, göz yummak, aldatmak, dolandırmak, zorunda olmak, bulunmak
  • I stopped and had a drink with him for old time’s sake, even though he was no longer a good friend.
    Artık iyi bir arkadaş olmamasına rağmen.eski günlerin hatırına durdum ve onunla bir içki aldım.
  • He had turned his back so that none could see him but I.
    Arkasını döndü böylece kimse onu göremiyordu, benden başka.
  • Our friends said she had a boyfriend
    who was her partner.
    Arkadaşlarımız ortağı olan bir
    erkek arkadaşı olduğunu söylediler.

  • I had to sneak out her back door
    Arka kapısından gizlice uzaklaşmak zorunda kaldım.

  • I-I thought we had something special.
    Aramızda özel bir şey var sanmıştım!

  • He did not turn his head until he had reached the doorway.
    Antreye varıncaya kadar kafasını çevirmedi.
  • Your mother had the most extraordinary coIIection of rare perfumes in the history of France.
    Annen Fransa tarihindeki nadide parfümlerden oluşan en olağanüstü koleksiyona sahipti.
  • My parents had two arguments while they were driving...
    Annem ile babam arabada giderken iki konuda tartışırlar...

  • As near as I can figure you had an identical twin sister and...I married her. But that's over now.
    Anlayabildiğim kadarıylaa senin ikiz bir kız kardeşin vardı...Ben onunla evlendim. Ama artık bu (evlilik) sona erdi.
  • You left for Geneva four days earlier than we had agreed.
    Anlaştığımızdan dört gün önce Cenevre'ye gittin.
  • Finding the ideal artist to create our animation was no small task. We had to bind him... bind him to ourselves in a contract based on trust and mutual respect. base
    Animasyonumuzu yaratacak ideal sanatçıyı bulmak kolay bir iş değildi. Onu bu işe bağlamamız gerekiyordu... güven ve karşılıklı saygıya dayalı bir sözleşme ile onu kendimize bağlamalıydık.
  • Whoever wants to know the heart and mind of America had better learn baseball, the rules and realities of the game - and do it by watching first some high school or small-town teams.
    Jacques Barzun
    Amerikanın düşüncesini ve yüreğini tanımak isteyen herkes beyzbolü öğrense iyi olur,oyunun kurallarını ve gerçeklerini- ve bunu ilk kez bazı lise yada küçük kasaba takımlarını izleyerek yapsa iyi olur.
  • But it had the Toy Story 3 sneak peek.
    Ama Oyuncak Hikâyesi 3'ten sızdırılmış
    görüntüler var.
  • But has anyone seen him in London ?
    - Actually, yes Hmm. But I've had a hardtime getting actual verification.A Stephen Hughes said he saw him at a restaurant there.
    Ama onu Londra'da gören olmuş mu?
    -Aslında, evet Hmm. Ama gerçek bir doğrulama yapmakta zorlandım. Stephen Hughes onu orada bir restorantta gördüğünü söyledi.
  • But when he turned his head and saw who had spoken, he walked quietly on.
    Ama kafasını çevirip kimin konuştuğunu görünce, sessizce yürüyüp gitti.
  • But, trust me, I had been
    unhappy for a long, long time.
    Ama inan bana, çok çok uzun zamandır
    mutsuzdum.
  • but as usual, you had to ruin it.
    Ama her zamanki gibi
    mahvetmen gerekiyordu değil mi?
  • But my personal favorite would have to be that we had to invent the helmet.
    Ama benim favorim kaskı icat etmek zorunda kalmamızdır.

  • We had drinks six months later, I could see he still hadn't gotten over it.
    Altı ay sonra içki içerken hâlâ etkisinden kurtulamadığını görebiliyordum.

  • We had drinks six months later,
    I could see he still hadn't gotten over it.
    Altı ay sonra içki içerken hâlâ
    etkisinden kurtulamadığını görebiliyordum.


11,648 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025