En çok kullanılan kelimeler
En çok kullanılan fiiller
Boşluk doldurma (kelimeler)
Boşluk doldurma (fiiller)
Kelime tamamlama
Fiil tamamlama
Kelime Eşleştirme
Fiil Eşleştirme
Kelime Telaffuzları
Fiil Telaffuzları
Fiil çekim testleri
|
had,
had,
having,
has
[have] f. sahip olmak, olmak, elde etmek, almak, yapmak, etmek, kabul etmek, göz yummak, aldatmak, dolandırmak, zorunda olmak, bulunmak I thought I had the rights to The Lord of the Rings. I don't know how Jackson ended up with the rights.
Ralph Bakshi
Yüzüklerin Efendisine karşı haklara sahip olduğumu düşündüm,Jackson'un haklara nasıl son verdiğini bilmiyorum.25.05.2010 onr - ?eviren: Duran ! He could not help panting loudly with the effort and had sometimes to stop and take a rest. Yorgunluktan ,yüksek sesle, nefes nefese kalmak elinde değildi,bazen durmak ve dinlenmek zorunda kalırdı.02.11.2010 karani - ?eviren: Duran ! No, no. We had an okay time. Yok, yok. İyi vakit geçirdik. We had some food tablets and other kinds of food in tubes. Yiyecek tabletleri ve tüp içinde diğer yiyecek türlerini yedik.
 We're leaving in 20 minutes. This was the terminal station of the Orient Express. It had its prime.
Yirmi dakika içinde hareket ediyoruz. Bu Şark Ekspresi’nin son istasyonuydu. En güzel çağını geçirdi.
Oh, good, 'cause that'd be
strange if you had fantasies Yine de kasıklarına silahı bastırıp,
kalp atışlarını... l met him years ago at a Youth Concert and l was impressed:He had his own flat and a job with a record company. Yıllar önce onunla bir Gençlik Konseri'nde karşılaştım ve çok etkilendim. Kendi dairesi ve bir plak şirketiyle ilgili bir işi vardı. That's it for this piece of junk. I've had it. Yetti artık bu saat. Yeter.
  It's unlikely that they would have left the ship,if they had an ample supply of food. Yeterli yiyecekleri olsaydı gemiyi terk etmiş olmaları uzak bir ihtimaldi. I've had enough. Yeterince katlandım. I had enough. Yeterince dinledim.
 She just had a checkup. The doctor said she was fine. Yeni kontrolden geçmişti. Doktor iyi olduğunu söylemişti.
  For seven hours I plied my trade, and when I returned home in the evening I found to my surprise that I had received no less than 26s. Yedi saat alışveriş yaptım,ve akşam eve döndüğümde en az 26$ dolarlık alışveriş yaptığıma hayret etmiştim.02.01.2010 onr - ?eviren: Duran ! I was lying in bed alone, and I had an epiphany. Yatağımda uzanırken bir görünüş belirdi.
 Old Bilder examined him all over with most tender solicitude, and when he had finished with his penitent said, Yaşlı Bilder en hassas merakla onun her tarafını muayene etti ve bitirdiğinde pişmanlıkla dedi,20.02.2010 onr - ?eviren: Duran ! Well, it is not for me to judge you, said Holmes as the old man signed the statement which had been drawn out. Yaşlı adam sorgulama ifadesini imzaladığında,Homes,pekala bu benim seni yargılamam için değil dedi.02.01.2010 onr - ?eviren: Duran ! The old man had too much wine. Yaşlı adam fazla şarap içmiş. Oh,come on,this can't be the first woman who had a nervous breakdown, Yapma, sinirleri bozulan ilk kadın o değildir,
 He wouldn't have had to lie. Yalan söylemek zorunda değildi. The Jews deserved to die. I have no regrets. If I had the chance I would do it again.
Alois Brunner Yahudiler ölmeyi hakettiler,pişman değilim,fırsatım olsa tekrar yaparım.18.06.2010 onr - ?eviren: Duran !
11,648 c?mle
|