go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 992 kişi  04 Ekm 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

did

did, done, doing, does
[do] f. yapmak, etmek; tamamlamak, meydana getirmek; neden olmak; düzenlemek, temizlemek; rolünü üstlenmek; ilgilenmek; uymak; ayağını kaydırmak; dolandırmak (Argo)
  • - Kramer, what did you do? - Well, let's put it this way:
    - Kramer, Ne yaptın? - Şey, şöyle diyelim:

  • - Did you read them? - Well, yeah.
    - Kitapları okudun mu? - Evet.

  • - Did anybody accept bribes?
    - I don't know. But I never did, not even a penny. I wouldn't become a cop if I wanted to get rich.
    - Kimse rüşvet aldı mı?
    - Bilmiyorum. Ama ben hiç almadım, tek bir kuruş bile. Zengin olmak isteseydim, polis olmazdım.
  • - I wish it hadn't been at a ball.
    - But even here, we're alone.
    - The worst of it is that I want to kiss you and I can't. Did you tell Ellen as I asked you to?
    - I didn't have a chance. After all she's my cousin.
    - Keşke baloda olmasaydı bu.
    - Ama burada bile yalnızız.
    - En kötüsü de seni öpmek isteyip yapamamam. Bunu yapmanı istediğimi Ellen'a söyledin mi?
    - Böyle bir şansım olmadı. Sonuçta benim kuzenim o.
  • - Did you find the murderer?
    - A man from Marseille.
    - The murderer. The real murderer?
    - There's a problem, Ledda. I have the story, but there' no evidence against the baron.
    - You have my testimony.
    - Katili buldun mu?
    - Marseille'dan bir adam.
    - Katil. Gerçek katili?
    - Bir problem var, Ledda. Hikayem hazır, ama barona karşı kanıt yok.
    - Benim ifademe sahipsin.
  • - On my way to my sister's what did I see? A green card by a green lamppost. And I was wearing green.
    - Maybe you'll meet a little green man! The colour of hope. I t's a good year.
    - Kardeşime giderken ne gördüm? Yeşil bir sokak lambasının yanında yeşil bir kart. Ve yeşil giymiştim.
    - Belki de küçük yeşil bir adamla tanışacaksın! Umudun rengi. İyi bir yıl olacak.
  • - I remember what you were like when you first walked through my door. Jittery as a june bug. And now just look at you. You sure did surprise me,[
    - Kapımdan içeri ilk girdiğin anda olduğun haliyle hatırlıyorum seni. Haziran böceği kadar gergindin. Ve şimdi bir bak kendine. Beni gerçekten şaşırttın.
  • - I got coffee. Sugar, sweetener?
    - Black. So what kind of life did you rearrange to get coffee? You never talk about yourself. What do you do?
    - Kahve aldım. Şeker, tatlandırıcı?
    - Sade. Ee kahve alabilmek için ne çeşit bir hayat kurdun? Kendinden hiç bahsetmiyorsun. Ne iş yapıyorsun?
  • - How many did he kill, Bob?
    - Two. Because they worked for the Department of the Interior, the Army can hang him.
    - Kaç kişiyi öldürdü, Bob?
    - İki. Ama ölenler İçişleri'nden oldukları için, Ordu onu asabilir.
  • - There he is, up there.
    - Come down, Teo! You'll hurt yourself. QuicKly, get a ladder. I'll go up. Is this how you keep an eye on him? How did he get up there?
    - İşte orada, yukarıda.
    - Aşağı in, Teo. Bir yerine birşey olacak. Çabuk, bir merdiven getir. Yukarı çıkacağım. Ona bu şekilde mi göz kulak oluyorsun? Oraya nasıl çıktı?
  • - I got tied up. - I'll bet you did.
    - İşte biraz bağlandım - Bahse girerim öyledir.

  • - How'd it go? Did you get more proof against Colleen?
    - Colleen's innocent and dead.
    - İşler ne alemde? Colleen' e karşı delil toplayabildin mi?
    - Colleen masum ve artık yaşamıyor.
  • - She's okay. - Why did she dump you?
    - İdare eder. - Neden seni terketti?

  • - Go in, quick l save it for you. Eat!
    - Did you save it for me?
    - The maids don't know. Eat more!
    - Very delicious. Where's Dragon?
    - He's on the Casino Cruises, he'll be back early morning for a trip to Taiwan. You've to finish it.
    - No, l've to save some for my brother.
    - You guys are good brothers
    - İçeri gel, çabuk. Senin için sakladım. Ye!
    - Benim için mi sakladın?
    - Hizmetçiler bilmiyor. Daha çok ye!
    - Çok lezzetli. Dragon nerede?
    - Casino teknesinde, yarin sabah Tayvan'a bir gezi için erken dönecek. Onu bitirmen gerek.
    - Hayır. Biraz kardeşime ayırmalıyım.
    - Sizler iyi kardeşsiniz.
  • - I can't remember anything. Dead. I'm a dead man.
    - You expect pity?
    - I expect you to hand over those keys and then... move your nigger ass out of my room.
    - What did you say?
    - Move your nigger, spade...
    - Hiçbir şey hatırlayamıyorum. Ölü. Ben bir ölüyüm.
    - Acımamı mı bekliyorsun?
    - Şu anahtarları bana vermeni ve sonra... zenci poponu odamdan götürmeni bekliyorum.
    - Ne dedin sen?
    - Zenci belini götürmeni...
  • - Did he help at all?
    - Hardly. Let me tell you about Gary. He's tall. He's nice to me. He's intelligent. And he doesn't make me sleep in the wet spot.
    - It's a trick. I bet he's a shit.
    - I think he is truly concerned with my happiness.
    - Then he'll be a big help next year, when we all come to your house.
    - He's asked me out for New Year's. And did I mention that he is a lawyer?
    - Hiç yardım etti mi?
    - Çok az. Sana Gary'yi anlatayım. Uzun boylu. Bana karşı iyi. Akıllı. Islak yerde uyumama da müsade etmiyor.
    - Bu bir oyun. Bahse girerim bok gibidir.
    - Sanırım, mutluluğumla gerçekten ilgileniyor.
    - O zaman gelecek yıl senin evine geldiğimizde çok yardımı olacak.
    - Yılbaşında beni davet etti. Ya avukat olduğunu söylemiş miydim?
  • - Hi, doc.
    - Jelly, what are you doing here?
    - Hey, doc. It's been a while.
    - I thought you were in prison.
    - It would appear not.
    - Well, how did you get out?
    - I had a new trial. It turns out the evidence in my first trial was, you know, tainted.
    - I see. Anyway, two of the witnesses decided not to testify, and the third guy......he committed suicide.
    - Selam doktor.
    - Jelly, burada ne yap?yorsun?
    - Hey doktor. Uzun zaman oldu.
    - Senin hapiste oldu?unu san?yordum.
    - Görünü?e göre, de?ilim.
    - Ee, nas?l ç?kt?n?
    - Yeni bir duru?ma oldu. ?lk mahkemedeki kan?tlar bir ?ekilde... bilirsin... bozuk ç?kt?.
    - anlad?m. Neyse, görgü tan?klar?ndan ikisi ifade vermemeye karar verdi ve üçüncü ki?i de... intihar etti.
    - Hi, doc.
    - Jelly, what are you doing here?
    - Hey, doc. It's been a while.
    - I thought you were in prison.
    - It would appear not.
    - Well, how did you get out?
    - I had a new trial. It turns out the evidence in my first trial was, you know, tainted.
    - I see. Anyway, two of the witnesses decided not to testify, and the third guy......he committed suicide.
    - Selam doktor.
    - Jelly, burada ne yapıyorsun?
    - Hey doktor. Uzun zaman oldu.
    - Senin hapiste olduğunu sanıyordum.
    - Görünüşe göre, değilim.
    - Ee, nasıl çıktın?
    - Yeni bir duruşma oldu. İlk mahkemedeki kanıtlar bir şekilde... bilirsin... bozuk çıktı.
    - anladım. Neyse, görgü tanıklarından ikisi ifade vermemeye karar verdi ve üçüncü kişi de... intihar etti.
  • - Hey. Hi Cadence, this is Paul Finch.
    - Finch, meet my younger sister, Cadence.
    - Nice to meet you. You're reading Descartes.
    - Yep.
    - I think, therefore I am. Hungry. Hungry. So, when's Mark getting in?
    - Uh, let's see, that would be never.
    - Did you guys break up? How tragic.
    - Hey. Selam Cadence, bu Paul Finch.
    - Finch, küçük kardeşim Cadence'le tanış.
    - Tanıştığımıza memnun oldum. Descartes okuyoprsunuz.
    - Evet.
    - Düşünüyorum öyleyse varım. Açım. Açım. Peki Mark ne zaman geliyor?
    - Iıı bir bakalım, hiç bir zaman.
    - Siz ayrıldınız mı? Ne trajik.
  • - Did Helen Lee work here?
    - Don't write anything bad about her. She's a good girl.
    - Helen Lee burada mı çalışıyordu?
    - Onun hakkında kötü birşey yazmayın. O iyi bir kız.
  • - You were amazing.
    - Thank you
    - Where did you learn to play like that?
    - Well, jazz flute has always been a small passion of mine.
    - So what other passions do you have, Mr. Burgundy?
    - Harikaydınız.
    - Teşekkür ederim.
    - Böyle çalmayı nerede öğrendin?
    - Şey, caz flüt her zaman küçük bir tutkum olmuştur.
    - Peki, başka ne tutkularınız var, Bay B urgundy?

4,064 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025