[do] f. yapmak, etmek; tamamlamak, meydana getirmek; neden olmak; düzenlemek, temizlemek; rolünü üstlenmek; ilgilenmek; uymak; ayağını kaydırmak; dolandırmak (Argo)
- I did it already. I took care of that, Pop.
- That's right. I forgot.
- Hallettim. O iş halloldu bile, baba.
- Doğru. Unutmuşum.
- Look at the size of the shirt! He seems so tall.
- Tell me, how does he look?
- Very handsome. Tell us, what else did he do?
- Nothing at all.
- Must've kissed you.
- No, he isn't that type.
- Gömleğin ölçüsüne bir bak! Çok uzun boylu görünüyor.
- Söyle nasıl görünüyor?
- Çok yakışıklı. Başka ne yaptı onu söyle.
- Hiçbir şey.
- Seni öpmüştür.
- Hayır. O tip biri değil.
- How did you come into my house?
- From Mohan's house. l couldn't come from the front door. So l had to do so.
- Why do you go quietly? - in the darkness like a thief ?
- What is the use of keeping this from you. l go to meet Mohan's wife.
- Evime nasıl girdin?
- Mohan2ın evinden. Ön kapıdan gelemedim. Ben de böyle yapmak zorunda kaldım.
- Neden bu kadar sessizce girdin? - bir hırsız gibi karanlıkta?
- Bunu senden saklamanın ne anlamı var. Mohan'ın karısıyla buluşacağım.
- I want to find out if my boyfriend was murdered.
- Did they find anything on his body?
- Nothing special.
- What about his place? Did you live together?
- No.
- How long have you been seeing each other?
- Two years.
- You have his home keys?
- Erkek arkadaşımın öldürülüp öldürülmediğini öğrenmek istiyorum.
- Onlar cesedinde herhangi birşey buldular mı?
- Özedl birşey yoktu.
- Ya evi? Birlikte mi yaşıyordunuz?
- Hayır.
- NE kadar süredir görüşüyorsunuz?
- İki yıldır.
- Sende evinin anahtarları var mı?
- lt is all a lie right from the very beginning. My brother was right. There isn't a guy l trust. Wendy, are you okay? Why do you cry?
- Dragon's dead. And the ugly brothers are dead too. l've done what you've asked.
- Did anyone know?
- The entire Taiwan knows.
- En başından beri hepsi yalan. Kardeşim haklıydı. Güvendiğim biisi yok. Wendy sen iyi misin? Neden ağlıyorsun?
- Dragon öldü. Ve çirkin kardeşler de öldü. Benden istediğini yaptım ben.
- Kimse biliyor mu?
- Bütün Tayvan biliyor.
- Well, you change the face of boxing, Jackie. You cracked some pretty hard cement. You can be proud of that.
- Well, l can't be proudof what l did to Luther.
- Eee, boksun yüzünü değiştiriyorsun Jackie. Çok sert bir betonu çatlattın. Bununla gurur duyabilirsin.
- Eh, Luther'e yaptığım şeyle gurur duyamam ama.
- l just said it. Forget that!
- Nothing to do with hunting.
- OK! So why did you say this? Why do you like to hunt the fox?
- l do not hunt the fox. l think people that hunt the fox are the scum of the earth!
- Dedim ya. Unut bunu!
- Avlanmakla ilgisi yok ki.
- Tamam! O zaman bunu niye söyledin? Neden tilki avlamak istiyorsun?
- Tilki avlamam. Bence tilkileri avlayanlar yeryüzündeki en büyük pislikler.