go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1533 kişi  15 May 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

your

zm. senin, sizin
  • - Easy to say. He's not your father.
    - I'm as much a son as you or Mike.
    - Söylemesi kolay. Senin baban değil.
    - En az sizler kadar ben de oğluyum.
  • - Does that answer your question,buddy?
    - Yeah.
    - Sorunun cevabını aldın mı, dostum?
    - Evet.
  • - What's the matter, Barclay, huh You homesick? You miss your mommy?
    - Sorun ne, Barclay, ha? Evini mi özledin? Anneciğini mi özlüyorsun?
  • - That's not what l asked. Why don't you judge him according to your own laws?
    - You know it's unlawful for us......to condemn any man to death.
    - To death? What has this man done to merit such a penalty?
    - Sorduğum bu değil. Neden onu kendi kanunlarına göre yargılamıyorsun?
    - Bizim için ... hiç bir insanı ölüme mahkum etmenin yasal olmadığını biliyorsun.
    - Ölüme mi? Bu adam bu cezayı hak edecek ne yaptı?
  • - Any colds recently?
    - No.
    - You used to have a lot of colds.
    - Yes, but then they invented paper handkerchiefs...and that sort of took the fun out of it.
    - Would you open your mouth, please? Wide.
    - Son zamanlarda grip oldun mu?
    - Hayır.
    - Eskiden çok olurdun.
    - Evet. ama sonra şu kağıt mendilleri icat ettiler... ve işin eğlencesi kaçtı.
    - Ağzını açar mısın lütfen? Genişçe.
  • - How's your salmon? - Delicious.
    - Somon balığı nasıl? - Harikulade.

  • - What's wrong with you three? Taking on your own mother now?
    - Of course not, Auntie Wing. You taught us to combat, therefore we don't stand a chance with you.
    - Let's talk instead. Well, I'm going to say this one last time. Never ever use your Power moves. We can practice the moves, yet we can't use them!




    - Sizin üçünüzün sorunu nedir? Şimdi de kendi annenizi götürüyorsunuz.
    - Tabi ki değil, Wing Hala. Bize dövüşmeyi sen öğrettin, dolayısıyla seninle bir şansımız olmaz.
    - Konuşalım onun yerine. Peki, bunu son kere söyleyeceğim. Güç hamlelerini asla ve asla kullanma. Hamleleri egzersiz yapabiliiz, ancak onları kullanamayız!
  • - What's wrong with you three? Taking on your own mother now?
    - Of course not, Auntie Wing. You taught us to combat, therefore we don't stand a chance with you.
    - Let's talk instead. Well, I'm going to say this one last time. Never ever use your Power moves. We can practice the moves, yet we can't use them!

    - Sizin üçünüzün sorunu nedir? Şimdi de kendi annenizi götürüyorsunuz.
    - Tabi ki değil, Wing Hala. Bize dövüşmeyi sen öğrettin, dolayısıyla seninle bir şansımız olmaz.
    - Konuşalım onun yerine. Peki, bunu son kere söyleyeceğim. Güç hamlelerini asla ve asla kullanma. Hamleleri egzersiz yapabiliiz, ancak onları kullanamayız!
  • - What's wrong with you three? Taking on your own mother now?
    - Of course not, Auntie Wing. You taught us to combat, therefore we don't stand a chance with you.
    - Let's talk instead. Well, I'm going to say this one last time. Never ever use your Power moves. We can practice the moves, yet we can't use them!

    - Sizin üçünüzün sorunu nedir? Şimdi de kendi annenizi götürüyorsunuz.
    - Tabi ki değil, Wing Hala. Bize dövüşmeyi sen öğrettin, dolayısıyla seninle bir şansımız olmaz.
    - Konuşalım onun yerine. Peki, bunu son kere söyleyeceğim. Güç hamlelerini asla ve asla kullanma. Hamleleri egzersiz yapabiliiz, ancak onları kullanamayız!
  • - It arrived on your spaceship. It kills on sight and is generally unpleasant.
    - You expect me to accept all this?
    - Sizin uzay aracınıza ulaştı. Gördüğü her şeyi öldürüyor ve genelde de çok kötü.
    - Tüm bunlara inanmamı beklemiyorsun değil mi?
  • - He hurt you that badly, huh?
    - lt's none of your business.
    - Well, actually, it's my job so it is my business.
    - Sizi bu kadar kötü yaraladı, ha?
    - Sizi ilgilendirmez.
    - Aslında bu benim işim, bu nedenle de ilgilendirir.
  • - Are you trying to imply something?
    - I'm just curious why you're so eager to find your long-lost niece.
    - Siz birşey mi ima etmeye çalışıyorsunuz?
    - Ben sadece uzun zamandır kayıp olan yeğeninizi bulmakta neden bu kadar istekli olduğunuzu merak ediyorum.
  • - Can I borrow your rat?
    - What are you doing? You're gonna... You're gonna kill her!
    - It's OK.
    - Man! You're just drowning her?
    - He's gonna be fine.
    - Sıçanını ödünç alabilir miyim?
    - Ne yapıyorsun? Onu... Onu boğacaksın!
    - Sorun yok.
    - Dostum! :Boğuyorsun onu.
    - Birşey olmaz.
  • - How did you raise your temperature? I'd like to know. I'm listening.
    - It was easy. I rubbed the thermometer against the sheet.
    - Sıcaklığını nasıl yükselttin? Bilmek istiyorum. Dinliyorum.
    - Kolaydı. Termometreyi çarşafa sürttüm.
  • - Can you remember when the hard winters came? Or did you lose your memory along with your sense of shame?-
    - Sert kışların olduğu zamanları hatırlıyor musun? Yoksa hafızanı da utanma duygunla birlikte kayıp mı ettin?
  • - He's the only one in your age,
    - Grace. It's not a choice, it's a lack of options.
    - Senin yaşında olan tek kişi o.
    - Lütuf! Bu bir seçim değil, alternatif eksikliği.
  • - I can't take your sweater. - It's brown!
    - Senin süveterini alamam. - Bu kahverengi!

  • - Why is he so set on buying your club?
    - Because they're about to approve gambling in this town.
    - Senin kulübünü satın almaya neden bu kadar kararlı?
    - Çünkü bu kasabada kumar oynatılmasını onaylamak üzereler.
  • - I'm sorry for you.
    - I've managed all these years without your pity.
    - Let's go back, Boriska.
    - I can't. I know that's not the right clay.
    - Then what is right?
    - I know what it is. I don't need people like you. I can manage things on my own.
    - Senin için üzülüyorum.
    - Bütün bu yılları senin acıman olmadan yaşadım.
    - Hadi dönelim, Boriska.
    - Yapamam. Bunun doğru gün olmadığını biliyorum.
    - Peki öyleyse doğru olan ne?
    - Ne olduğunu biliyorum. Senin gibi insanlara ihtiyacım yok. Tek başıma başarabileceğimi biliyorum.
  • - What's your point? You gather information, right?
    - Just keep the information coming in and you'll see what I'm gonna do.
    - Senin görevin ne? Bilgi mi topluyordun sen yoksa?
    - Sen bilgi akışını sağla, ne yaptığımı o zaman göreceksin.

10,627 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025