go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1234 kişi  15 Ağu 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

of

ed. nin, ın, den, li, yüzünden
  • -What did Mr. Duggan's luggage consist of when he left ?
    -Two bags.
    -Nothing else. No parcels or packages of any kind?
    -Just the two bags. I carried them to his car.
    -Ayrılırken Bay Duggan yanına ne götürdü?
    – İki çanta.
    –Başka? Herhangi bir bohça ya da paket yok muydu?
    –Sadece iki çanta. Onları arabaya ben taşıdım.
  • -You actually make money by dressing up like a woman.
    - Oh, sure. You can make a fine living in a pair of heels!
    -Aslında sadece bir kadın gibi giyinerek para kazanabilirsin.
    -Ooo, tabi. Bir çift topukla iyi bir hayat yaşayabilirsin!
  • -We can pull a car up to the back so your neighbours won't see
    -That's very thoughtful of you.
    -Arkaya kadar arabayı çekeriz, böylece komşuların hiçbirşey görmez.
    -Çok düşüncelisiniz.
  • -You won't tell mummy, will you?
    - Why not ?
    -Because, I'm the only one left from your true admirers.
    -Prove it.
    -If I hadn't refused my admirers,I'd have had a son of your age,
    -Annem söylemeyeceksin değil mi?
    -Neden olmasın?
    -Çünkü ben gerçek hayranlarından kalan tek kişiyim.
    -Kanıtla.
    -Hayranlarımı geri çevirmeseydim, senin yaşında bir oğul sahibi olurdum.
  • -Do her parents know?|-No, no They only know that there's been some kind of unfortunate misunderstanding...
    -Anne ve babası biliyor mu? -Hayır hayır.Onların tek bildiği, talihsiz bir anlaşmazlık olduğu...
  • - You have even more beautiful butterflies in America.
    -Yes, we do Well, we're a country of unlimited opportunities.
    -Amerika’da çok daha güzel kelebekleriniz var.
    -Evet, var. Amerika limitsiz fırsatların olduğu bir ülke.
  • - 'They're the best in the world.' I was saying. It's like I've been saying 'Get out of this rat hole. See the world. Travel.'
    -"Onlar dünyanın en iyileri" diyordum tıpkı sürekli "bu fare deliğinden çık,dünyayı gör,seyahat et " dediğim gibi.
  • -’’You would be a great Soldier of Christ.’’ he said.
    And I believed him. It became my ambition. My country was in the middle of a war
    -"İsanın ulu askeri olacaksın"dedi.
    Ve ben ona inandım. Bu benim temel amacım oldu. (Çünkü) Memleketim savaşın ortasındaydı.
  • -There was an article in the "Journal of Chinese Medicine". -Hello, Monica? They talked about virus locators. Did you read it?
    -"Çin Tıbbı Dergisi"'nde bir makale vardı. -Hey, Monica? Virüs konumlayıcılardan bahsediyorlar. Sen onu okudun mu?
  • - It was the best of times, it was the worst of times. In the beginning God created the heaven and the earth.
    - Zamanların en iyisi ve en kötüsüydü. Başlanğıçta Tanrı cenneti ve dünyayı yarattı.
  • - We lost track of time.
    - Well, now I'm late.
    - Zaman nasıl geçti fark edememişiz.
    - Dolayısıyla geç kaldım.
  • - You solved the crime of the century
    - Where did you hear that?If
    - I revealed my sources, you wouldn't talk to me. The public has a right to know.
    - Yüzyılın suçunu çözdün.
    - Bunu nereden duydun?
    - Kaynaklarımı açıklasaydım, benimle konuşmazdın. Halkın bilmeye hakkı var.
  • - You joined the marching band to meet girls
    - Yeah.
    - Well, you faked it for three years. You can handle it for another couple of weeks. You'll be part of an international youth orchestra.
    - Yürüyüş bandosuna kızlarla tanışmak için girmiştin.
    - Evet.
    - E üç yıl numara yaptın. Birkaç hafta daha idare edebilirsin. Uluslararası gençlik orkestrasının bir parçası olacaksın.
  • - He was tired and fell asleep. I waited till he breathed normally again. I had a cream in my handbag. I put some in the palm of his hands.
    - Yorgundu ve uyuya kaldı. Soluk alması normale dönene dek bekledim. El çantamda krem vardı. Avuç içlerine biraz sürdüm.
  • - Are you still gonna lie to me?
    - Teacher, I really didn't steal it.
    - Then why did you hide it?
    - I was afraid of getting accused because I had the same amount.
    - Yine bana yalan mı söyleyeceksin?
    - Öğretmenim, parayı gerçekten çalmadım.
    - O zaman neden sakladın?
    - Suçlanmaktan korktum çünkü benim param da aynı miktarda.
  • - Are you afraid of seeing the stars Patricia? I can show you how to reach them.
    - I'm afraid of what you've got under there. May I see what it looks like first?
    - Yıldızları görmekten korkuyor musun, Patricia? Onlara nasıl ulaşabileceğini gösterebilirim.
    - Onun altında neyin olduğundan korkuyorum. Önce neye benzediğini görebilir miyim?
  • - On New Year's Eve, I got shot. I almost died because I wasn't watching my back. I have this habit of messing up when it's important.
    - Yılbaşı günü, vuruldum, neredeyse ölüyordum çünkü arkama bakmıyordum. Önemli birşey olduğunda onu mahvetmek gibi bir huyum var.
  • - Do you have a serving dish ready?Jim?
    - Hmm?
    - We need a serving dish.
    - Oh, yeah. Yeah. Of course.
    - Yemek tabağı hazırladın mı? Jim?
    - Efendim?
    - Bize yemek tabağı gerekiyor.
    - Oh evet. Tamam.Tabi ki.
  • - You should come to dinner.
    - Dinner! Are you mad? I'm a nobleman. I only ever dine with people of my own height.
    - Yemeğe gelmelisin.
    - Yemek! Sen çıldırdın mı? Ben bir asilzadeyim. Sadece kendimle aynı yükseklikte olan kişilerle yemek yerim.
  • - Slow down! Just say it again !
    - I am a hostage and am in great danger. If you ever want to see me or any of the others alive, you must comply with the things I'll tell you..
    - Yavaş olun! Bir kere daha söyleyin.
    - Ben bir rehineyim ve büyük bir tehlikedeyim. Beni ya da diğerlerini canlı görmek istiyorsanız, size söyleyeceğim şeylere uymanız gerekli.

91,407 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025