- Should i just file a police record?
- Jin, it's alright. Perhaps there's some silly guy make joke on you. I wanna come and stay with you from tomorrow. Then you don't need to scare.
- Polise kayıt tutturmalı mıyım?
- Jin, geçti. Belki de aptal herifin teki sana bir şaka yapıyordur. Yarından itibaren gelip sende kalmak istiyorum. Böylece korkmana gerek kalmaz.
- I'm glad you're not a cop.
- Did you do something wrong?
- Do I look like I did something wrong?
- I don't know.
- Do I look like a thief? Or a killer? If so, you shouldn't have left me with the kids.
- Polis olmadığına sevindim.
- Yanlış birşey mi yaptın?
- Yanlış birşy yapmış gibi mi görünüyorum?
- Bilmem.
- Hırsıza mı benziyorum? Ya da katile? Eğer öyleyse, beni çocuklarla bırakmamalıydın.
- I'm glad you're not a cop.
- Did you do something wrong?
- Do I look like I did something wrong?
- I don't know.
- Do I look like a thief? Or a murderer? If so, you shouldn't have left me with the kids.
- Polis olmadığına sevindim.
- Yanlış birşey mi yaptın?
- Yanlış birşy yapmış gibi mi görünüyorum?
- Bilmem.
- Hırsıza mı benziyorum? Ya da katile? Eğer öyleyse, beni çocuklarla bırakmamalıydın.
- We met at a bishops conference. In Trondheim. She was there as a journalist. I told her about the parsonage out here. I ventured to suggest a visit when the conference was over.
- Piskopos konferansında tanıştık. Trondheim'da. Gazeteci olarak oradaydı. Buradaki papazevinde söz etmiştim ona. Konferans bittiğinde ziyarete gitmeyi önerecek cüreti göstermiştim.
- I'm sorry about Perrone. I got a job to do.
- This thing isn't just gonna go away. I still gotta find who hit Diaz. That's what they're paying me for.
- Perrone için üzgünüm. Yapacak işim var.
- Bu iş burada bitmeyecek. Diaz'a çarpanı yine de bulmalıyım. Bana bu yüzden para ödüyorlar.
- Then why should I go to your place... ?
- I don't know. I would really rather not have to spend tonight alone.
- I'm a pretty terrible person, Louis. No, I really, really am. I don't think I deserve being loved.
- There, you see, we already have a lot in common.
- Peki o zaman neden senin evine gitmeliyim?
- Bilmiyorum. Bu geceyi gerçekten de yalnız geçirmek istemiyorum.
- Ben oldukça kötü bir kişiyim, Louis. Hayır. Gerçekten... gerçekten öyleyim. Sevilmeyi hakettiğimi sanmıyorum.
- Gördüğün gibi, birçok ortak noktamız var.
- Then why on earth should I go to your place... ?
- I don't know. I would really rather not have to spend tonight alone.
- I'm a pretty terrible person, Louis. No, I really, really am. I don't think I deserve being loved.
- There, you see, we already have a lot in common.
- Peki o zaman neden senin evine gitmeliyim?
- Bilmiyorum. Bu geceyi gerçekten de yalnız geçirmek istemiyorum.
- Ben oldukça korkunç biriyim, Louis. Hayır. Gerçekten... gerçekten öyleyim. Sevilmeyi hakettiğimi sanmıyorum.
- Gördüğün gibi, birçok ortak noktamız var.
- I used to think money was everything. If you´ve got money, I used to say you can have beautiful birds, handsome suits, a car of your own. But those things aren´t a bit of use without good health.
- Paranın herşey olduğunu sanırdım. Paran varsa derdim, güzel genç kadınların, hoş takım elbiselerin ve kendi araban olur. Ama tüm bu şeyler sağlığın yerinde değilse işe yaramıyor.Cmt Ağu 29, 2009 9:21 am
- I used to think money was everything. If you´ve got money, I used to say you can have beautiful birds, handsome suits, a car of your own. But those things aren´t a bit of use without good health.
- Paranın herşey olduğunu sanırdım. Paran varsa derdim, güzel genç kadınların, hoş takım elbiselerin ve kendi araban olur. Ama tüm bu şeyler sağlığın yerinde değilse işe yaramıyor.