go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1017 kişi  02 Haz 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

a

i. lâ [müz.], pek iyi
  • - What kind of garden do you come from?
    - Oh, I don't come from any garden.
    - Do you suppose she's a wild flower?
    - Sen hangi bahçenin güzelisin?
    - Ben hiçbir bahçeden değilim.
    - Sen onun yabani çiçek olduğunu falan mı sanıyorsun?
  • - You're the world's best husband. And, given the chance, a perfectly good father too.
    - Do you really think so? Why?
    - Sen dünyanın en iyi kocasısın. Ve bir şans verildiğinde, kesinlikle iyi bir bbasın da.
    - Gerçekten böyle mi düşünüyorsun? Niye?
  • - It's not you. You've been great. It's me. Well, my situation with Louie and his dad. I'm not ready to launch into a relationship with anybody new.
    - Yeah. I'm so sorry. I think I understand. You're a wonderful man.
    - Sen değilsin. Sen harikaydın. Benim mesele. Yani, benim Louise ve babasıyla olan durumum. Yeni biriyle bir ilişki başlatmaya hazır değilim.
    - evet. Çok üzgünüm. Sanırım, anlıyorum. Sen harika bir adamsın.
  • - You, boy! What's your name? I won't bite you. Come over where I can see you. I won't hurt you. I just need to see. You're a machine.
    - I'm a boy.
    - sen çocuk! Adın nedir? Seni ısırmam. Seni görebileceğim bir yere gel. Sana zarar vermeyeceğim. Yalnızca seni görmem gerek. Sen bir makinesin.
    - Ben bir çocuğum.
  • - You're a liar. I don't think your intentions are honorable .
    - Well, no. I'm a bounty hunter. It's not generally considered honorable.
    - Sen bir yalancısın.Niyetin de iyi değil.
    - Ben bir kelle avcısıyım. Genellikle yaptığım işi pek şerefli bir iş olarak görmezler.
  • - You're a salesman. Sell to the one who pays Not to the girl!
    - I didn't.
    - Pay attention.
    - Sen bir satıcısın. Parayı ödeyen kişiye sat, kıza değil!
    - Ben yapmadım.
    - Dikkat et!
  • - You're a human being. - I didn't even ask her out.
    - Sen bir insansın. - Ona çıkma bile teklif etmedim.

  • - You are a ghost. How can I trust you?
    - But some men are more scary than ghosts. They are more harmful. Some ghosts are unable to vent their grievances.
    - Sen bir hayaletsin. Sana nasıl güvenebilirim?
    - Ama bazı insanlar hayaletlerden daha korkutucudur. Daha zararlıdırlar. Bazı hayaletler mağduriyetlerini göstermeyi beceremezler.
  • - Did you call me a wuss? - What did you say?
    - Sen bana korkak mı dedin? - Ne dedin sen?

  • - You can never keep a secret. - I know.
    - Sen asla sır tutamazsın. - Biliyorum.

  • - You killed your mother!
    - No! She wasn't my mother. I was adopted. A jackal!
    - You were born of a jackal?
    - Yes. Born in the image of the greatest power in the world.
    - Sen anneni öldürdün!
    - Hayır! O annem değildi. Ben evlatlığım. Bir çakalım.
    - Sen bir çakaldan mı doğdun?
    - Evet. Dünyadaki en büyük gücün sureti olarak doğdum.
  • - Hi, what are you two up to?
    - We're gonna go fishing. By a lake by Pittsville. We need four cheeseburgers to go.
    - Selam. Siz ikiniz neyin peşindesiniz?
    - Balığa gideceğiz. Pittsville yakınlarında bir göle. Dört adet paket çizburgere ihtiyacımız var.
  • - Hi, doc.
    - Jelly, what are you doing here?
    - Hey, doc. It's been a while.
    - I thought you were in prison.
    - It would appear not.
    - Well, how did you get out?
    - I had a new trial. It turns out the evidence in my first trial was, you know, tainted.
    - I see. Anyway, two of the witnesses decided not to testify, and the third guy......he committed suicide.
    - Selam doktor.
    - Jelly, burada ne yapıyorsun?
    - Hey doktor. Uzun zaman oldu.
    - Senin hapiste olduğunu sanıyordum.
    - Görünüşe göre, değilim.
    - Ee, nasıl çıktın?
    - Yeni bir duruşma oldu. İlk mahkemedeki kanıtlar bir şekilde... bilirsin... bozuk çıktı.
    - anladım. Neyse, görgü tanıklarından ikisi ifade vermemeye karar verdi ve üçüncü kişi de... intihar etti.
  • - I flew with him during the war. It won't make my job easier. Ted Striker was a crack flight leader He was one of those men who... felt too much inside. Maybe you know that kind.
    - Savaşta onunla birlikte uçtum. İşimi hiç de kolaylaştırmayacak bu. Ted Striker, deneme uçuş lideriydi. İçinde çok fazla şey hisseden adamlardan biriydi. Belki bu tür kişileri bilirsiniz.
  • - In the war?
    - No, in a commercial for Bay rum.
    - Savaşta mı?
    - Yok, Bay romları reklamında.
  • - What is there to fight for? Life is a beautiful, magnificent thing. Even to a jellyfish. You have your art, your dancing!
    - But I can't dance without legs!
    - Savaşmak ne diye? Hayat güzel, muhteşem bir şey. Bir deniz anası için bile. Sanatın var, dansın var.
    - Ama bacaklarım olmadan dans edemem.
  • - He sold it?
    - A week after the trial.
    - Satmış mı?
    - Davadan bir hafta sonra.

  • - I think you'd better.
    - Never marry a Wop.
    - Sanırım, iyi olur.
    - Asla bir İtalyanla evlenmemeli.
  • - l think l'll get out here cos l'm in a hurry.
    - Here you are.
    - Keep the change.
    - What's the rush, lady?
    - l'm going to be married. l want you to be the first to congratulate me.
    - Sanırım, burada ineceğim çünkü acelem var.
    -Buyrun.
    - Üstü kalsın.
    - Bu acele nedir, hanımefendi?
    - Evleneceğim. Beni ilk tebrik edenin sen olmanı istiyorum.
  • - Suppose she broke down.
    - I'd walk back and do a thing or two to that engine.. spit on her, kick her,and she'd go right to work.
    - Oh, she knows who's boss.
    - I suppose you're right.
    - Sanırım, bozuldu.
    - Geri gidip motora bir-iki şey yaparım.. tükürürüm, tekmelerim ve çalışmaya başlar.
    - Oh, patronun kim olduğunu biliyor.
    - Sanırım, haklısın.

91,185 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025