- All right, all right! Look! There's gotta be a fair yet profitable way to settle this. Okay, hover dudes, these are the rules. You line up at the starting points. When the whistle blows, you begin your fly.
- Tamam! Tamam! Bakın! Bunu bitirmenin adil ve karlı bir yolu olmalı. Tamam uçun arkadaşlar, kurallar bunlar. Başlangıç noktasında sıraya girin. düdük çalınca uçuşunuza başlayın.
- You know exactly what i mean. In response to a motion by the defence, I'm granting an extension until june 30th.
- This hearing is adjourned.
- I'm sorry.
- Tam olarak ne demek istediğimi biliyorsun. Savunmanın talebine cevaben, 30 Haziran'a kadar uzatma veriyoum.
- Celse ertelendi.
- Üzgünüm.
- Right. Exactly.
- So why did he send you that fountain. The fountain... That was a.. That was a gift to celebrate the completion......of the therapy.
- Tam da öyle.
- Peki neden sana o fıskiyeyi yolladı? Fıskiye... Tedavinin bitişini kutlamak için bir hediyeydi.
- What about the debt I asked you to collect?
-Almost done
-Work harder Look. I've been nice to you offering you a place to stay.Shouldn't you be nice to me, too?
- Tahsil etmeni söylediğim borçlar ne durumda?
-Neredeyse bitti.
-Daha fazla çalış. Bak, sana kalacak bir yer teklif ederek nazik davrandığımı sanıyorum. Senin de bana karşı nazik olman gerekmez mi?
- Let's get this straight. Marty is your kid, not mine. All the world's money wouldn't help that lazy bum.
- Stop it, Biff. Just stop it.
- Look at him. He's a butthead, just like his old man was.
- Don't you dare to talk about him like that.
- Şunu doğru anlayalım. Marty senin çocuğun, benim değil. Dünyadaki tüm paraların bu tembel serseriye yardımı olmaz.
- Kes şunu Biff. Kes şunu.
- Ona bir bak. Kalın kafalı aynı babası gibi.
- Onun hakkında bu şekilde konuşmaya cüret etme sakın.
- Presently there are several ships positioned outside the harbour to intercept us. To get in, we're going to have to use a tactic that is some what bizarre.
- Şu aralar yolumuzu kesmek için limanda konumlanmış gemiler var. İçeriye girmek için biraz garip bir taktik kullanmamız gerekecek.
- Now, listen, Cooney. I gave Costa my word.
- So what are you, a boy scout.
- Some kind of white knight. I gave him my word.
- Look, soldier, to be perfectly frank, l don't give a damn what you gave him.
- Şimdi, dinle Cooney. Costa'ya söz verdim.
- Nesin sen bir tür yavrukurt mu?
- Bir çeşit beyaz şövalye. Ona söz verdim.
- Bak asker, Dürüst olmak gerekirse ona ne verdiğin umrumda bile değil.
- What are we supposed to do know? Where are we?
- We are lost.
- I think I have the number in a bag back in the trunk.
- This can't be happening.
- Come here, I have a surprise for you.
- Not now. Call them!
- I have a present for you.
- Cut it out!
- Şimdi ne yapmamız gerekiyor? Neredeyiz?
- Kaybolduk.
- Sanırım arkada bagajda çantanın içinde numara var bende..
- Bu oluyor olamaz.
- Buraya gel, sana bir sürprizim var.
- Şu anda değil. Arayın onları!
- Sana bir hediyem var.
- Kes şunu!