- Can't sleep? Me neither. Want to go somewhere?
- Now? It's 3 a. m. The whole world is sleeping.
- Not the whole world.
- Is this a date?
- Just an appointment.
- We can rest, if you want.
- Well, then rest. See you later. I wish we could go swimming. Why can't we?
- In our clothes? Oh, my God! You can't take off your clothes in a state park!
- You need to learn to take a day off. Come on!
- Uyuyamadın mı? Ben de. Bir yere gitmek ister misin?
- Şimdi mi? Saat sabahın 3'ü. tüm dünya uyuyor.
- Tüm dünya değil.
- Bu bir randevu mu?
- Hayır bir buluşma.
- Dinlenebiliriz, istersen.
- Peki, dinlen o zaman. Sonra görüşürüz. Keşke yüzmeye gidebilseydik. Neden gidemiyoruz?
- Elbiselerimizle mi? Oh aman Tanrım! Devlet parkında kıyafetlerini çıkaramazsın.!
- Bir gün izin yapmayı öğrenmen gerek. Hadi ama!
- I need sleep.
- Come back in a month.
-Why do you think I'd come back?
- Why are you here?
- When you tell somebody you'll be somewhere... that person rearranges his life. Be aware of that.
- Uyumam lazım.
- Bir aya geri dön!
- Geri döneceğimi düşündüren ne?
- Neden buradasın?
- Birisine bir yerde olacağını söylediğinde... o kişi hayatını bir düzene koyar. Bunu farketmen gerek.
- I hope, you like the stew.
- Oh ya. Hey there he is. How are you ?
- Good, good, can I take your jacket ?
- Sure. Here we go. Something burning ?
- Oh! No, no, no. I've just burnt a couple of matches out there.
- Umarım, güveçi seversin.
- a evet. ah işte orada. Nasılsın?
- İyiyim, iyiyim, ceketini alabilir miyim?
- Elbette. Al bakalım. Birşey mi yanıyor?
- Oh! Hayır, hayır hayır. Birkaç kibrit yaktım da oralarda.
-Is the premier threatening to explode it, if our planes carry out their attack?
-No, sir. It is not a thing a sane man would do.
- Uçaklarımız saldırıya devam ettiği takdirde, onu patlatmakla mı tehdit ediyor bizi hükümet başkanı?
-Hayır, efendim. Aklı başında bir adamın yapacağı bir şey değil bu.
- Get onto the plane, access the server and transmit its contents. We'll be in a cargo jet. We have to stay within 5,000 feet. Here's your transmitter. The earrings will give us audlo and video.
- Uçağa bin, sisteme gir, içerikleri aktar. Biz bir kargo jetinde olacağız. 5000 fitte kalmamız gerekiyor. Vericin burada. Küpeler bize ses ve görüntüyü verecek.
- Turkey was chosen as a testing ground. Hundreds of Turks died within a couple of weeks in the initial trial. 2 months ago! 4 scientists were killed in a village near Istanbul. One we know worked on anthrax... The locals killed him.
- Türkiye deneme alanı olarak seçilmişti. İlk denemede yüzlerce Türk birkaç hafta içinde öldü. 2 ay evvel İstanbul yakınlarındaki bir köyde 4 bilimadamı öldürüldü. Çoban hastalığı üzerinde çalışan, tanıdığımız biri... Onu yerliler öldürdü.
- All rap music sounds exactly the same to me.
- I tell you what... I know a 12-year-old who'd kill you for saying that.
- Really?
- Yes.
- Tüm rap müzikler bana aynıymış gibi geliyor.
- Sana birşey diyeyim... Bunu söylediğin için seni öldürebilecek 12 yaşında birini tanıyorum.
- Gerçekten mi?
- Evet.
- What is The Circumference and how do you know about it - Listen to me, man! There has been a major misunderstanding here. I don't know what The Circumference is. Do you understand me? I don't know.
- The Circumference nedir ve bunu nereden biliyorsun? - Beni dinle dostum. Büyük bir yanlış anlama var. The Circumference'ın ne olduğunu bilmiyorum. Beni anlıyor musun? Bilmiyorum.