go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 2805 kişi  15 May 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

what

i. hangi, ne, neyi, neleri
s. hangi, ne
ünl. ne
  • That was a long time ago,
    - But perhaps it is time to return to old habits. Ambassador, I don't think you fully understand what Draal is asking of you.
    - Bu uzun zaman önceydi.
    - Ama belki de eski alışkanlıklara dönme vakti gelmiştir. Büyükelçi, Draal'in size ne sorduğunu tam olarak anladığınızı sanmıyorum.
  • - What do you know about this unfortunate affair?
    - Nothing.
    - Bu talihsiz olay hakkında ne biliyorsunuz?
    - Hiçbir şey.
  • - We're not getting anywhere with this Soho murder .
    - Well, what about that man the landlady passed on the stairs?
    - She couldn't describe him except to say that he was carrying something.
    - Bu Soho cinayeti ile ilgili ilerleme kaydedemiyoruz.
    - Peki ya ev sahinin merdivenlerde yanından geçtiği adam?
    - Birşey taşıyor olduğunu söylemk dışında onu tarif edemiyor.
  • - This was your idea. - What idea?
    - Bu senin fikrindi. - Ne fikri?

  • - What does that tell you?
    - They can win.
    - Bu sana ne gösteriyor?
    - Kazanabilirler.
  • - What do you think about this hall? It is grand enough, isn't it?
    - I am afraid it's too grand.
    - Come on! Isn't it better to be grand?
    - Bu salonla ilgili ne düşünüyorun? Yeterince büyük, değil mi?
    - Korkarım, fazla büyük.
    - Hadi ama! Büyük olması iyi değil mi?
  • - What are those prisms?
    - I don't know, but there might be more than one lead spliced to the firing mechanism.
    - That pin.
    - Where?
    - There, in the back.
    - What is that?
    - It's a crystal.
    - Bu prizmalar nedir?
    - Bilmiyorum ama ateşleme mekanizmasına bağlı birden çok kurşun olabilir.
    - Bu mil.
    Nerede?
    - Orada, arkada.
    - Ne o?
    - Bu bir kristal.
  • - Where's this lead to?
    - A private apartment.
    - Knock on the door. Wait. I'll knock.
    - June!
    - Yeah, what is it?
    - Some people want to look around your place. Something about a robbery.
    - Bu nereye gçıkıyor?
    - Özel bir daireye.
    - Kapıya vur. Bekle ben vurayım.
    - June!
    - Evet. Nedir?
    - Birkaç kişi evine bakmak istiyor. Bir hursızlıkla ilgili.
  • - And that's why we must go there.
    - Wait! What if the Blue Fairy isn't real at all?
    - Bu nedenle oraya gitmeliyiz.
    - Bekle! Ya Mavi Peri gerçekte hiç yoksa ne olacak?
  • - What does that mean?
    - It means; I was a prince in this land. No one was allowed to look directly into my eyes. But now I'm in chains, like my people .,
    - Bu ne anlama geliyor?
    - Anlamı; Bu topraklarda prenstim. Hiç kimsenin gözlerime direkt bakmaya bile izni yoktu. Ama şimdi zincirliyim, aynı halkım gibi.
  • - I've been thinking a lot about that. You know what we have to do? We have to report him to Langley. Now, I could do it myself but those are your books. They'll need your testimony to make a case against him.
    - He might have been part of the KGB, but we don't know what role he played in those murders.
    - You're kidding yourself.
    - Bu konuda çok düşündüm. Ne yapmamız gerekir biliyor musun? Onu Langley'ye rapor etmeliyiz. Şimdi bunu kendim yapabilirim ama bunlar senin kitapların. Ona karşı dava açmak için senin ifadene ihtiyaçları olacak.
    - KGB'nin bir parçası olabilir ama o cinayetlerde ne rol oynadığını bilmiyoruz.
    - Kendini kandırıyorsun.
  • - What's this girl like, Wade?
    - What do you mean?
    - ls she a nice girl?
    - Yeah.
    - Bu kız nasıl biri?
    - Ne demek istiyorsun?
    - Yani iyi bir kız mı?
    - Evet.
  • - Exactly what name do you give this woman?
    - She is just Blue Fairy.Blue Fairy.In the world of Orga,blue is the color of melancholy.
    - Bu kadına tam olarak ne ismi verdiniz?
    - Onun ismi Mavi Peri. Mavi Peri.Orga ülkesinde, mavi hüznün rengidir.
  • - I just hate what this job does to you. - Right.
    - Bu işin sana yaptıklarından nefret ediyorum. - Doğru.

  • - This situation is explosive.
    - Who the hell is that? Explosive, what are you saying man?
    - Bu durum tartışmalı.
    - Bu da kim? Tartışmalı, sen ne diyorsun adam?
  • - This is crazy. I can't equalize the tubes!
    - What do you need?
    - Equalizing valves!
    - Valve?
    - Bu derme çatma. Tüpleri dengeleyemiyorum!
    - Neye ihtiyacın var?
    - Dengeleyici valflere!
    - Valf mi?
  • - What the hell was that?
    - Maybe just a hiccup. I'll go check it out. I'll take a look at the helm.
    - Bu da neydi böyle?
    - Belki de sadece bir hıçkırıktı. Ben gidip kontrol edeyim. Dümenin oraya bir bakacağım.
  • - What the hell! Red alert!. Have they hailed us yet?
    - Yes, sir. Waiting your arrival.
    - Bu da ne? Kırmızı alarm! Bize işaret vermediler mi?
    - Evet efendim. sizin gelmenizi bekliyorduk.
  • - What was that?
    - An accident, but nobody was hurt.
    - Bu da ne?
    - Bir kazaydı ama yaralanan olmadı.
  • - What does that mean? - I don't know.
    - Bu da ne demek? - Bilmiyorum.


16,306 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025