go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 3774 kişi  12 May 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

we

zm. biz
  • -When do we dig ?
    -Actually, we don't have to dig.You see, according to the Journal the path to Atlantis...
    - Ne zaman kazmaya başlayacağız?
    - Aslında kazmak zorunda değiliz. Bak ,günlüğe göre Atlantis'e giden yol..
  • - We have to find out what kind of man she wants.
    - How are we gonna do that?
    - Well, she keeps a journal.
    - Ne tür bir erkek istediğini öğrenmemiz gerekiyor.
    - Bunu nasıl yapacağız?
    - Şey, bir günlüğü var.
  • - What happened?
    - We lost lucky strike.
    - Ne oldu?
    - Lucky Strike'ı kaybettik.
  • - How long have we been on the road?
    - 4 and a half hours.
    - I've headache already.
    - Ne kadardır yoldayız?
    - 4 buçuk saattir.
    - Şimdiden başim ağrıyor.
  • - How far have we come?
    - That's far enough. But we have no reason to congratulate ourselves.
    - Ne kadar geldik?
    - Yeteri kadar uzaktayız. Ama kendimizi tebrik etmek için nedenimiz yok.
  • - The faster we turn around the sooner we can be home. The harvest is over! We are free!
    - Ne kadar çabuk geri dönersek o kadar çabuk eve varırız. Hasat bitti! Özgürüz artık!
  • - What business?
    - We're into garments. We export garments. Nothing is sold here. Everything is exported!
    - Ne işi?
    - Biz giysilerle ilgiliyiz. Giysi ihraç ediyoruz. Burada hiçbir şey satılmaz. Her şey ihraç edilir!
  • - What do you want?
    - The truth. Who's Steve Lambert?
    - I don't know.
    - Are we living some kind of lie? What'll I find out next? That you are married? Where are you going?
    - What do you want me to say?
    - Ne istiyorsun?
    - Gerçeği. Steve Lambert kim?
    - Bilmiyorum.
    - Bir çeşit yalanı mı yaşıyoruz? Gelecek sefer ne öğreneceğim? evli olduğunu mu? Nereye gidiyorsun?
    - Sana ne söylememi istiyorsun?
  • - What do you want?
    - The truth!
    - Who's Steve Lambert?
    - I don't know.
    - Are we living some kind of lie? What'll I find out next? That you are married?
    -What do you want me to say?
    - I don't want you to say anything!
    - Ne istiyorsun?
    - Gerçeği.
    - Steve Lambert kim?
    - Bilmiyorum.
    - Bir tür yalan mı yaşıyoruz? Gelecek sefer ne öğreneceğim? Evli olduğunu falan mı?
    - Ne dememi istiyorsun?
    - Hiçbir şey demeni istemiyorum.
  • - What have we been drinking?
    - I don't know. It was something with a horse on the label. Dog. It was like a dog horse.
    - Ne içiyorduk?
    - Bilmiyorum. Etikette at gibi birşey vardı. Köpek. Köpek at gibiydi.
  • - What do you think, Chamberlain?
    - In my opinion, it's time we had a piece in our own language. Plain German for plain people.
    - Kapellmeister?
    - Majesty......I must agree with "Herr Direttore".
    - Ne düşünüyorsun, Chamberlain?
    - Bence, kendi dilimizde bir parça edinmenin vakti geldi. Sade insanlar için sade Almanca.
    - Kapellmeister?
    - Majesteleri... 'Sayın Direktör' le aynı fikirdeyim.
  • - What do you think, Dad? Should we drive to work or hail a gondola?l like rain.
    - Ne düşünüyorsun baba? İşe arabayla mı gidelim yoksa yük arabasını mı çağıralım?
  • - I can't forget how we loved so passionatel Regardless of the misunderstandings...
    - Nasılda ihtiraslı bir biçimde sevdiğimizi unutamıyorum. Geçimsizliklere bile aldırmadan...
  • - Remember how we met? You threw a loaf of bread at a duck's head and killed it.
    - Excuse me? What's this about a duck?
    - Nasıl tanıştığımızı hatırlıyor musun? Bir ördeğin kafasına bir somun ekmek atmıştın ve onu öldürmüştün.
    - Pardon? Ördekle ne alaksı var tanışmamızın?
  • - Remember how we met? Remember why?
    - Because you threw a loaf of bread at a duck's head and killed it, basically.
    - Nasıl karşılaştığımızı hatırlıyor musun? Peki ya nedenini?
    - Çünkü esasında sen bir ekmek somununu ördeğin kafasına atıp onu öldürdün.
  • - What's the deal?
    - We patch you up,we protect you and you fill the gap in our investigation.
    - Nasıl halledeceğiz?
    - Biz size yardımcı olacağız, sizi destekleyeceğiz, siz ise bizim yatırımlardaki eksikliği gidereceksiniz.
  • - Do we have a deal? Make the switch.I repeat, make the switch!
    - Nasıl bir pazarlık yapacağız?
    - Kapıda seni bekliyor. Değiş tokuşu yapın. Tekrar ediyorum değiş tokuşu yapın!
  • - Excellent, sir. If you'd step this way... Now my knight has chosen his armor.|Shouldn't we be on our way?
    - Well, Trubshaw's a man worth meeting.
    - Mükemmel, efendim. Bu taraftan gelirseniz... Şimdi şövalyem silahını seçti. Yola çıkmamız gerekmiyor mu?
    - Eh, Trubshaw buluşmaya değer bir adam.
  • - Probably in the morning they'll launch their attack here.
    - We'll let them get in.
    - Not all of them. Just one. Or two. As soon as they enter, we shut the gates.
    - Muhtemelen sabah buraya saldırılarına başlayacaklar.
    - , İçei girmelerine izin vereceğiz.
    - Hepsinin değil. Birisinin. Ya da ikisinin. Onlar içeri girer girmez, kapıları kapatacağız.
  • - Should we inform the National Security Council?
    - They were already informed.
    - Milli Güvenlik Konseyini bilgilendirmemiz gerekiyor mu?
    - Onlar çoktan bilgilendirildi.

20,398 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025