- Get onto the plane, access the server and transmit its contents. We'll be in a cargo jet. We have to stay within 5,000 feet. Here's your transmitter. The earrings will give us audlo and video.
- Uçağa bin, sisteme gir, içerikleri aktar. Biz bir kargo jetinde olacağız. 5000 fitte kalmamız gerekiyor. Vericin burada. Küpeler bize ses ve görüntüyü verecek.
- Turkey was chosen as a testing ground. Hundreds of Turks died within a couple of weeks in the initial trial. 2 months ago! 4 scientists were killed in a village near Istanbul. One we know worked on anthrax... The locals killed him.
- Türkiye deneme alanı olarak seçilmişti. İlk denemede yüzlerce Türk birkaç hafta içinde öldü. 2 ay evvel İstanbul yakınlarındaki bir köyde 4 bilimadamı öldürüldü. Çoban hastalığı üzerinde çalışan, tanıdığımız biri... Onu yerliler öldürdü.
- Thank you, Mommy. Thank you so much.
- Tomorrow's gonna be just for us, okay?
- Where are we going? Someplace nice? Are those happy tears?
- Teşekkürler, anneciğim. Çok teşekkürler.
- Yarın yalnız ikimizin olacak, tamam mı?
- Nereye gidiyoruz? Güzel bir yere mi? Bunlar mutluluk göz yaşları mı?
- Honey, you startled me. You know, you're supposed to knock.
- Can I sleep with you?
- No, Jessica. We have talked about this before. You're a big girl now.
- Tatlım, beni korkuttun. Biliyorsun, kapıya vurman gerekir.
- Seninle uyuyabilir miyim?
- Hayır, Jessica. Bunu daha önce konuştuk. Sen artık büyük bir kızsın.
- What are we supposed to do know? Where are we?
- We are lost.
- I think I have the number in a bag back in the trunk.
- This can't be happening.
- Come here, I have a surprise for you.
- Not now. Call them!
- I have a present for you.
- Cut it out!
- Şimdi ne yapmamız gerekiyor? Neredeyiz?
- Kaybolduk.
- Sanırım arkada bagajda çantanın içinde numara var bende..
- Bu oluyor olamaz.
- Buraya gel, sana bir sürprizim var.
- Şu anda değil. Arayın onları!
- Sana bir hediyem var.
- Kes şunu!