go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 94 kişi  19 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

time

f. zamanlama yapmak
i. zaman, vade
  • Oh, stewie and brian, you're
    just in time for pie.
    Stewie ve Brian,
    pasta için tam zamanında geldiniz.
  • For a long time afterwards, we were banned from going to town I want emphasize to you that you are being trusted.
    Sonradan uzun süreliğine şehre girmekten menedildik. Sana, şahsına güvenilmekte olduğunu vurgulamak istiyorum.
  • Then she tried it again, this time pulling a chestnut half out of the fire.
    Sonra, o kestaneyi ateşin dışına çekerek onu tekrar denedi
  • For the last time, I am not
    dying and I'm not sick.
    Son kez söylüyorum, ölmüyorum
    ve hasta değilim.
  • What do you do in your spare time?
    Siz boş zamanlarınızda ne yaparsınız?

  • During your time with Simon you pursued a variety of leads,all the while keeping me informed.
    Simon’la geçen zamanın boyunca çeşitli konularda ona rehberlik ettin, ve tüm bu zaman boyunca beni de bilgilendirdin.
  • I've known you many years, but this
    is the first time you've asked for help.
    Seni yıllarca tanırım ama
    ilk defa benden yardım istiyorsun.
  • Last time I saw you,
    you didn't have front teeth.
    Seni son gördüğümde ön
    dişlerin yoktu daha.
  • Before we hang you in Port Royal you've time to witness.. an historic alliance
    Seni Port Royal'de asmadan önce tarihi bir birliğe tanıklık edecek zamanın var.
  • Every time I call, Sandra bends my ear for, like, 20 minutes.
    Seni ne zaman arasam Sandra beni 20 dakika lafa tutuyor.

  • I can remember the first time I ever saw you.
    Seni ilk gördüğüm anı hatırlıyorum.

  • What time do you suppose
    it is, brian?
    Sence şu an
    saat kaçtır, Brian?
  • You didn't catch him in the act and you had time to bring the police and you didn't do that either.
    Sen onu suçüstü yakalamadın ve polis çağırman için zamanın vardı ama onu da yapmadın.
  • We haven't got time for a ballot.
    Seçim için zamanımız yok.
  • We've won glory in battle, now it's time to think of ourselves.
    Savaşta onurumuzu kazandık, şimdi kendimizi düşünme zamanı.
  • I think I would have a better time writing films rather than directing.
    Mackenzie Astin
    Sanırım,film yönetmek yerine film yazsam,daha iyi zaman geçirirdim.
  • I think I have located the time and place of the next crime. If my forecast is correct, he will hit in an hour at the swimming pool.
    Sanırım sıradaki suçun yerini ve zamanını buldum. Eğer tahminim doğru ise, bir saat içinde onu havuzunda vuracaktır.
  • I think it's time that you paid Randy
    Thornton another visit downstate.
    Sanırım Randy Thornton'u bir kere
    daha ziyaret etme vakti geldi.

  • I'm giving you a time out.
    Sana uzaklaştırma veriyorum.
  • We will give you the electric current again. This time we will increase the electric voltage.
    Sana tekrar elektrik akımı vereceğiz. Bu sefer elektrik voltajını artıracağız.

6,791 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024