-Meet my fieance Sheta Fieance.
- You've got engaged and didnt even tell us. What a friend you are!
- Everything happened so urgently.Even I didnt get the chance to know that I got engaged
-Nişanlım,Sheta Fieance ile tanışın.
-Nişanlanmışsın ve bize bile söylemedin. Nasıl bir arkadaşsın!
-Herşey çok çabuk oldu. Hatta ben bile nişanlandığımı anlama şansını yakalayamadım.
-Let's sit and talk. I'll tell you..
-But I already know everything.
-Then you know I'll never paint again.
- Why so?
- Because it's of no use to anyone.
-Hadi oturup konuşalım. Sana anlatacağım.
-Ama ben zaten herşeyi biliyorum.
-O zaman bir daha boya yapmayacağımı da biliyorsun.
-Neden öyle?
-Çünkü bunun kimseye yararı yok.
-The reason for this meeting...is to tell you that you killed my son.
-.What do you mean?
-My son died of sadness...of grief...of loneliness...and of shame...through your fault.
Mr. Reece, did you say "He'll be here soon" ? He wants his usual accommodations?
- Just like always.
- Tell him everything will be ready.
-Bay Reece, birazdan burada olacağını mı söylediniz? Her zamanki konaklama yerini mi istiyor?
-Her zamanki gibi.
- Herşeyin hazır olacağını kendisine söyleyin.
-Don't tell me you're Dr. Smith.
- That's me. The army psychiatrist. Maybe you expected me to be in uniform.
-No.I didn't expect anybody so young.
-
-Bana doktor Smith olduğunuzu söylemeyin.
-Benim. Ordu psikiyatrı. Belki de üniformalı olacağımı bekliyordunuz.
-Hayır. Bu kadar genç birini beklemiyordum.
-You won't tell mummy, will you?
- Why not ?
-Because, I'm the only one left from your true admirers.
-Prove it.
-If I hadn't refused my admirers,I'd have had a son of your age,
-Annem söylemeyeceksin değil mi?
-Neden olmasın?
-Çünkü ben gerçek hayranlarından kalan tek kişiyim.
-Kanıtla.
-Hayranlarımı geri çevirmeseydim, senin yaşında bir oğul sahibi olurdum.
- Slow down! Just say it again !
- I am a hostage and am in great danger. If you ever want to see me or any of the others alive, you must comply with the things I'll tell you..
- Yavaş olun! Bir kere daha söyleyin.
- Ben bir rehineyim ve büyük bir tehlikedeyim. Beni ya da diğerlerini canlı görmek istiyorsanız, size söyleyeceğim şeylere uymanız gerekli.
- I need sleep.
- Come back in a month.
-Why do you think I'd come back?
- Why are you here?
- When you tell somebody you'll be somewhere... that person rearranges his life. Be aware of that.
- Uyumam lazım.
- Bir aya geri dön!
- Geri döneceğimi düşündüren ne?
- Neden buradasın?
- Birisine bir yerde olacağını söylediğinde... o kişi hayatını bir düzene koyar. Bunu farketmen gerek.
- All rap music sounds exactly the same to me.
- I tell you what... I know a 12-year-old who'd kill you for saying that.
- Really?
- Yes.
- Tüm rap müzikler bana aynıymış gibi geliyor.
- Sana birşey diyeyim... Bunu söylediğin için seni öldürebilecek 12 yaşında birini tanıyorum.
- Gerçekten mi?
- Evet.
- Will you tell the court about how and when.. you saw Lt. Manion.
- About 1 :00 a.m a knock on my door waked me up. I went to the door and Lt. Manion was standing there.
- Teğmen Manion'u ne zaman ve nerede... gördüğünüzü mahkemeye söyler misiniz.
- Saat sabah 1 sularında kapıya vurulmasıyla uyandım. Kapıya gittim ve Teğmen Manion orada duruyordu.
- Is that Chinese your boyfriend?
- I'll tell you tomorrow. Tomorrow 1 PM, at the hotel cafe. Reserved under the name Yong. I must go! See you tomorrow!
- Şu Çinli senin erkek arkadaşın mı?
- Yarın söylerim. Yarın saat 1'de otelin kafesinde. Rezervasyon Young ismine. Gitmeliyim. Yarın görüşürüz.