go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 782 kişi  03 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

won't

  • Hey,just because counseling didn't help your relationships doesn't mean it won't help mine.
    Danışman terapisinin sizin ilişkinize yaramaması, benimkine de yaramayacağı anlamına gelmez.

  • I was nervous about telling you that I'm feeling better and that I won't be needing to see you anymore.
    Daha iyi hissettiğimi ve artık seni görmeye ihtiyacım olmayacağını sana söyleme konusunda endişeliydim.
  • Because they're afraid
    we won't be here.
    Çünkü gideriz diye korkuyorlar.
  • I am so sorr It won't ever happen again.
    Çok üzgünüm. Bir daha olmaz.
  • I am very sorry but I won't be able to have dinner with you tomorrow after all.
    Çok üzgünüm ama ne de olsa yarın seninle akşam yemeği yiyemeyeceğim.
  • I won't take up too much of your time.
    Where are you going?
    Çok fazla zamanınızı almam.
    Nereye gidiyorsunuz?

  • I swear on my children
    that he won't be, Mike.
    Çocuğumun üzerine yemin ederim, Mike.
  • He refuses to work. He won't obey my orders.I'll show you who's in charge! Your father treated us better.
    Çalışmayı reddediyor. Emirlerime uymayacak. Size kimin sorumlu olduğunu göstereceğim!
    Baban bize daha iyi davranırdı.
  • Connie is embarrassed every time I call... because he won't pick up the phone. She practically admits you're avoiding me. She calls seven or eight times a day
    Connie her aradığımda çok utanıyor...çünkü telefonunu açmıyor.
    Gerçekte senin benden sakındığını kabul ediyor. Günde yedi sekiz kez arıyor.
  • How'd you get in there? Boy! You, boy!What's your name? I won't bite you.
    Buralarda ne işin var? Çocuk! Sen, Çocuk! Senin ismin ne? Isırmam korkma.
  • She won't be the first.
    Question is, what was she running from?
    Bunu ilk yapan o değil.
    Sorun şu ki, neden kaçıyordu?
  • I won't translate that, okay
    Bunu çevirmek istemiyorum, tamam mı.
  • He won't like that.
    Bundan hiç hoşlanmayacak.

  • This thing won't be open
    again till tomorrow.
    Bu şey yarına kadar açılmaz.
  • Those people who feel this oppression threatens their very existence won't hesitate to plant bombs in our consciousness, which apparently can't be broken open in any other way.
    Bu duygunun kendi varoluşlarını tehdit ettiğini hisseden kişiler, başka türlü kırılıp açılmayacağı aşikar olan bilincimize bomba yerleştirmekten çekinmeyecektir.
  • What did you pay for this jacket? I won't say anything.
    Bu cekete ne kadar ödedin? Bir şey söylemeyeceğim.

  • I heard this man saying.. the grass won't grow here again for another 70 years.
    Bu adamın burada bir diğer 70 yıl boyunca ot çıkmayacak dediğini duydum.
  • You won't get us pregnant or have us to supper.We work under you, we work on you and we work for you.
    Bizi hamile bırakamayacaksınız, ne de yemek yaptıracaksınız. Sizin altınızda ve üstünüzde çalışıyoruz, sizin için çalışıyoruz.
  • The fucking war will be over by the time
    we get out there, won't it, Private Pyle?
    Biz oraya gidene kadar siktiğimin savaşı
    bitmiş olacak, değil mi Ablak?
  • A vegetarian is a person who won't eat anything that can have children.
    David Brenner
    Bir vejetaryen çocukları olabilen hiçbir şeyi yemeyen kişidir.

963 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024