go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 894 kişi  03 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

won't

  • You won't be forgotten even long after the spotlight's fade
    Sahne ışıkları söndükten uzun bir süre sonra bile unutulmayacaksın.
  • Oh, just leave her alone, won't you?
    Sadece onu rahat bırak, olmaz mı?

  • The cops won't do anything.
    Polis bile birşey yapamıyor.

  • You won't be sorry. I promise.
    Pişman olmayacaksın. Söz veriyorum.

  • You won't be disappointed.
    Pişman olmayacaksın.
  • You won't regret it.
    Pişman olmayacaksın.

  • Okay Promise me they won't hear it again. The noise output is.04 DBs,which is inaudible to the ear.
    Peki.Bana bir daha bunu duymayacaklarına dair söz ver.Sesin çıktısı 04 DB, ki bu kulak için oldukça yüksek bir seviye.
  • Add several travel-size packets of detergent......so you won't fall into the hands of unfamiliar laundries.
    Pek çok paket seyahat boyu deterjan ekleyin.... böylece bilinmedik çamaşırhanelerin eline düşmezsiniz.
  • Are you all free on Sunday evening? Mr. Kamal is giving a party. Tea and soft drinks won't do. You must serve whisky.
    Pazar akşamı hepiniz boş musunuz? Bay Kamal parti veriyor. Çay ve meşrubat olmaz. Viski ikram etmeniz gerekiyor.
  • So you won't accuse us of playing tricks.
    Öyleyse sen bizi hile yapmakla suçlamayacaksın.
  • The lunch is very important because my wife arranged it.So it's important to praise her or else she won't do it next year.
    Öğlen yeemeği çok önemlidir çünkü karım düzenledi. Bu nedenle onu öbmek çok önemli yoksa gelecek sene bunu yapmayacak.
  • You'll love her,
    she won't love you.
    Onu seveceksin, ve o seni sevmeyecek.
  • You won't see him anymore.
    Onu bir daha göremeyeceksin.
  • How will we recognize them?
    They're just like us, only you won't know their faces.
    Onları nasıl tanıyacağız?
    Onlar da aynı bizim gibiler, sadece yüzlerini bilmeyeceksiniz.
  • They won't be able to pick upour trail till daylight. By then, we'll belong gone from Agrabah.
    Onlar gün ışığına kadar izlerimizi bulamayacaklar. O zamana kadar biz çoktan Agrabah’tan gitmiş oluruz.
  • Besides, it is a most glorious day.You won't want to miss it.
    Oldukça harika bir gün.Kaçırmak istemeyeceksin.
  • I'll get you those pages. And they're good, you know, despite what you think. I won't let you tear them up.
    O sayfaları sana getireceğim. Öyle düşünmemene rağmen iyidir de, bilirsin. Onları yırtmana izin vermeyeceğim.
  • That woman won't be testifying. She's still abroad.
    O kadın tanıklık etmeyecek. O hala yurtdışında.
  • I'm worried I won't be able talk to him. He's such a great writer.
    O kadar iyi bir yazar ki, onunla konuşamayacağım için endişeliyim.

  • He's a man. He won't be
    happy until he turns you out.
    O bir erkek. Seni tavlayıncaya
    kadar rahat edemez.

963 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024