- I can't remember anything. Dead. I'm a dead man.
- You expect pity?
- I expect you to hand over those keys and then... move your nigger ass out of my room.
- What did you say?
- Move your nigger, spade...
- Hiçbir şey hatırlayamıyorum. Ölü. Ben bir ölüyüm.
- Acımamı mı bekliyorsun?
- Şu anahtarları bana vermeni ve sonra... zenci poponu odamdan götürmeni bekliyorum.
- Ne dedin sen?
- Zenci belini götürmeni...
- You've been on your own with no family tie. But those solo days are done. You'll be two of a kin spending quality time together. As father and son. Building model ships. Takin' fishin' trips. Workin' hand in hand...
- Hiçbir aile bağı olmadan kendi başınaydın. Ama bu yalnız günler bitti. Birlikte iyi vakit geçiren 2 kişilik bir aile olacaksınız. Baba ve oğul olarak. Model gemiler inşa ederek. Balık tutma gezilerine giderek. elele çalışarak...
- Did he help at all?
- Hardly. Let me tell you about Gary. He's tall. He's nice to me. He's intelligent. And he doesn't make me sleep in the wet spot.
- It's a trick. I bet he's a shit.
- I think he is truly concerned with my happiness.
- Then he'll be a big help next year, when we all come to your house.
- He's asked me out for New Year's. And did I mention that he is a lawyer?
- Hiç yardım etti mi?
- Çok az. Sana Gary'yi anlatayım. Uzun boylu. Bana karşı iyi. Akıllı. Islak yerde uyumama da müsade etmiyor.
- Bu bir oyun. Bahse girerim bok gibidir.
- Sanırım, mutluluğumla gerçekten ilgileniyor.
- O zaman gelecek yıl senin evine geldiğimizde çok yardımı olacak.
- Yılbaşında beni davet etti. Ya avukat olduğunu söylemiş miydim?
- You're covered in chocolate.
- I hate you.
- He was kidding around. And you go wash your jeans .
- You make me sick, all of you!
- Don't get mad, sweets!
- Leave me alone! I'm going to bed.
- Heryerin çikolata oldu.
- Senden nefret ediyorum.
- Sadece şaka yapıyordu. Git de kot pantolonunu yıka.
- Bni sinir ediyorsunuz, hepiniz!
- sinirlenme, tatlım!
- Beni rahat bırakın! Ben yatmaya gidiyorum.
- Whatever we're doing is for our Muslim brethren Bastards!
- You instigate Muslims with your hollow claims! And you call them your brothers, you bastards?
- Her ne yapıyorsak Müslüman kardeşlerimiz için, Adiler!
- Müslümanları boş iddialarla kışkırtıyosunuz. Ve onlara kardeşlerimiz mi diyorsunuz, siz adiler?
- Go to the zoo, believe me, the cobras, elephants.. and seals will understand your language.
- No! I'm going with you.
- As you wish.
- Don't leave me here alone!
- Hayvanat bahçesine git, inan bana, kobralar, filler... ve foklar senin dilinden anlayacaktır.
- Hayır! Seninle geliyorum.
- Nasıl istersen.
- Beni burada yalnız bırakma!
- No, Sharon! I won't go into that hole with you. I'm over that shit.
- You're still scared of him.
- You know what? You shouldn't come here in your uniform. People will think we're in trouble.
- Nice seeing you too.
- Hayır, Sharon! Seninle o deliğe girmeyeceğim. Bu boku bitirdim.
- Hala ondan korkuyorsun.
- Biliyor musun? Buraya üniformanla gelmemelisin. İnsanlar başımızın dertte olduğunu düşünecek.
- Seni görmek de güzel.
- Remember now, watch your language.
- You know I'm not a swearing man.
- You'd be surprised what they'd consider swearing.
- Will you excuse me?
- No!
- Hatırla! Diline dikkat et!
- Ben küfür eden biri değilim.
- Küfür olarak algıladıklarını bilsen şaşardın.
- Müsade edecek misin?
- Hayır!