- Perhaps Rosetta though you were painting it as a gift.
- A gift?Why would she think that?But who can tell with her?
- I knew her like I knew other women.
- Belki Rosetta resmi hediye olarak yaptığını düşünmüştür.
- Bir hediye mi? Neden böyle düşünsün? Kİm söylemiş olabilir?
- Diğer kadınlar gibi onu da tanıyorum.
- You want to know something else? We went out with older guys in high school to make you jealous.
- I knew that, too. Come on, what else?
- Our girlfriends ...They were really lesbian lovers.
- Başka birşey daha bilmek ister misin? Lisedeyken seni kıskandırmak için daha büyük oğlanlarla çıkıyorduk.
Bunu ben de biliyordum. Hadi, başka?
- Kız arkadaşlarımız... onlar gerçek lezbiyen düşkünleriydiler.
- l can't stand lying to anyone else.
- l appreciate that. l'll be honest with you , too.
- There are people at the agency who will want him found . He's very much a victim.
- Başka birine daha yalan söylemeye dayanamam.
- Buna minnettar olurum. Ben de sana dürüst olacağım.
- Bulunmasını isteyecek insanlar var ajansta. O bir kurban.
- Conqueror of my father who takes up arms for me to give me back a country, a kingdom and the royal name... I have to hide here. Conqueror of my brothers, I see him stained with their blood.
- Bana bir ülke, bir krallığı ve asil bir soyadını geri vermek için bana silahlar alan babamı fetheden kişi... Burada saklanmak zorundayım. Kardeşlerimi fetheden kişi, hala üstünde onların kan lekelerini görüyorum.
- Someone who has desire for me... You, maybe.
- It's against the law of the lnternational Order of Travel Agents...to get involved with clients. Rules are rules.
- Bana arzu duyan biri... Sen mesela?
- Müşterilerle ilişkiye girmek... Uluslararası Seyahat Acentaları Düzenleme Yasasına karşı. Kural kuraldır.
- Friendly?
- More than friendly.
- Would you say?
- I thought so.
- Why did you think so?
- She'd kind of lean on him. A couple of times she bumped him with her hip.
- Arkadaşça mı?
- Arkadaşçadan öte.
- Öyle mi dersin?
- Öyle düşündüm.
- Nedn öyle düşündün?
- Biraz yaslanıyordu ona. Birkaç kere kalçasıyla ona vurdu.