go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1050 kişi  27 Haz 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

will

f. arzulamak
i. azim, irade, istek
c. aynı zamanda gelecek zaman için yardımcı fiil
  • - There's nobody to replace me now.
    - If you get arrested, we will replace you however we can.
    - Şu anda benim yerimi alabilecek kimse yok.
    - Eğer tutuklanırsan, her ne şekilde yapabilirsek yapalım yerini alacak birini bulacağız.
  • - Now you will identify the man who beat you.
    - I most certainly will.
    - Şimdi seni darp eden adamı tanımlayacaksın.
    - Kesinlikle yapacağım.
  • - You will now beg for forgiveness. Take off your jacket! Go down on your knee! Drop your guns! Sam, at least tell us now. Where is the President? It's difficult for you to survive.
    - Şimdi af dileyeceksin. Ceketini çıkar! Dizlerinin üzerine çök! Silahını bırak! Sam, en azından şimdi söyle bize. Başkan nerede? Hayatta kalman çok zor.
  • - Sonny will come after you.
    - That will be his first reaction, sure.
    - Sonny peşini bırakmaz.
    - Elbette, ilk tepkisi bu olacaktır.
  • - Will you grant us a last request?
    - What is it?
    - Marry us.
    - Son bir isteğimizi yerine getirir misiniz?
    - Nedir?
    - Bizi evlendirin.
  • - I can't give you better food .
    - This will be enough. The inn at Luton was well supplied.
    - Size daha iyi yiyecek bulamadım.
    - Bu yeterli olacaktır. Luton' daki motel çok daha iyiydi.
  • - You got pissed off because..
    - He propositioned you
    - What propositions? Was there a misunderstanding between you?
    - If he doesn't talk, neither will I.In any case,I still want to know.
    - Sinirlendin çünkü...
    - Uygunsuz bir teklifte bulundu.
    - Ne teklifi? Aranızda bir anlaşmazlık mı oldu?
    - Eğer konuşmazsa ben de konuşmayacağım. Durum her ne ise yine de bilmek istiyorum.
  • - The gun will be there.
    - You drive him and pick him up.
    - Silah kesin orada olacak.
    - Onu sen götürüp, getireceksin.
  • - Hot milk, slices of German bread with cheese, one slice of toast with honey.
    - And orange juice.
    - I nearly forgot. Juice it will be. Good night, darling.
    - Good night, Mama.
    - Sıcak süt, peynirle birlikte Alman ekmeği dilimleri, bir dilim ballı tost ekmeği.
    - Ve portakal suyu.
    - Neredeyse unutuyordum. Portakal suyu da olacak. İyi geceler, canım.
    - İyi geceler, anne.
  • - l will come to you at the palace on the day of Sethi's jubilee.
    - No, come with me now.
    - No, my love. First, l have a call to make on the Master Builder.
    - Sethi'nin kutlama gününde sana saraya geleceğim.
    - Hayır, şimdi gel benimle.
    - Hayır, aşkım. Öncelikle, baş mütahiti aramam gerek.
  • - She said that big people like you should never use the power like that. She says something horrible will happen.
    - Mind your own business!
    - Senin gibi büyük insanların gücü bu şekilde kullanmamaları gerektiğini söyledi. Korkunç bir şey olacak diyor.
    - Sen kendi işine bak!
  • - They are waiting for you in the great hall.
    - I know.
    - They cannot begin without you.
    - If I enter the great hall, I will never leave it again.
    - Seni büyük salonda bekliyorlar.
    - Biliyorum.
    - Sensiz başlayamazlar.
    - Eğer büyük salona girersem, bir daha asla çıkamam.
  • - I have to leave you here.
    - Is it a game?
    - No.
    - When will you come back for me?
    - I'm not.
    - Seni burada bırakmak zorundayım.
    - Bu bir oyun mu?
    - Değil.
    - Beni almak için ne zaman geri geleceksin?
    - Gelmeyeceğim.
  • - There is so much happiness waiting for you Marry.
    - Mr.Goto, Mama is still Mama, I will lead on the life myself.
    - Please do this.
    - I am not lieing. Can you see? Can you understand me?
    - Seni bekleyen büyük bir mutluluk var, Mary.
    - Bay Goto, annem aynı annem. Hayatımı kendim yönlendireceğim.
    - - Yap bunu lütfen.
    - Yalan söylemiyorum. Görebiliyor musunuz? Beni anlayabiliyor musunuz?
  • - Do you think Wendy will love you?
    - Yes, she gave me a number and said after l kill Dragon, l can contact her uncle. And he'll help get us back home.
    - I hope it's true. lf you trust her, don't suspect her. lf she lies to you, you shouldn't linger.
    - He doesn't treat me as a human being. He only likes to beat me. l can kill him
    - Sence Wendy seni sevecek mi?
    - Bana bir numara verdi ve Dragon'ı öldürdükten sonra amcasıyla kontağa geçebilecğimi söyledi. VeVe o da eve dönmemize yardım edecek.
    - Umarım doğrudur. Eğer ona güveniyorsan, ondan şüphelenme. Eğer sana yalan söylerse, oyalanmamalısın.
    - Bana insanmışım gibi davranmıyor. Beni dövmek hoşuna gidiyor sadece. Onu öldürebilirim.
  • - How bad do you think it will be?
    - Pretty goddamn bad.
    - Sence ortalık çok karışır mı?
    - Hem de nasıl.
  • - You are so important to us, David. You are unique in all the world.
    - Will Mommy be coming home soon? Is she out shopping with Martin now?
    - David, she can never come home.
    - Sen bizim için önemlisin, David. tüm dünyada bir eşin yok.
    - Annem yakında eve gelecek mi? Martin'le alışverişe mi çıktı?
    - David, o bir daha asla eve gelemeyecek.
  • - l promise you: once you finish your task here, we'll get enough money to go home. And we will never kill again.
    - Fatty, good job! One is wounded another is shot in head.
    - Sana söz veriyorum; buradaki işini bitirir bitirmez, eve gitmeye yetecek kadar paramız olacak. Ve bir daha asla öldürmeyeceğiz.
    - İyi iş Fatty! Birisi yaralı, diğeri kafasından vurulmuş.
  • - Just clam down, tell me slowly. Please tell me..
    - I really don't want to hurt them. But when I saw the photos...I can't...help. I'm afraid I will lose control some day.
    - Sadece sakin ol, yavaşça söyle bana. Lütfen söyle bana.
    - Gerçekten onları incitmek istemiyorum. Ama fotoğrafları gördüğüm zaman... Ben... elimde değil. Korkarım bir gün kontrolümü kaybedeceğim.
  • - What's the time?
    - It's 03:00 p.m.
    - When will you come home tonight?
    - I' will come 8:15.
    - Saat kaç?
    - Öğleden sonra üç (ya da saat 15:00).
    - Bu gece eve kaçta geleceksin?
    - 20:15'te geleceğim.

11,652 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025