go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 715 kişi  28 Nis 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

really

ünl. gerçekten mi
zf. gerçekten
  • - Got anything on Vicks yet?
    - I really need to talk to you.
    - Vicks'le ilgili bir şey var mı?
    - Gerçekten konuşmamız gerekiyor.
  • - Sorry, I don't know your name.
    - Joe Pitt, I'm with Justice Wilson.
    - I know that Counselor Pitt.
    - Are you okay?
    - Yes, thanks.
    - What a nice man.
    - Not so nice.
    - What?
    - Not so nice. Nothing.
    - What's wrong?
    - Forget it. Thanks for asking. I mean, it really is nice of you.
    - Üzgünüm. İsminimizi bilmiyorum.
    - Joe Piyy, Yargıç wilson'la birlikteyim.
    - Bunu biliyorum, Danışman Pitt.
    - İyi misiniz?
    - Evet, teşekkürler.
    - Ne hoş bir adam.
    - O kadar da hoş değil.
    - Ne?
    - O kadar da hoş değil. Hiçbir şey.
    - Mesele nedir?
    - Unutun gitsin. Sorduğunuz için teşekkürler. yani, o sizin hoşluğunuz.
  • - How's your thesis coming?
    - I'm learning so much.
    - You have a draft for me?
    - Close, really close.
    - Tezin nasıl gidiyor?
    - Çok şey öğreniyorum.
    - Benim için bir taslağın var mı?
    - Yakında, çok yakında.
  • - Thanks, Mum, but it's okay. No, really. I want to go to Mc Donald's.
    - I'm not really hungry.
    - Come on Mum. Are you telling me you couldn't murder a Big Mac?
    - Another time.
    - Teşekkürler Anne ama gerek yok. Gerçekten yok. Ben Mc Donalds'a gitmek istiyorum.
    - Ben pek aç değilim.
    - Hadi ama. Bir Big Mac katledemeyeceğini mi söylüyorsun?
    - Başka bir zaman.
  • - ?'m really sorry
    to bother you again.
    - Tekrar sizi rahatsız ettiğim
    için çok üzgünüm.
  • - Gosh, you're eating three of those?
    - I'm hungry.
    - They're really terrible for you. Full of rat poo...and wood shavings and shit.
    - You're eating one.
    - Yeah, I can't help myself. Plus, I'm trying to commit suicide. What's your excuse?
    - I don't have an excuse. I am just hungry.
    - Tanrım, üçünü de mi yiyorsun?
    - Karnım aç.
    - Onlar senin için çok kötü. Sıçan dışkısı... ve talaş ve bok dolu.
    - Sen de yiyorsun.
    - Evet, engel olamıyorum. Artı, ben intihar etmeye çalışıyorum. Senin gerekçen ne?
    - Benim bir gerekçem yok. Sadece açım.
  • - Gosh, you're eating three of those?
    - I'm hungry.
    - They're really terrible for you. Full of rat poo...and beetle legs ... wood shavings and shit.
    - Tanrım, Üçünü de mi yiyorsun?
    - Karnım aç.
    - Gerçekten senin için çok zararlılar. Sıçan dışkısı... böcek bacakları... tahta talaşı ve pislikleriyle dolu.
  • - Okay Jin, go wash up. You're really not going to eat. Aren't you hungry? You should look at me when I talk to you.
    - I'm not hungry.
    - Tamam Jin, git ellerini yıka. Pek yemeyeceksin galiba. Aç değil misin? Seninle konuşurken bana bakmalısın.
    - Aç değilim.
  • - What are you thinking now? How can I help you?
    - You'd better go now. I'm afraid, I can't hold myself. You can't help me.
    - Why? You're so strange. It isn't like you.
    - Do you really want to help me?
    - Şu anda ne düşünüyorsun? Sana nasıl yardım edebilirim?
    - Şimdi gitsen iyi olur. Kendimi tutamayacağımdan korkuyorum. Bana yardım edemezsin.
    - Neden? Çok garipsin. Sen değilsin gibi.
    - Bana gerçekten yardım etmek istiyor musun?
  • - Now I really have to go. You called me "Lou the Jew.
    - That was a joke.
    - I didn't think it was funny.
    - lt was three years ago. You hate me because you hate black people.
    - Şimdi gerçekten gitmeliyim. Bana 'Yahudi Lou' derdin.
    - O bir şakaydı.
    - Hiç komik bulmadım.
    - Bu üç yıl önceydi. Benden nefret ediyorsun çünkü zencilerden nefret ediyorsun.
  • it was nice talking to you too. Bye!
    She seems like a really nice lady. Does she know, you're a no-good, lying and sack of shit?
    - Sure does.
    - Sizinle konuşmak da güzeldi. Bay!
    - Gerçekten çok hoş bir hanıma benziyor. İyi bir tip olmadığını, yalan söylediğini ve bok çuvalı olduğunu biliyor mu?
    - Elbette, biliyor.
  • - I really hate a man with an obnoxious dog. I don't hate just the dog, I hate the owner.
    - Sevimsiz köpeği olan adamlardan gerçekten nefret ediyorum. Sadece köpekten nefret etmiyorum. Sahibinden de nefret ediyorum.
  • - I have some pie for you today?
    - Okay, yeah. That sounds great
    - I'll cut you an extra-large slice. Preferred customer.
    - Thank you. That's really sweet of you.
    - Senin için bugün turtam var.
    - Oh, evet. Kulağa hoş geliyor.
    - Senin için ekstra büyük bir dilim keseceğim. Tercih edilen müşteri.
    - Teşekkür ederim. Gerçekten çok tatlısın.
  • - What's your problem? Ever since the ambush in the car park, you've looked at me like I'm your enemy. Why?
    - I really want to know something. Why weren't you hurt in the car park?
    - Senin derdin ne? Park yerindeki pusudan beri, bana düşmanınmışım gibi bakıyorsun. Neden?
    - Gerçekten bir şeyi bilmek istiyorum. Niçin park yerinde yaralanmadın?
  • - lt's been good seeing you, Ken. There's so much to talk about.
    - Sorry. l'm in such a hurry.
    - Can't we have a cocktail?
    - l really am in a hurry.
    - l've so much to say to you.
    - Why don't you give me a card? I'll call you.
    - Seni görmek gerçekten güzeldi, Ken. Konuşacak çok şey var.
    - Üzgünüm. Öyle acelem var ki.
    - Bir içki içemez miyiz?
    - Gerçekten çok acelem var.
    - Sana söyleyecek çok şeyim var.
    - Neden bana bir kartını vermiyorsun? Seni ararım.
  • - l've never seen you seriously chase a girl. Tell me, which one do you like? l'll hook you up.
    - You really don't understand me.
    - Seni ciddi anlamda bir kızın peşinden koşarken görmedim. Söyle bakalım hangisi? Ben sana yardımcı olacağım.
    - Sen beni gerçekten anlamıyorsun.
  • - You're the world's best husband. And, given the chance, a perfectly good father too.
    - Do you really think so? Why?
    - Sen dünyanın en iyi kocasısın. Ve bir şans verildiğinde, kesinlikle iyi bir bbasın da.
    - Gerçekten böyle mi düşünüyorsun? Niye?
  • - I'll tell you, it was really passionate. - Better than before?
    - Sana şunu söyleyeyim, çok ateşliydi. - Öncekinden daha mı iyiydi?

  • - I Know what really get you out of woods. As soon as we get home, I'm gonna fire up the hot tub. And you're gonna take a long bath before bed. And sleep like a baby.Tomorrow you'll be good as newborn.
    - Sana neyin gerçekten iyi geleceğini biliyorum. Eve varır varmaz, sıcak bir banyo hazırlarım. Ve sen yatmadan evvel uzun bir banyo yaparsın. Bir bebek gibi uyursun. Yarın da yeniden doğmuş gibi olursun.

  • - Sally?
    - ?'d really appreciate it
    - Sally?
    - Eğer gidip çantamdan..

7,604 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024