- Maybe His Honor will overlook that Then I'd like the jury to see that youthink our insanity plea has some merit. There really won't be any need for our doctor to examine you.
- Belki de sayın hakim bunu dikkate almayacak. Sonra da jürinin delilik müdafamızı geçerli bulmasını istiyorum. Doktorun seni muayene etmesine gerçekten gerek kalmayacak.
- Maybe Christ will come again.. or maybe the troubles will come and the end will come. The sky will collapse and there'll be terrible rain...and showers of poison... Or maybe my life is really fine...maybe Joe loves me and I'm only crazy thinking otherwise. Or maybe not. Maybe it's even worse than I know.
- Belki de İsa tekrar gelir... ya da belki kötülükler gelir ve son yaklaşır. Gökyüzü çöker ve korkunç bir yağmur olur... ve zehir yağar... Ya da belki de hayatım gerçekten iyidir... belki Joe beni seviyordur. ve aksini düşünmem delicedir. Ya da belki de değildir. Belki bildiğimden de kötüdür.
- Maybe Christ will come again.. or maybe the troubles will come and the end will come. The sky will collapse and there'll be terrible rain...and showers of poison... Or maybe my life is really fine...maybe Joe loves me and I'm only crazy thinking otherwise. Or maybe not. Maybe it's even worse than I know.
- Belki de İsa tekrar gelir... ya da belki kötülükler gelir ve son yaklaşır. Gökyüzü çöker ve korkunç bir yağmur olur... ve zehir yağar... Ya da belki de hayatım gerçekten iyidir... belki Joe beni seviyordur. ve aksini düşünmem delicedir. Ya da belki de değildir. Belki bildiğimden de kötüdür.
- Maybe Christ will come again.. or maybe the troubles will come and the end will come. The sky will collapse and there'll be terrible rain...and showers of poison... Or maybe my life is really fine...maybe Joe loves me and I'm only crazy thinking otherwise. Or maybe not. Maybe it's even worse than I know.
- Belki de İsa tekrar gelir... ya da belki kötülükler gelir ve son yaklaşır. Gökyüzü çöker ve korkunç bir yağmur olur... ve zehir yağar... Ya da belki de hayatım gerçekten iyidir... belki Joe beni seviyordur. ve aksini düşünmem delicedir. Ya da belki de değildir. Belki bildiğimden de kötüdür.
- Maybe Christ will come again.. or maybe the troubles will come and the end will come. The sky will collapse and there'll be terrible rain...and showers of poison light... Or maybe my life is really fine...maybe Joe loves me and I'm only crazy thinking otherwise. Or maybe not. Maybe it's even worse than I know.
- Belki de İsa tekrar gelir... ya da belki kötülükler gelir ve son yaklaşır. Gökyüzü çöker ve korkunç bir yağmur olur... ve zehir ışığı yağar... Ya da belki de hayatım gerçekten iyidir... belki Joe beni seviyordur. ve aksini düşünmem delicedir. Ya da belki de değildir. Belki bildiğimden de kötüdür.
- Maybe Christ will come again.. or maybe the troubles will come and the end will come. The sky will collapse and there'll be terrible rain...and showers of poison light... Or maybe my life is really fine...maybe Joe loves me and I'm only crazy thinking otherwise. Or maybe not. Maybe it's even worse than I know.
- Belki de İsa tekrar gelir... ya da belki kötülükler gelir ve son yaklaşır. Gökyüzü çöker ve korkunç bir yağmur olur... ve zehir ışığı yağar... Ya da belki de hayatım gerçekten iyidir... belki Joe beni seviyordur. ve aksini düşünmem delicedir. Ya da belki de değildir. Belki bildiğimden de kötüdür.
- You want to know something else? We went out with older guys in high school to make you jealous.
- I knew that, too. Come on, what else?
- Our girlfriends ...They were really lesbian lovers.
- Başka birşey daha bilmek ister misin? Lisedeyken seni kıskandırmak için daha büyük oğlanlarla çıkıyorduk.
Bunu ben de biliyordum. Hadi, başka?
- Kız arkadaşlarımız... onlar gerçek lezbiyen düşkünleriydiler.
- Tell her the .. TRUTH!!!|
- No way! If Jasmine found out, I was really some crummy street rat ,she'd laugh at me
- A woman appreciates a man who can make her laugh!
- Bana GERÇEĞİ söyle!
- Asla! Eğer Jasmine öğrenseydi, gerçekten adi bir sokak sıçanı olurdum, ban agülerdi.
- Bir kadın kendisini güldüren adamı takdir eder.
- But, Ted, you're the only...
- I don't care. I don't have what it takes. They would be better off with someone who's never flown before.
- Bad news. Fog's getting thicker. And Leon's getting larger. I know what you're going to say, so save your breath.
- Well, I don't have a thing to say. You've done the best you could. You really have.
- Ama, Ted, sen tek...
- Umrumda değil. Ne gerekiyorsa bende yok. Daha önce hiç uçmamış biri olmadan gitseler iyi olur.
- Kötü haber. Sis kalınlaşıyor. Ve Leon genişliyor. Ne diyeceğini biliyorum, o yüzden nefesini kendine sakla.
- Şey, söyleyecek birşeyim yok. Sen yapabileceğinin en iyisini yaptın. Gerçekten yaptın.
- But in terms of the sound effect and the editing, it seems like a short film. The last shot couldn't be a fake one. The girl really is the one in the photos. Let's report this to the police.
- Ama ses efektleri ve montaj anlamında, kısa bir film gibi gözüküyor. Son sahne sahte olamaz. Kız, gerçekten de resimlerdeki kişi. Hadi bunu polise rapor edelim.
- But all these papers... Jim, you really need somebody to organize all this stuff. Your handwriting is just like a little kid. Look at this! l wonder if William Blake was ever this disorganized.
- ama bütün bu kağıtlar... Jim, tüm bunları organize etmesi için birine ihtiyacın var. Elyazın küçük bir çocuğunki gibi. Şuna bir bak! William Blake bu kadar düzensiz miydi merak ediyorum.
- Explain it to them, Prem.
- Yes. That is exactly how it happened. It means, our men did really try to kidnap him... but he was kidnapped by these guys.
- What?
- Has Daddy really been kidnapped?
- Açıkla onlara, Prem.
- Evet. Aynen bu şekilde oldu. Yani, adamlarımız gerçekten onu kaçırmaya çalıştı... ama bu adamlar tarafından kaçırıldı.
- Ne?
- Babam gerçekten mi kaçırıldı?
- "Native American" ... as they like to be called in nowadays. We had nice chat about history of the area. He really opened my eyes.
- 'Yerli Amerikalı' ... bugünlerde kendilerine denmesinden hoşlandıkları gibi. Bölgenin tarihi hakkında güzel bir sohbet ettik.Gerçeken gözlerimi açtı.