- Sure. Yeah. Must be really tough. I remember when my aunt died. It was so unreal, it was the 4th of july. I'll never forget it. So, listen, Warren. I know now is definitely not the time to talk about it, but..
- Elbette. Evet. Çok zor olmalı. Halamın öldüğü zamanı hatırlıyorum. Çok gerçek dışıydı, Temmuz'un 4'üydü. Hiç bir zaman unutmayacağım. Waren, Biliyorum, bunu konuşmanın hiç zamanı değil ama...
- I am sorry, I was rude before. I really am
- Okay, no more crying. Please! What a night, Paul, Do you like my hairdo?
- Yes, I do.
- Then why don't you touch it?
- I don't want to mess it up.
- Daha önce kabalık ettiğim için üzgünüm. Gerçekten.
- Tamam daha fazla ağlamak yok. Lütfen. Ne geceydi ama. Paul, saç şeklimi beğendin mi?
- Evet, beğendim.
- O halde neden dokunmuyor musun?
- Saçını bozmak istemiyorum.
- There isn't anyone. Maybe an Eskimo who can ice-fish for food. Help me to build a nest for when the baby comes.
- There are no Eskimo here, and you're not really pregnant. You made that up.
- Burada kimse yok. Belki yiyecek için buzda balık avlayan bir Eskimo. Bebeğin gelişi için bir yuva yapmama yardım et.
- Burada Eskimo felan yok, ve sen de aslında hamile değilsin. Hepsini sen uydurdun.
- That's great.
- Not bad.
- A big computer company. It's really well-paid.
- Three months ago I wouldn't have hesitated.
- Why?
- Maybe because I hadn't met you yet.
- Bu harika.
- Fena sayılmaz.
- Büyük bir bilgisayar şirketi. Çok iyi para veriyorlar gerçekten.
- Üç ay önce olsa, tereddüt etmezdim.
- Neden?
- Belki seninle henüz tanışmamış olduğum için.
- lt wasn't a dream.
- Of course it was.
- No, I don't think so. I think it really happened. I'm a prophet. I've been given a book. but they took it back...but somehow there's still this book in me.
- Bir rüya değildi.
- Elbette ki rüyaydı.
- Hayır. Sanmıyorum. Sanırım, gerçekten oldu. Ben bir kahinim. Bana bir kitap verildi ama sonra onlar kitabi geri aldılar. .. ama bir şekilde hala içimde bu kitap var.
- I admit, I had come to enact a farce. But I've really fallen in love with you. Whoever you are, however you are... I love you.
- Your friend has hurt my friend's heart. If something happens to her....
- Bir oyun oynamaya geldiğimi kabul ediyorum. Ama gerçekten sana aşık oldum. Her kim olursan ol, her ne şekilde olursan ol... Seni seviyorum.
- Arkadaşın, benim arkadaşımın kalbini kırdı. Eğer ona birşey olursa....