KAYIT OL GiRiŞ YAP

EN İYİLER OYUNLAR KULLANIM KILAVUZU KELİME LİSTELERİ CÜMLE ALIŞTIRMALARI İLETİŞİM

Nereden Başlamalıyım?

En çok kullanılan kelimeler

En çok kullanılan fiiller

Sınav Kelimeleri

Diğer

Boşluk doldurma (kelimeler)

Boşluk doldurma (fiiller)

Kelime tamamlama

Fiil tamamlama

Kelime Eşleştirme

Fiil Eşleştirme

Kelime Telaffuzları

Fiil Telaffuzları

Fiil çekim testleri

of

ed. nin, ın, den, li, yüzünden

Put your hand on the railing in front of you.Both hands.Now, keeping both hands on the railing,come down the stairs.

Ellerini, önündeki tırabzana koy. Her iki elini de. Şimdi iki elini de tırabzanda tut, basamaklardan aşağı in.

Can you feel my hand on the back of your neck?
Yes.
Does any of this hurt?
No.

Elimi, boynunun arkasında hissediyor musun?
Evet.
Acıtıyor mu?
Hayır.

All I get is a glass of wine
and a "pretty please."

Elime geçecek tek şey bir kadeh
şarap ve ''güzel bir lütfen'' nasıl olsa.

The difference between critics and audiences is that one is a group of humans and one is not.
Edward Albee

Eleştirmenler ve izleyiciler arasındaki fark,birinin bir grup insan olması ve birinin olmamasıdır.

I'm alerting the embassy. They're gonna evacuate. There's a door at the end of the corridor. Meet me there.

Elçiliği alarma geçiriyorum. Tahliye edecekler. Koridorun sonunda bir kapı var. Orada beni bul.

Oh, sure. Of course. You're entitled.

Elbette. Tabii ki. Buna hakkın var.

Of course. I'm barely out of my marriage to Herb.

Elbette. Herb'le evliliğimi anca bitirebildim.

At first, of course, he denied everything.

Elbette,önce, herşeyi inkar etti.

Of course, but... well, I'll have to clear it with Charlie,

Elbette, ama... bunu Charlie'ye sormalıyım,

Of course, your brother didn't set the bar very high.

Elbette, abin çıtayı yüksek tutmadı.

Of course, you can't compete hard body to hard body,

Elbette taş gibi kızlarla rekabet edemezsin...

Of course I want to go to the party.

Elbette partiye gitmek istiyorum.

Of course I want to talk about it.

Elbette konuşmak istiyorum.

Of course you must bear in mind that I did not have full opportunity of examination such as I should wish.

Elbette istediğim gibi inceleme fırsatım olmadığını göz önünde bulundurmalısın.

Of course you do, but you're imagining a guy you like.

Elbette hoşlanırsın, hayal ettiğin erkek arıyor.

Of course I'm concerned.

Elbette endişeliyim.

There is, of course, the other woman, the drink, the push, the blow, the bruise, the sympathetic sister or landlady.

Elbette diğer kadın,içki,itiş kakış,yumruk,çürük,sempatik kız kardeş yada ev sahibesi vardır.

Everyone at the scene has a very high chance of getting cancer.

Ekrandaki herkesin kanser olma ihtimali çok yüksek.

Because of the recession, good jobs are hard to find, but I'm helping out at a deli.

Ekonomideki durgunluk nedeniyle, iyi işlerin bulunması zor, ama ben bir mezecide yardımcı olarak çalışıyorum.

To eat I work as an extra and do stunts. What I aim to be is a director. I can direct better than most of the hacks I work for.

Ekmek için ektra çalışıyor ve dublörlük yapıyorum. Hedeflediğim şey yönetmen olmak. Çalıştığım çoğu yönetmen bozuntusundan daha iyisini yapabilirim.

91,407 c?mle

« Önceki 1 2...89 90 91 92 939495 96 97 98 99...4570 4571 Sonraki »

Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir.