go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 214 kişi  17 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

little

i. az miktar
s. ufak
zf. azıcık
  • Sometimes when I use
    the little reflex hammer,
    Bazen refleks çekicini kullanırken...
  • And sometimes they had a little party
    before they did it.
    Bazen bunu yapmadan önce
    küçük bir parti yaparlardı.
  • Sometimes you go to a restaurant, they put the check in a little book.
    Bazen bir restorana gidersiniz, hesabı küçük bir kitabın içine koyarlar.

  • The little one started in.
    Başlatan da küçük olandı.

  • Everyone else claps. Eyes ahead of you. Don't raise your eyebrows! A little bit more!
    Başka herkes alkışlıyor. Gözler önünüzde. Kaşlarınızı kaldırmayın! Biraz daha!
  • Every picture that is successful has one little miracle in it.
    Elia Kazan
    Başarılı olan her resmin içinde küçük bir mucize vardır.
  • Don't tell me you couldn't use a little extra help with all those wedding arrangements.
    Bana bütün bu düğün hazırlıklarına rağmen biraz ilave yardım alamadığını söyleme.
  • You know what, guys, we're just having a little office party.
    Bakın burda kendi aramıza ufak bir parti veriyoruz.

  • A little learning is a dangerous thing, but a lot of ignorance is just as bad.
    Bob Edwards
    Az öğrenme tehlikeli bir şeydir fakat çokça cehalet de o kadar kötüdür.
  • A little work, a little sleep, a little love and it's all over.
    Mary Roberts Rinehart
    Az bir iş, az uyku, azıcık aşk ve bu kadar.
  • A little knowledge is a dangerous thing, but a little want of knowledge is also a dangerous thing.
    Samuel Butler
    Az bir bilgi tehlikeli bir şeydir ama az bir bilgi isteği de tehlikeli bir şeydir.
  • Besides,I might flip it and move
    up to something a little bigger.
    Ayrıca, biraz daha büyük bir yer
    istersem değiştirebilirim.
  • They look like
    little robbers.
    Aynı küçük hırsızlara benziyorlar.
  • Between lovers a little confession is a dangerous thing.
    Helen Rowland
    Aşıklar arasında ufacık bir itiraf tehlikeli bir şeydir.
  • Actually, because
    of your little rant,
    Aslında, senin çenenden ötürü...
  • Uh, actually, I came in here for a little quiet time.
    Aslında, buraya kafamı dinlemek için geldim.

  • It burned like a ball of fire when the rebel took a little child bride to tease.
    Asiler dalga geçmek için küçük bir çocuğu köprüye götürdüklerinde köprü alev topu gibi yandı.
  • Another little voice
    in a back seat of the car.
    Arabanın arka koltuğundan gelen
    bir başka küçük ses.
  • I know that your mother
    gave you lunch money, you little thief.
    Annenizin size yemek parası verdiğini biliyorum, küçük uyanık.

  • Ma made a little dinner. It's Sunday.
    Annem yemek hazırlamış. Bugün Pazar.

4,189 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024