- I killed them both, all right? Does that make you feel good? Is that better?
- Don't. What are you doing? Please don't kill me.
- I'm having a little trouble pulling the trigger.
- Of course you are. Because you're not a killer. You're a nice boy who's very upset. Look, if you shoot me, the cops will find out. They'll put you away until you're very fucking old.
- İkisini de öldürdüm, tamam mı? Bu seni iyi hissettirdi mi? Daha iyi mi?
- Yapma! Ne yapıyorsun? Lütfen beni öldürme.
- Tetiği çekmekle ilgili küçük bir sorunum var.
- Elbette, var. Çünkü sen katil değilsin. Üzgün, iyi bir çocuksun. Bak. Eğer beni vurursan, polisler öğrenir. Kahrolası yaşlanana dek seni, içeri tıkarlar.
- I killed them both, all right? Does that make you feel good? Is that better?
- Don't. What are you doing? Please don't kill me.
- I'm having a little trouble pulling the trigger.
- Of course ,you are. Because you're not a killer. You're a nice boy who's very upset. Look, if you shoot me, the cops will find out. They'll put you away until you're very fucking old.
- İkisini de öldürdüm, tamam mı? Bu seni iyi hissettirdi mi? Daha iyi mi?
- Yapma! Ne yapıyorsun? Lütfen beni öldürme.
- Tetiği çekmekle ilgili küçük bir sorunum var.
- Elbette, var. Çünkü sen katil değilsin. Üzgün, iyi bir çocuksun. Bak. Eğer beni vurursan, polisler öğrenir. Kahrolası bir ihtiyar olana dek seni, içeri tıkarlar.
- Those were the happiest days of my life. The month we lived together in Paris, in that little hotel. What was it called?
- It was in the Boulevard...Near La Concorde.
- And the journey to Geneva.
- Hayatımın en mutlu günleriydi. Paris'teşu küçük olde birlikte yaşadığımız ay. Neydi adı?
- Bulevard'taydı... La Concorde'a yakındı.
- Ve Cenevre yolculuğumuz.
- Those were the happiest days of my life. The month we lived together in Paris, in that little hotel. What was it called?
- It was in the Boulevard...Near La Concorde.
- And the journey to Geneva.
- Hayatımın en mutlu günleriydi. Paris'teşu küçük olde birlikte yaşadığımız ay. Neydi adı?
- Bulevard'taydı... La Concorde'a yakındı.
- Ve Cenevre seyahatimiz.
- Which one is which -Who cares me and your boss, Rex Crater, we had a little misunderstanding. - What kind of misunderstanding? - He tried to have me killed and blew up my club.
- Hangisi kim? - Kimin umrundaki? Ben ve patronun Rex Crater, küçük bir anlaşmazlığımız var. - Ne tür bir anlaşmazlık? - Beni öldürtmeye ve klubümü uçurmaya çalıştı.
- Stop. Oh, no. Oh, my fur and whiskers.
- Someone's head will roll for this.
- Yours. Off with her...
- But, but, but, consider, my dear. Uh, couldn't she have a trial? Huh? First?
- Trial?
- Well... Just a, a little trial? Hmm?
- Hmm. Very well, then. Let the trial begin!
- Dur! Oh, hayır. Oh, kürküm ve sakallarım.
- Bu yüzden birisi kafasını kaybedecek.
- Seninki. Onunkini alın.
- Ama, ama, ama,... düşün hayatım. Iı, duruşmaya çıkamaz mı? Ha? Önce?
- Duruşma mı?
- Şeyy... küçük bir duruşma sadece? Hmm?
- Hmm. Pekala o zaman. Duruşma başlasın!
- Stop. Oh, no. Oh, my fur and whiskers.
- Someone's head will roll for this.
- Yours. Off with her...
- But, but, but, consider, my dear. Uh, couldn't she have a trial? Huh? First?
- Trial?
- Well... Just a, a little trial? Hmm?
- Hmm. Very well, then. Let the trial begin!
- Dur! Oh, hayır. Oh, kürküm ve sakallarım.
- Bu yüzden birisi kafasını kaybedecek.
- Seninki. Onunkini alın.
- Ama, ama, ama,... düşün hayatım. Iı, duruşmaya çıkamaz mı? Ha? Önce?
- Duruşma mı?
- Şeyy... küçük bir duruşma sadece? Hmm?
- Hmm. Pekala o zaman. Duruşma başlasın!
- What I mean is.. it was worth it. Dear Lord., we've come to the end of our journey. In a little while,we will stand before you. I pray for you to be merciful. Judge us notfor our weakness.
- Demek istediğim... buna değerdi. Sevgili Lordum, yolculuğumuzun sonuna geldik. Çok kısa bir süre sonra sizin önünüzde yer alacağız. Merhametli olmanız için dua ediyorum. Bizi zayıflığımızla yargılamayın.
- Play it, Sam. Play 'As Time Goes By' .
- I can't remember it, Miss Lisa I’m a little rusty on it .I'll hum it for you.
- Sing it, Sam. You must remember this... 'A kiss is just a kiss... A sigh is just a sigh.'
- Çal, Sam. 'As Time Goes By' ı çal.
- Hatırlamıyorum Bayan Lisa. Biraz paslanmışım. ama sizin için mııldanacağım.
- Şarkıyı söyle, Sam. Bunu hatırlıyor olmalısın... 'Bir öpücük sadece bir öpücüktür... Bir iç geçirme ise sadece bir iç geçirme'.
- Don't talk like that when I'm holding something this sharp. Or I might slip and stick it in your heart if you have one.
- Oh, I do. Tough little muscle, too, never bleeds.
- Bu kadar keskin birşey tutarken bu şekilde konuşma. Yoksa çekip kalbine saplayabilirim tabi kalbin varsa.
- Oh var. Hiç bir zaman kan ağlamayan, küçük, sağlam bir kas.
- Could you favor me with a little money?
- What for?
- If a man cannot earn, he must borrow.
- That's hardly the way to go about it.
- Bu az miktardaki parayı alarak bana bir iyilik yapar mısın?
- Ne için bu?
- Eğer bir erkek kazanamıyorsa borç isteyebilmeli.
- Bu işi halletmenin yolu pek de bu değil.
- From this moment forward I, John, am king of England.
- Aren't you a little premature, brother Richard!
- The Lion-Heart.
- He's lying! He's an imposter. The king lives.
- Men of Sherwood Robin Hood. It's a trick of the outlaws! Kill him! Seize him!
- Bu andan itibaren, ben, John İngiltere'nin kralıyım.
- Biraz vakitsiz değil misin, Richard kardeş!
- Aslan yürek!
- Yalan söylüyor. O vergileri koyan kişi. Kral yaşıyor.
- sherwood'lu Robin Hood! Kanunsuzların oyunu bu! Öldürün onu! Yakalayın!
- A week or so ago, I decided to take a little trip on my way to Ginny's. Ginny begged me to come out early, to help her with wedding arrangements, but...I told her I needed some time to myself.
- Bir hafta önce falan, ginny'lere küçük bir gezi yapmaya karar verdim. Ginny, erken gelip ona düğün hazırlıkları için yardım etmem için yalvardı. ama... ben ona kendime ayıracak biraz zamana ihtiyacım olduğunu söyledim.
- I don't know. I don't like blue jeans. They're not..
- You mean blue jeans are not quite ladylike, don't you, my darling? You sweet, old-fashioned little dear.
- Bilmiyorum. Kot pantolonları sevmiyorum. Onlar hiç...
- Kot pantolon çok kadınsı değil demek istiyorsun, değil mi sevgilim? Seni tatlı eski kafalı şey.