go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 101 kişi  20 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

but

i. itiraz
zf. sadece
bğ. fakat, ancak, oysa
  • Let's all quit. It sounds appealing.
    - I never could do it.
    - But you could. Absolutely. We can help each other.
    Hadi hepimiz vazgeçelim. Kulağa çarpıcı geliyor.
    -Asla yapamazdım.
    -Ama yapabilirdin. Kesinlikle. Birbirimize yardım edebiliriz.
  • Sorry to intrude,
    but Celeste wanted
    Habersiz geldiğimiz için kusura
    bakmayın, ama Celeste,...
  • They may appear to be delicate as well as beautiful, but they are deadly hunters.
    Güzel oldukları kadar nazik gibi görünebilirler ama onlar ölümcül avcılardır.
  • They look pretty, but they'll
    peck your eye right out.
    Güzel görünürler, ama
    bir anda gözünü oyarlar.
  • A beautiful woman can be painted as a totem only; not as a woman, but as a Madonna, a queen, a sphinx.
    Saul Steinberg
    Güzel bir kadın sadece totem olarak resmedilebilir; bir kadın olarak değil ama bir Meryem Ana, bir kraliçe, bir sfenks olarak.
  • Nowadays men and women are equal. Whoever makes the mistake should suffer. But in our society, no one sees the mistake of the man.
    Günümüzde erkekler ve kadınlar eşittir. Hatayı yapan her kimse cezasını çekmelidir. Ama toplumumuzda, hiç kimse erkeğin hatasını görmez.
  • South Korea is a much more mountainous country. But North Kore has absolutely no forest areas.
    Güney kore çok daha dağlık bir ülke. Fakat Kuzey Kore kesinlikle ormanlık alana sahip değildir.
  • Power is not revealed by striking hard or often, but by striking true.
    Honore de Balzac
    Güç, sıkı, yada sık sık, vurarak ortaya konulmaz,fakat gerçeği ortaya çıkararak.
  • I closed my eyes, but could still see through my eyelids.
    Gözlerimi kapadım , fakat yine de göz kapaklarımın içinden görebiliyordum.
  • I don't mean in looks .I'm old and ugly. But deep down inside we're alike
    Görünümü kastedmiyorum. Ben yaşlı ve çirkinim. Ama derinlerde bir yerden birbirimize benziyoruz.
  • Our duty is to be useful, not according to our desires but according to our powers.
    Henri Frederic Amiel
    Görevimiz yararlı olmaktır, isteklerimize göre değil ama güçlerimize göre.
  • Pardon, our appearance as you can see, we're still under construction. But we wanted you, our most generous supporters...to have a preview of our new exhibit.
    Gördüğünüz gibi hala yapım aşamasındayız.Ama en cömert destekçimiz olan sizin sergiyi önceden görmenizi isteriz.

  • I know you don't want
    to go, but you have to.
    Gitmek istemediğini biliyorum,
    ama maalesef gitmen gerekiyor.
  • In the hall I met Quincey Morris, with a telegram for Arthur telling him that Mrs.Westenra was dead, that Lucy also had been ill, but was now going on better, and that Van Helsing and I were with her.
    Girişte Quincey Morrise rastladım, elinde Arthur için ,ona Bayan Westenra'nın öldüğünü,ayrıca Lucy'nin hasta olduğunu,fakat şimdi iyiye gittiğini ve Van Helsing ve benim onunla birlikte olduğumuzu ona anlatan, bir telgraf vardı.
  • In the hall I met Quincey Morris, with a telegram for Arthur telling him that Westenra was dead, that Lucy also had been ill, but was now going on better, and that Van Helsing and I were with her.
    Girişte Quincey Morris'le karşılaştım,yanında Arthur için bir telgraf vardı,ona Westerna'nın öldüğünü,ayrıca Lucy'nin hasta olduğunu,fakat şimdi daha iyi olduğunu,ve Van Helsing ve onun Lucy ile birlikte olduğunu anlatıyordu.
  • I was willing to go as far as I could but I gave up then.
    Gidebildiğim kadar uzaklara gitmeyi istiyordum ancak sonra vazgeçtim.
  • Nothing was left ,nothing but a pool of blood on the ground.
    Geriye yerdeki kan gölünden başka hiçbirşey kalmamıştı.
  • There really should be sign in English I don't know if you're in charge of that, but - This area's restricted.
    Gerçekten Bir ingilizce işaret levhası olmalı. Siz mi sorumlusunuz bilmiyorum ama bu bölge yasaklanmıştır.
  • Actually, the man had no ear at all. But what did it matter? He adored my music.
    Gerçekten adamın hiç kulağı yoktu. Ancak ne önemi vardı? Müziğime bayılıyordu.
  • True happiness consists not in the multitude of friends, but in the worth and choice.
    Ben Jonson
    Gerçek mutluluk arkadaşların çokluğuna bağlı değildir ama değere ve seçime bağlıdır.

25,515 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024