go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 3648 kişi  09 May 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

at

i. savaşçı [brit.], eyt
ed. de, e
  • -Yet, despite that fear, despite that risk to your life you looked at their faces as they left?
    -Yes, I did.
    - Yine de o korkuya rağmen, hayatını riske atmana rağmen giderlerken yüzlerine mi baktın?
    - Evet, baktım.
  • - Paulie, I told you to stay put.
    - The guy at the gates has a package.
    - Yerinden kımıldamamanı söylemiştim.
    - Adamın biri bir paket getirdi.
  • - You know you don't eat.
    - Yes. But I like sitting at the table.
    - Yemeyeceğini biliyorsun.
    - Evet. Ama masada oturmayı severim.
  • - He'll be at the beach tomorrow. There's a volleyball game. - Yeah? ls he playing?
    - Yarın plajda olacak. Bir voleybol maçı var. - Öyle mi? O da oynuyor mu?
  • - I can do it. At least, I think I can do it.
    - Do what ? I'll see what that gentleman.
    - Yapabilirim. En azından bunu yapabilirim diye düşünüyorum.
    - Neyi eyi yapacağını göreceğim centilmen?
  • - You did everything you could.
    - l was supposed to stop the detonation. l didn't. And because of that, four ClA agents were killed.
    - You had no way of knowing Dixon had a second trigger. There was nothing you could do.
    - l could've told him the truth . Dixon needs to know who he's really working for.
    - Sydney. l know. But l can't put his family at risk.
    - Yapabileceğin herşeyi yaptın.
    - Patlamayı durdurmam gerekirdi. Yapmadım. Ve bu yüzden, dört CIA ajanı öldü.
    - Dixon'ın ikinci bir tetiği olduğunu bilmenin bir yolu yoktu. Yapabileceğin hiçbir şey yoktu.
    - Ona gerçeği söyleyebilirdim. Dixon'ın kimin için çalıştığını bilmeye hakkı var.
    - Sydney. Biliyorum. Ama ailesini riske sokamam.
  • - I'll do the best I can. Just get them over here. Can you hear me? Listen to me. Look at me. Look in my eyes. Can you feel that? That's my hand.
    - Yapabildiğimin en iyisini yapacağım. Onları getireceğim. Beni duyabiliyor musun? Dinle beni. Bana bak! Gözlerime bak! Bunu hissedebiliyor musun? Bu benim elim.
  • - I'll break every bone in your body. - It's all right It's nothing, nothing at all Just a little misunderstanding. - Let her go, will you? - A small difference of opinion. It's absolutely nothing.
    - Vücudundaki bütün kemikleri kıracağım. - Hadi. Bir şey yok. Hiç birşey yok. Sadece bir yanlış anlama. - Bırak onu, tamam mı? - Sadece küçük bir fikir ayrılığı, başka birşey değil.
  • - l endanger the security of our country. He's sure that there is someone here at the embassy.. . who's in league with foreign terrorists. And because of whom his life is now in danger. That man is among the four of you.
    - Ülkemizin güvenliğini tehlikeye atıyorum. Burada elçilikte yabancı teröristlerle aynı birlikte olan biri olduğundan emin. Ve bu kişi yüzünden onun hayatı şu anda tehlikede. Bu adam sizin dördünüzün arasında.
  • - Three weeks ago... almost every single newspaper missed this story.. A fashion model killed herself at home. Dunno who she is.
    - How come it didn't make the headline?
    - A top gangster was arrested.
    - Üç hafta önce... hemen hemen her gazete bu hikayeyi kaçırdı. Bir model evinde kendini öldürdü. Kim bilmiyorum.
    - Nasıl oldu da gazete manşeti olmadı, haret?
    - Büyük bir gangster tutuklandı.
  • - You're avoiding. Whenever I call, you're at home or you're doing mambo with your landlady. It's not healthy.
    - Umursamıyorsun. Ne zaman arasam ya evdesin ya da ev sahibinle mambo yapıyorsun. Bu sağlıklı değil.
  • - You have been staring at those dogs like a hawk all day.
    - I'm a dog lover.
    - Tüm gün köpeklere atmaca gibi baktın durdum
    - Ben bir köpek severim.
  • - Miss Pilant, how is the laundry handled at Thunder Bay Inn?
    - It's chuted down to the laundry room.
    - Where is the location of that chute on the second floor?
    - Between room 42 and 43.
    - Thunder Bay Inn'de çamaşırlar nasıl hallediliyor, Bayan Pilant?
    - Bacadan çamaşırhane odasına aktarırılıyor.
    - Bacanın yeri nerede, ikinci katta mı?
    - 42 ve 43 no'lu odaların arasında.
  • - Thank you, sir
    - Stand at ease.
    - Teşekkür ederim komutanım.
    - Rahat! (hazır oldan rahata geçilmesi için emir olarak)
  • - Thank God! We made it in time Look at that cloud! It wil surely hail.- Ganka, take the coat into the shed.
    - Tanrıya şükür! Zamanında geldik. Şu buluta bak! Kesinlikle dolu yağacak. Ganka, ceketi ahıra götür.
  • - You know what l'm gonna do at witness stand? l thought l'd get all teary eyes and ask for your handkerchief.
    - Tanık sandalyesinde ne yapacağım biliyor musun? Düşündüm de yaşlı gözlerle senden mendilni isteyebilirim.
  • - Okay, let's get out.
    - One at a time.
    - Tamam, dışarı çıkın.
    - Teker teker.
  • - All right, all right! Look! There's gotta be a fair yet profitable way to settle this. Okay, hover dudes, these are the rules. You line up at the starting points. When the whistle blows, you begin your fly.
    - Tamam! Tamam! Bakın! Bunu bitirmenin adil ve karlı bir yolu olmalı. Tamam uçun arkadaşlar, kurallar bunlar. Başlangıç noktasında sıraya girin. düdük çalınca uçuşunuza başlayın.
  • - Okay Jin, go wash up. You're really not going to eat. Aren't you hungry? You should look at me when I talk to you.
    - I'm not hungry.
    - Tamam Jin, git ellerini yıka. Pek yemeyeceksin galiba. Aç değil misin? Seninle konuşurken bana bakmalısın.
    - Aç değilim.
  • - How would he like the exchange to be done?
    - He told us to wait outside JP Cinema at 9p.m., with the money.
    - Takasın nasıl yapılmasını istiyor?
    - Bize, para ile birlikte saat dokuzda JP Sineması dışında, beklememizi söyledi.

16,509 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025