go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 681 kişi  04 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

talk

talked, talked, talking, talks
f. konuşmak
i. konuşma
  • I won’t talk to anyone.
    Kimseyle konuşmayacağım.

  • I can't talk about that with him. When he comes here, do you ever talk about the accident? Does he ever mention the past?
    Kendisi ile bunu konuşamam. Buraya geldiğinde hiç kaza hakkında konuşur musunuz? Hiç geçmişten bahseder mi?
  • You want to sell your boat. But you still owe us 500,000 liret. And you also want an advance.I'll have to talk to the manager.
    Kayığını satmak istiyorsun. Ama hala bize 500.000 liret borçlusun. Ayrıca avansda istiyorsun. Müdürle konuşmak zorundayım.
  • A loser doesn't know what he'll do if he loses, but talks about what he'll do if he wins, and a winner doesn't talk about what he'll do if he wins, but knows what he'll do if he loses.
    Eric Berne
    Kaybeden bir kişi kaybettiğinde ne yapacağını bilmez,fakat kazanırsa ne yapacağı hakkında konuşur; ve kazanan bir kişi kazandığı zaman ne yapacağı hakkında konuşmaz fakat kaybederse ne yapacağı hakkında bilir.
  • Well the last session, I attended, wasn't very impressive.I don't want to talk about it.It was your idea, damn it!
    Katıldığım son oturum pek de etkili değildi. Bunun hakkında konuşmak istemiyorum. Senin fikrindi zaten,kahretsin!
  • lt's no ordinary thing to talk with Kamal. He doesn't even look at girls.
    Kamal’la konuşmak normal bir şey değil. Kızlara bakmaz bile o.
  • When I get my heart broken,
    I have to talk.
    Kalbim kırıldığı zaman
    konuşmam gerek.
  • You talk much to Judith these days?
    Judith'le bu günlerde sık görüşüyor musun?

  • Every time I talk to people, it comes out like an interrogation. You have a nice smile.
    İnsanlarla her konuştuğumda, bir soruşturma gibi anlaşılıyor. Hoş bir tebessümünüz var.
  • You can't walk into a building and say, " I want to be a talk show host."
    İçeri girip "Ben talk-show'cu olmak istiyorum" diyemezsin.

  • The Talk of Hollywood. Stories of her childhood and upbringing portrayed her in a sympathetic light
    Hollywood hikayelerindeki çocukluğu ve büyüyüşünü anlatan dedikodular onu sempatik gösteriyordu.
  • I talk to people all the time.
    Herzaman insanlarla konuşurum.

  • Someone said once I'd be a good talk show host.
    Hatta birileri bana iyi bir talk-show'cu olabileceğimi söylemişlerdi.

  • We can either talk on Monday
    if you're staying the weekend
    Hafta sonu burada kalırsanız Pazartesi
    görüşebiliriz, ya da...
  • Cool. I'll go get the chips and then we'll talk about cars.
    Güzel. Ben gidip cipsi getireyim, sonra da araba hakkında konuşalım

  • Sounds to me like it wouldn't be
    bad for you to talk to someone.
    Gördüğüm kadarıyla siz de birisiyle
    konuşsanız fena olmayacak.
  • Seriously, we need to talk.
    Gerçekten, konuşmamız lazım.

  • George, did you talk to that guy about getting more cigars?
    George, daha fazla puro vermesi için adamla konuştun mu?

  • We appreciate your coming in to talk to us, but there's nothing we can do.
    Gelip bizimle konuşmanızı takdir ediyoruz, ancak yapabileceğimiz hiçbir şey yok-elimizden gelen hiçbir şey yok.
  • Next time he could talk to Suzie, or a counselor.. ...or anybody capable|of something more than an obscenity.
    Gelecek sefer Suzie'yle ya da bir danışmanla veya müstehcenlikten daha çok bir şeye yerli olan herhangi biriyle konuşabilirdi.

1,519 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024