go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1021 kişi  03 Tem 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

some

zm. bazı
s. biraz
zf. civarında
  • - Get that door thing under control. You live here?
    - Nobody lives here.
    - What is this, some kind of front?
    - Kapıya baktır. Burada mı yaşıyorsun?
    - Burada kimse yaşamıyor.
    - Ne bu, bir çeşit cephe mi?
  • - I thought we were having coffee. You can trust me, you know.
    - I know that.
    - I'd never hurt you. Remember when you said some people were meant to meet each other? Maybe we were meant to meet that way.
    - Kahve içeceğimizi sanıyordum. Bana güvenebilirsin, biliyorsun.
    - Bunu biliyorum.
    - Asla seni incitmem. Bazı insanların tanışmasının kaderleri olduğunu söylediğini hatırlıyor musun? Belki de bizim bu şekilde tanışmamız gerekiyordu.
  • - Let me recruit some new men.
    - No.
    - İzin ver, yeni adamlar işe alayım.
    - Olmaz.
  • - There are details to take care of .You will need to sign some papers .
    - I will gladly sign, but I'm late.
    - İlgilenmeniz gereken detaylar var. Bazı evrakları da imzalamanız gerekiyor.
    - Zevkle imzalarım ama geç kaldım.
  • - Go in, quick l save it for you. Eat!
    - Did you save it for me?
    - The maids don't know. Eat more!
    - Very delicious. Where's Dragon?
    - He's on the Casino Cruises, he'll be back early morning for a trip to Taiwan. You've to finish it.
    - No, l've to save some for my brother.
    - You guys are good brothers
    - İçeri gel, çabuk. Senin için sakladım. Ye!
    - Benim için mi sakladın?
    - Hizmetçiler bilmiyor. Daha çok ye!
    - Çok lezzetli. Dragon nerede?
    - Casino teknesinde, yarin sabah Tayvan'a bir gezi için erken dönecek. Onu bitirmen gerek.
    - Hayır. Biraz kardeşime ayırmalıyım.
    - Sizler iyi kardeşsiniz.
  • - Hey, you got some new furniture.
    - And a new friend.
    - Who's this?
    - Hey, yeni mobilya edinmişsin.
    - Ve yeni bir arkadaş.
    - Kim bu?
  • - Welcome aboard, everybody. Some of you may be wondering why this team has been assembled. Your host will give you the answer now, Mr. Weyland.
    - Hepiniz hoşgeldiniz. Bazılarınız bu takımın neden bir araya geldiğini merak ediyor olabilir. Ev sahibiniz şimdi bunun cevabını verecek. Bay Weyland.
  • - The public has a right to know.
    - Where does it say that?
    - There's a sign on my desk.
    - Well, it'll be a dull conversation but come on in. You want some coffee?
    - No, thanks.
    - Halkın bilmeye hakkı var.
    - Nerede yazıyor bu?
    - Masamda bir işaret var.
    - Eh, biraz sıkıcı bir konuşma olacak ama içeri gel hadi. Kahve ister misin?
    - Hayır, teşekkürler.
  • - The public has a right to know.
    - Where does it say that?
    - There's a sign on my desk.
    - Well, it'll be a dull conversation but come on in. You want some coffee?
    - Halkın bilmeye hakkı var.
    - Nerede yazıyor bu?
    - Masamda bir işaret var.
    - Eh, biraz sıkıcı bir konuşma olacak ama içeri gel hadi. Kahve ister misin?
  • - At the street near the south docks. It appears that an unknow gunman, or gunmen has taken some people hostage in a local bar. Now, there has been reports of gunshots. Apparently it all began after 4:00 this morning.
    - Güney tersanesinin yakınındaki caddede. Bilinmeyen eli silahlı bir adam ya da adamlar lokal bir barda bazı kişileri rehin almış görünüyor. Şu anda bazı silah sesleri de rapor edildi. Görünen o ki bu sabah 4.00'den sonra başlamış.
  • - Look at his eyes. He got some evil look in his eyes. He's not a normal boy.
    - You witch! You'll be spanked if you say like that.
    - Gözlerine bak. Gözlerine kötü bir bakış geldi. Kendisi normal bir çocuk değil.
    - Seni cadı! Eğer böyle bir şey söylersen, sana şaplak atılır.
  • - About the other day...
    - You don't have to explain.
    - I probably do.
    - But... I'm fine. Come on. I thought we were having coffee.
    - You can trust me, you know.
    - I know that.
    - I'd never hurt you.
    - Remember when you said some people were meant to meet each other? Maybe we were meant to meet that night. The night I held your hand.
    - Geçen gün için...
    - Açıklamak zorunda değilsin.
    - Belki de zorundayım.
    - Ama... Ben iyiyim. Hadi. Kahve içtiğimizi sanıyordum.
    - Bana güvenebilirsin, biliyorsun.
    - Bunu biliyorum.
    - Seni asla incitmem.
    - Bazı insanların tanışması gerektiğini söylediğini hatırlıyor musun? Belki de bizim de o gece tanışmamız gerekiyordu. Elini tuttuğum gece.
  • - He promises.. that the Federal Police will become a research and data center under your leadership.
    - Thank you. Let's go.
    - Don't you want some sparkling wine? Not even a donut?
    - Federal Polisin senin liderliğinde bir araştırma ve veri merkezine dönüşeceğine söz veriyor.
    - Teşekkürler. Gidelim.
    - Biraz köpüklü şarap istemez misiniz? Çörek bile mi?
  • - You have to make some adjustment to your lifestyle when you get married. And there you have as handsome a couple of young newly-weds as you can hope to find.
    - Evlendiğin zaman, yaşam şekline çeki düzen vermelisin. İşte o zaman yeni evlilerin olmayı umduğun güzel bir çift olursunuz.
  • - Yeah. I came into some extra money a couple of days later.
    - You made these contributions anonymously.
    - Evet, birkaç gün sonra biraz fazladan paraya konuverdim.
    - Bu yardımları adını vermeden yaptın.
  • - I'm sure that there is some explanation. What do you think you're doing?
    - Finding you.
    - Eminim ki bir açıklaması vardır. Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz?
    - Seni buluyoruz.
  • - I've got some sleeping tablets to have with the brandy, if you like.
    - No thanks, I prefer aspirin.
    - Eğer istersen, kanyakla içmek için birkaç uyku hapım var.
    - Hayır, teşekkürler, aspirini tercih ederim.
  • - If you would lik to live with us... we would be extremely honored. This would be your home.
    - Really, this lamb is...amazingly amazing! If you'll pardon the expression.
    - Some more wine?
    - Eğer bizimle yaşamak istersen... bundan büyük bir onur duyarız. Burası senin evin olur.
    - Gerçekten, bu kuzu eti... inanılmaz derecede inanılmaz! Eğer ifademi bağışlarsanız.
    - Biraz daha şarap?
  • - l'll smack you in the mouth, if you try and kiss me again!
    - Let me put some cream on for you.
    - Eğer bir daha dener ve beni öpersen, ağzına yumruk atarım.
    - Dur da senin için biraz krem süreyim.
  • - Eat some leaf if you're hungry.
    - Then why don't you have it? Too dirty?
    - I am not stupid like you.
    - Eğer açsanız, biraz yaprak yiyin.
    - Öyleyse neden sen yemiyorsun? Çok mu kirli?
    - Ben sizin gibi aptal değilim.

7,176 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025