go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1100 kişi  29 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

some

zm. bazı
s. biraz
zf. civarında
  • - He was tired and fell asleep. I waited till he breathed normally again. I had a cream in my handbag. I put some in the palm of his hands.
    - Yorgundu ve uyuya kaldı. Soluk alması normale dönene dek bekledim. El çantamda krem vardı. Avuç içlerine biraz sürdüm.
  • - Sloan, new shoes.
    - OK, new shoes. Let me get the whole Hillnigger hookup, huh?
    - Some Hillnigger jeans.
    - Definitely.
    - And some sweaters.
    - Definitely. Some sweaters, nothing fancy. Some cashmere, wool, sweaters.
    - Yeni ayakkabılar.
    - Tamam, yeni ayakkabılar. Hillnigger olan herşeyi alayım, ha?
    - Ve Hillnigger marka kot pantolon.
    - Kesinlikle.
    - Ve birkaç kazak.
    - Kesinlikle. Birkaç kazak. Çok şık olmayan. Yün, kaşmir kazaklar.
  • - The tires still have air, still some gas.
    - How's it look?
    - I don't know.
    - Tekerleklerin havası var daha, benzin de var.
    - Nasıl görünüyor?
    - Bilmiyorum.
  • - Presently there are several ships positioned outside the harbour to intercept us. To get in, we're going to have to use a tactic that is some what bizarre.
    - Şu aralar yolumuzu kesmek için limanda konumlanmış gemiler var. İçeriye girmek için biraz garip bir taktik kullanmamız gerekecek.
  • - Now, listen, Cooney. I gave Costa my word.
    - So what are you, a boy scout.
    - Some kind of white knight. I gave him my word.
    - Look, soldier, to be perfectly frank, l don't give a damn what you gave him.
    - Şimdi, dinle Cooney. Costa'ya söz verdim.
    - Nesin sen bir tür yavrukurt mu?
    - Bir çeşit beyaz şövalye. Ona söz verdim.
    - Bak asker, Dürüst olmak gerekirse ona ne verdiğin umrumda bile değil.
  • - Steve called.
    - What did he say?
    - He said where the hell were you. What did you tell him?
    - That you have to wait 24 hours before you file a missing person's report.
    - I thought you were in somebody's trunk.
    - I was with Danny.
    - I waited for you at the steam bath. Just sweating my ass off with some fat women from the old countrywho don't speak any English.

    - Steve aradı.
    - Ne dedi?
    - Hangi cehennemde olduğunu söyledi. Ona ne söyledin?
    - Kayıp kişi raporu vermeden evvel 24 saat beklemen gerektiğini.
    - Birinin bagajındasın sandım.
    - Danny ile birlikteydim.
    - Seni buhar odasında bekledim. Eski ülkeden gelen ve hiç İngilizce konuşamayan şişman bir kadınla birlikte kıçımı terletiyordum.
  • - Steve called.
    - What did he say?
    - He said where the hell were you. What did you tell him?
    That you have to wait 24 hours before you file a missing person's report.
    I thought you were in somebody's trunk.
    - I was with Danny.
    - I waited for you at the steam bath. Just sweating my ass off with some fat women from the old countrywho don't speak any English.

    - Steve aradı.
    - Ne dedi?
    - Hangi cehennemde olduğunu söyledi. Ona ne söyledin?
    - Kayıp kişi raporu vermeden evvel 24 saat beklemen gerektiğini.
    - Birinin bagajındasın sandım.
    - Danny ile birlikteydim.
    - Seni buhar odasında bekledim. Eski ülkeden gelen ve hiç İngilizce konuşamayan şişman bir kadınla birlikte kıçımı terletiyordum.
  • - Many perfectly normal people are creatures of habit. Some are maniacs. You're an old maniac.
    - Son derece normal bir çok insan alışkanlıklarından vazgeçemez. Bazıları manyaktır. Sen yaşlı bir manyaksın.
  • - I am going to show you some slides and you are going to tell me what you think about them, alright ?
    - Ohhh. jolly good.
    - Size bazı slide'lar göstereceğim ve siz de ban onlarla ilgili ne düşündüğünüzü söyleyeceksiniz, tamam mı?
    - Ohhh çok iyi.
  • - Who have you trained? Let's hear some actual ring experience.
    - You first.
    - Was I right or what?
    - Siz kimi eğittiniz? Hadi biraz gerçek ring deneyimi dinleyelim.
    - Önce sizi.
    - Haklı mıydım yoksa ne?
  • -How am l supposed to cover up my zits?
    - You want some orange pain?
    - l can't use paint. What do you think?
    - Sivilcelerimi nasıl kapatmam gerekiyor acaba?
    -Biraz portakal rengi boya ister misin?
    -Boya kullanamam. Ne düşünüyorsun?
  • - You mean, you like it?
    - Like it? I hate it. Did you make that up?
    - No. I heard it all my life. I heard it first from my dad.
    - You're kidding me.
    - No, he's got some terrific sayings.
    - Sevdin mi, yani?
    - Sevmek mi? Nefret ettim. Bunu uydurdun mu sen?
    - Hayır. Bütün hayatım boyunca duydum onu. İlk olarak babamdan duydum.
    - Dalga geçiyorsun.
    - Hayır, çok güzel lafları vardı.
  • - Voice is too far away to isolate it.
    - Can we get rid of some of that echo?
    - Ses çok uzaktan geliyor, ayıramıyorum.
    - Yankıdan bir şeyler elde edemez miyiz?
  • - I have some pie for you today?
    - Okay, yeah. That sounds great
    - I'll cut you an extra-large slice. Preferred customer.
    - Thank you. That's really sweet of you.
    - Senin için bugün turtam var.
    - Oh, evet. Kulağa hoş geliyor.
    - Senin için ekstra büyük bir dilim keseceğim. Tercih edilen müşteri.
    - Teşekkür ederim. Gerçekten çok tatlısın.
  • -We'll get you out of here.
    - I need some help over here!
    -It's okay. You're safe now, all right? You'll be okay.
    - Seni buradan çıkaracağız.
    - Buraya biraz yardım istiyorum!
    - Sakin ol. Artık güvendesin, tamam mı? İyi olacaksın.
  • We'll get you out of here. I need some help over here . It's okay.
    - Seni buradan çıkaracağız.
    - Burada biraz yardıma ihtiyacım var. Tamam, sorun yok.
  • - You are a ghost. How can I trust you?
    - But some men are more scary than ghosts. They are more harmful. Some ghosts are unable to vent their grievances.
    - Sen bir hayaletsin. Sana nasıl güvenebilirim?
    - Ama bazı insanlar hayaletlerden daha korkutucudur. Daha zararlıdırlar. Bazı hayaletler mağduriyetlerini göstermeyi beceremezler.
  • - Sara, honey, l think you should lay down and get some sleep.
    - l'm not tired.
    - Well, pretend you're tired.
    - Then can l pretend to sleep?
    - Sara, tatlım, sanırıp yatıp biraz uyumalısın.
    - Yorgun değilim.
    - Peki, o zaman öyle gibi yap.
    - O zaman, uyuyormuşum gibi yapabilir miyim?
  • - I have some important news for you Oliver. The FBI were finally able to track the handwriting on that note of yours...to a David and Margaret Bennett.
    - You mean the Bennetts are my real parents?
    - Sana önemli haberlerim var Oliver. FBI sonunda bu nottaki el yazının analizini takip edip David ve Margaret Bennett 'a ulaştılar.
    - Yani Bennettlar benim gerçek anne babam mı?
  • - I better gather you up some breakfast.
    - Yes, please. I'm very hungry, Louise.
    - I'll make you some eggs.
    - Sana kahvaltılık birşeyler hazırlasam iyi olacak.
    - Evet çok acıktım.
    - Birkaç yumurta pişireyim.

7,176 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024