go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1926 kişi  07 May 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

so

zf. o kadar, pek, demek ki
bğ. yani
ünl. öyle mi
  • - You look so cool when you slapped me last night.
    - lf you don't wake up, I will kick you.
    - What if that still doesn't work?
    - Then I'll die.
    - Dün gece beni tokatladığında çok havalı görünüyordun.
    - Eğer uyanmazsan, tekmelerim de.
    - Eğer hala işe yaramazsa.
    - O zaman ölürüm.
  • - I've heard your woman is pregnant..
    - So If you do me one last favour, ... I'll be very generous in return...
    - Duydum ki karın hamileymiş.
    - Evet. Bu arada bana bir konuda yardım edersen bende sana karşılığında oldukça cömert davranırım.
  • - He couldn't stop talking about them when he returned. They are so rich, and yet so humble. Then, one day, Karan took me to the flying club. Where, all his choppers were lined up.
    - Döndüğü zamandan beri durmadan onları anlatıyordu..Çok zenginlermiş ama çok da mütevazilermiş. Sonra bir gün, Karan beni uçuş klubüne götürdü. Klüpte bütün helikopterleri sıra olmuştu.
  • - Go on. - So they went out a few times...
    - Devam et. - Ve bir kaç kez dışarı çıkmışlar...

  • - Go ahead and take a picture. And hang it up so you can tear me down.
    - Devam et, git bir resim al ve as onu. Böylece beni yıkabilirsin.
  • - They say de Rais had a habbit of choosing some of the best and brightest from his classes and eating them.
    - Should I ask why?
    - Poor fool thought that by eating their flesh he would gain their youth and therefore become immortal.
    - Okay, so what does it mean?
    - Don't rush to understand, Rusty. Just listen and feel.
    - DeRais'in sınıflarından en iyi ve en parlakları seçip onları yeme alışkanlığı olduğunu söylediler.
    - Neden diye sormalı mıyım?
    - Zavallı sersem etlerini yiyerek onların gençliklerini kazandığını ve dolayısıyla da ölümsüz olacağını düşünüyormuş.
    - - Tamam. yani bu ne anlama geliyor?
    - Anlamak için acele etme, Rusty. Sadece dinle ve hisset.
  • - So you're the director.
    - No, I'm an extra. You're the star. You should do a better job.
    - Demek yönetmensin.
    - Hayır, ben figüranım. Sen yıldızsın. Daha iyi iş çıkarmalısın.
  • - Well, so that's that. - No, that's not that.
    - Demek bu kadarmış. - Hayır. Bu kadar değil.

  • - So you're not coming back with us? - No, I'm not ready, you know.
    - Demek bizimle dönmüyorsun? - Hayır,henüz hazır değilim.

  • - So that's the gift for 28 000 crowns.
    - It's a bargain at that price.
    - Demek 28 000 kronluk hediye bu.
    - Bu fiyata kelepir sayılır.
  • - They won't write anything without supporting evidence, will they?
    - So it's you who conceal some of those evidence?
    - Delilleri desteklemeden hiçbir şey yazmayacaklar, değil mi?
    - Demek o delillerin bazılarını gizleyen sensin.
  • - He puts some wild melon seeds into the hole.. ...and works them in so that they drop into a hollow.
    - Deliğe biraz vahşi kavun tohumları koyuyor... ve sonra onlar üzerinde çalışıyor ki kuyuya düşsünler.
  • - l just said it. Forget that!
    - Nothing to do with hunting.
    - OK! So why did you say this? Why do you like to hunt the fox?
    - l do not hunt the fox. l think people that hunt the fox are the scum of the earth!
    - Dedim ya. Unut bunu!
    - Avlanmakla ilgisi yok ki.
    - Tamam! O zaman bunu niye söyledin? Neden tilki avlamak istiyorsun?
    - Tilki avlamam. Bence tilkileri avlayanlar yeryüzündeki en büyük pislikler.
  • - Detective couldn't find a handle on a coffee cup so dropped it.
    - Dedekyif kahve bardağının kulpunu bulamadı ve onu düşürdü.
  • - I am trying to figure out how the hell you get back to your apartment. Then you find you got this super-size doorknob so you can't get the key in, and all your clothes and razor's inside.
    - Dairene nasıl geri girebildiğini anlamaya çalışıyorum. sonra bu dev bıyuttaki kapı tokmağın olduğunu anlıyorsun, bu yüzden de anahtarı sokamıyorsun ve tüm elbiselerinle tıraş makinen içeride.
  • - lt's too dangerous. You'd better not go.
    - What about you?
    - l can handle it myself. This cheque is for you.
    - Why are you giving me so much money?
    - l know you need it.
    - Çok tehlikeli. Gitmesen iyi olur.
    - Ya sen?
    - Ben kendimi idare ederim. Bu çek sana.
    - Bu kadar çok parayı neden bana veriyorsun?
    - İhtiyacın olduğunu biliyorum.
  • - I got totally drunk, and in the middle of it, I fell asleep right in her lap. She got so mad, she digged her heel into my back.
    - Çok sarhoş oldum ve tam ortasında, kucağında uyuyakaldım. O kadar kızdı ki topuğunu sırtıma geçirdi.
  • - So depressing.
    - He doesn't want a memo circulating.
    - Çok iç karartıcı.
    - Olayın ağızdan ağza
    dolaşmasını istemiyor.
  • - I need a very strong man.
    - I'm strong.
    - I need a leader.
    - I have all the qualities of leadership.
    - I'm interested in so many vital political things.
    - Me, too. That binds us together.
    - Çok güçlü bir adama ijtiyacım var.
    - Ben güçlüyüm.
    - Bir lidere ihtiyacım var.
    - Liderliğin tüm niteliklerine sahibim.
    - Bir çok hayati politik şeyle ilgileniyorum.
    - Ben de. Bu bizi birbirimize bağlar.
  • - There's so much information... so many ways to invest. Strange. I spent the first half of my life... not wanting to walk in his footsteps.
    - Çok fazla bilgi var... yatırım yapmanın bir çok yolu var. İlginç. Ben hayatımın ilk yarısını onun adımlarıyla yürümek istemeyerek geçirdim.

14,406 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025