Edmond About | Marriage, in life, is like a duel in the midst of a battle.
Edmond About |
| Yaşamda evlilik;savaş ortasındaki düello gibidir. |
 |
unless | The chief says that unless the sacred bat is returned before the marriage of the princess,the Wachati tribe will meet their death. |
| Şef prensesin evliliğinden önce kutsal yarasa geri dönmedikçe Wachati kabilesinin ölümle yüz yüze geleceğini söylüyor. |
 |
blind | A good marriage would be between a blind wife and a deaf husband.
Michel de Montaigne
|
| Mutlu bir evlilik kör bir kadın ve sağır bir erkekle mümkündür. Michel de Montaigne
|
 |
according to | A woman can have her marriage annulled if she was forced into that [bak:marriage] according to [bak:court][bak:record]s. |
| Mahkeme kayıtlarına göre, eğer bir kadın zorla evlendirildiyse, evliliğini iptal ettirebilir. |
 |
enema | Confession may be good for the soul, but
it's a hot lead enema to a marriage. |
| İtiraf etmek ruhuna iyi gelebilir,
ama bir evlilik için lavman gibi olur. |
 |
fail | The main reason both my marriage has failed, was sexual |
| Her iki evliliğimin de başarısızlıkla sonuçlanmasının nedeni seks ile ilgiliydi. |
 |
unfair | Henry. Perhaps it was unfair of me to put so much pressure on you......about the marriage contract. I just thought it was time to make some changes in your life. |
| Henry. Belki evlilik sözleşmesi için sana bu kadar baskı yapmam haksızlık. Sadece yaşamında birkaçdeğişiklik yapmanın tam zamanı diye düşünmüştüm. |
 |
adventure | Marriage is an adventure, like going to war.
Gilbert K. Chesterton
|
| Evlilik, savaş gitmek gibi bir maceradır.
Gilbert K. Chesterton
|
 |
permanent | Marriage is a binding unifying, eternal never-ending, permanent chaining together of two people. |
| Evlilik, iki insanın birbirine birleştirici, sonsuza kadar, hiç bitmeyen ve daimi olarak bir zincirle bağlanmasıdır. |
 |
Helen Rowland | Marriage is the miracle that transforms a kiss from a pleasure into a duty.
Helen Rowland |
| Evlilik, bir öpücüğü zevkten göreve dönüştüren bir mucizedir. |
 |
right | Marriage is not about age; it's about finding the right person.
Sophia Bush
|
| Evlilik yaşla ilgili değildir; doğru kişiyi bulmakla ilgilidir. |
 |
better | Marriage is give and take. You'd better give it to her or she'll take it anyway.
Joey Adams
|
| Evlilik vermek ve almaktır.onu, ona versen iyi olur yada o zaten onu alacaktır. |
 |
Woody Allen | Marriage is the death of hope.
Woody Allen |
| Evlilik umudun sonudur. |
 |
Margaret Cavendish | Marriage is the grave or tomb of wit.
Margaret Cavendish |
| Evlilik mezar ya da zekâ mezarıdır. |
 |
mistake | Marriage is a mistake every man should make.
George Jessel
|
| Evlilik her erkeğin yapması gereken bir hatadır. |
 |
every | Marriage is not a noun; it's a verb. It isn't something you get. It's something you do. It's the way you love your partner every day.
Barbara de Angelis
|
| Evlilik bir isim değildir;o bir fiildir.Alacağın bir şey değildir,yapacağın bir şeydir,her gün arkadaşını sevme şeklindir. |
 |
Giacomo Casanova | Marriage is the tomb of love.
Giacomo Casanova |
| Evlilik aşkın mezarıdır.. |
 |
marriage | Tell him marriage is out of the question
and you don't want to see him anymore. |
| Evliliğin söz konusu olmadığını ve
onu görmek istemediğini söyle. |
 |
your | How is your marriage going on? |
| Evliliğin nasıl gidiyor? |
 |
affair | During our marriage your mother had an affair. |
| Evliliğimiz boyunca annenin başka bir ilişkisi olmuştu. |
 |