go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1115 kişi  23 Tem 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

him

zm. onu, ona, o
  • - Sadly, Ned couldn't be there. His mum had come and picked him up at the last second.
    - What a shame.
    - Yeah.I'm sorry
    - Got it. This is Megan, by the way.
    - Hello, Megan.
    - Ne yazık ki, Ned orada olamadı. Annesi son dakika gelip onu almış.
    - Ne fena.
    - Evet. Üzgünüm.
    - Anladım. Bu Megan, bu arada.
    - Merhaba Megan.
  • - What do you mean? Are you accusing him of cheating the company?
    - He's dead anyway. It's a closed case for the company.
    - Ne demek istiyorsun? Onu şirketi dolandırmakla mı suçluyorsun?
    - Öldü zaten. Şirket için kapanmış bir dava artık.
  • - Lister, is Kryten with you?
    - Yeah, what's the problem?
    - I've been waiting 20 minutes for him in the hangar .
    - Lister, Kryten seninle mi?
    - Evet. Problem nedir?
    - 20 dakikadır onu hangarda bekliyorum.
  • - Lisa, don't tire him out too bad on the honeymoon. I need this kid fresh when he gets back.
    - Lisa, balayında onu fazla yorma. Döndüğünde bu çocuğa taze ihtiyacım var.
  • - He was in the harbour killing many men.
    - He saw Keyser Soze?
    - He saw his face.
    - Tell him to tell her what he looks like.
    - Limanda bir sürü adam öldürüyordu.
    - Keyser Soze'yi gördü mü?
    - Yüzünü gördü.
    - Neye benzeiğini ona söylemesini söyle.
  • - Kurt leads him down a dead end, so he'd drop it.
    - You underestimated Tippin. Agent Kurtz' lack of field experience put us all at risk. What are you doing using a junior agent, Jack?
    - Kurt onu ölü çıkmaza dek yönlendirir, ve o da atar.
    - Trippin'i küçümsedin. Ajan Kurtz'un saha tecrübesi eksikliği hepimizi riske atar. Acemi bir ajanı kullanmakla ne yapıyorsun, Jack?
  • - I don't want him sitting on my lap.
    - He'll stay in the background.
    - Kucağıma oturmasını istemiyorum.
    - Arkada duracak.
  • - Her girlfriend had broken up with him as she also got into debts. He decided to go to Macau for a last bet, only to fall even deeper into debt. So he killed himself. It had nothing to do with the police.
    - Kız arkadaşı borca battığı sırada ondan da ayrılmıştı. son bir bahis için Macau'ya gitmeye karar verdi, sadece daha derine düşmek için. Böylece, kendini öldürdü. Polisle hiç bir ilgisi yoktu.
  • - He's happy. They're letting him win.
    - Too risky. Maybe we should call it off.
    - Keyfi gıcır. Benimkiler bilerek yeniliyorlar.
    - Çok riskli. İptal etmeli.
  • - There's nothing he wouldn't do for a kin who'd restore him to rank.
    - You don't love my brother, I hear.
    - I have little reason to.
    - Kendisini eski mevkisine iade eden bir akraba için yapacağı birşey yok.
    - Kardeşimi sevmiyorsun, duyduğum kadarıyla.
    - Bunun için küçük bir nedenim var.
  • - What I'm telling myself: Take Wise's money. Take a damn vacation. I'll find his rich girl for him and lay in the sun.
    - Keep away from Wise, damn it!
    - Kendime dediğim: Wise'ın parasını al. Kahrolası bir tatile çık. Onun için onun zengin kızını da buluum ve güneşte yatarım.
    - wise'dan uzak dur, kahrolası.
  • - Where's the tape?
    - He said it'd cost 50K to get hold of the tape. I gave him the money.
    - Kaset nerede?
    - Kaseti ele geçirmenin elli bine mal olacağını söyledi. Kendisine parayı verdim.
  • - Joey! Let him pay for the drinks.
    - l'd punch you right in the nose, if l wasn't afraid you'd break my jaw.
    - Joey! Bırak içkileri ödesin.
    - Çenemi kırmandan korkmasaydım, tam burnuna bir yumruk atardım.
  • - Where's Jin-sung?
    - Probably in his room.
    - We shouldn't let him near the baby.
    - Jin-sung nerede?
    - Muhtemelen odasındadır.
    - Bebeğe yaklaşmasına izin vermemeliyiz.
  • - Jake's a gambler. He thinks I took his luck. I hit him too hard.
    - Then get out of it now.
    - What about all the things you and I shared?
    - Jake bir kumarbaz. Şansını aldığımı düşünüyor. Ona çok sert vurdum.
    - O zman şimdi kurtul bundan.
    - Ya senin ve benim paylaştıklarımız ne olacak?
  • - Scout told him that I was too slight to play so he kept pushing me. That's how I screwed my knee.
    - Your dad made you?
    - I wanted to show him I wasn't soft, so I tried to play injured.
    - He was a bastard an
    - İzci ona oynayamacak kadar zayıf olduğumu söylemiş, bu nedenle beni zorlayıp durdu. Bu nedenle dizim döndü.
    - Baban mı yaptı?
    - Ona zayıf olmadığımı göstermek istedim, o nedenle yaralı şekilde oynadım.
  • - People change. Raj has changed too. At school he used to be very quiet. Now he has great sense of humour. When l asked him what he's up to... he said he's a thief.
    - Maybe that wasn't a joke?
    - İnsanlar değişir. Raj da değişti. Okuldayken çok sessizdi. Şimdiyse harika bir mizah anlayışı var. Ona neler yaptığını sorduğumda... hırsız olduğunu söyledi.
    - Belki de bu bir şaka değildi?
  • - I got a vicious dog.
    - No, it's a horrible dog. It's a menace.
    - I'm bringing him in now.
    - No, don't!
    - Hırçın bir köpeğim var.
    - Hayır, o korkunç bir köpek. O bir tehdit.
    - Onu içeri getiriyorum şu anda.
    - Hayır, yapma!
  • - They were all the same thing.
    - I told him to be himself.
    - Hepsi de aynıydı.
    - Kendisi olmasını söyledim.
  • - l'll get right to the point. Our mascot was stolen from his tank last night. Are you familiar with Snowflake?
    - Negative
    - We got him from Miami. He's a rare bottle-nosed dolphin. This is a new trick. He was going to do for the half time show.
    - Hemen konuya gireceğim. Maskotumuz dün gece tankından çalındı. Snowflake'i bilir misin?
    - Hayır.
    - Onu Miami'den almıştık. Az bulunan şişe-burun yunuslardan. Bu yeni oyunu. Şovun yarısını o yapacaktı.

3,754 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025