- Sadly, Ned couldn't be there. His mum had come and picked him up at the last second.
- What a shame.
- Yeah.I'm sorry
- Got it. This is Megan, by the way.
- Hello, Megan.
- Ne yazık ki, Ned orada olamadı. Annesi son dakika gelip onu almış.
- Ne fena.
- Evet. Üzgünüm.
- Anladım. Bu Megan, bu arada.
- Merhaba Megan.
- Kurt leads him down a dead end, so he'd drop it.
- You underestimated Tippin. Agent Kurtz' lack of field experience put us all at risk. What are you doing using a junior agent, Jack?
- Kurt onu ölü çıkmaza dek yönlendirir, ve o da atar.
- Trippin'i küçümsedin. Ajan Kurtz'un saha tecrübesi eksikliği hepimizi riske atar. Acemi bir ajanı kullanmakla ne yapıyorsun, Jack?
- Her girlfriend had broken up with him as she also got into debts. He decided to go to Macau for a last bet, only to fall even deeper into debt. So he killed himself. It had nothing to do with the police.
- Kız arkadaşı borca battığı sırada ondan da ayrılmıştı. son bir bahis için Macau'ya gitmeye karar verdi, sadece daha derine düşmek için. Böylece, kendini öldürdü. Polisle hiç bir ilgisi yoktu.
- There's nothing he wouldn't do for a kin who'd restore him to rank.
- You don't love my brother, I hear.
- I have little reason to.
- Kendisini eski mevkisine iade eden bir akraba için yapacağı birşey yok.
- Kardeşimi sevmiyorsun, duyduğum kadarıyla.
- Bunun için küçük bir nedenim var.
- What I'm telling myself: Take Wise's money. Take a damn vacation. I'll find his rich girl for him and lay in the sun.
- Keep away from Wise, damn it!
- Kendime dediğim: Wise'ın parasını al. Kahrolası bir tatile çık. Onun için onun zengin kızını da buluum ve güneşte yatarım.
- wise'dan uzak dur, kahrolası.
- Scout told him that I was too slight to play so he kept pushing me. That's how I screwed my knee.
- Your dad made you?
- I wanted to show him I wasn't soft, so I tried to play injured.
- He was a bastard an
- İzci ona oynayamacak kadar zayıf olduğumu söylemiş, bu nedenle beni zorlayıp durdu. Bu nedenle dizim döndü.
- Baban mı yaptı?
- Ona zayıf olmadığımı göstermek istedim, o nedenle yaralı şekilde oynadım.
- People change. Raj has changed too. At school he used to be very quiet. Now he has great sense of humour. When l asked him what he's up to... he said he's a thief.
- Maybe that wasn't a joke?
- İnsanlar değişir. Raj da değişti. Okuldayken çok sessizdi. Şimdiyse harika bir mizah anlayışı var. Ona neler yaptığını sorduğumda... hırsız olduğunu söyledi.
- Belki de bu bir şaka değildi?
- l'll get right to the point. Our mascot was stolen from his tank last night. Are you familiar with Snowflake?
- Negative
- We got him from Miami. He's a rare bottle-nosed dolphin. This is a new trick. He was going to do for the half time show.
- Hemen konuya gireceğim. Maskotumuz dün gece tankından çalındı. Snowflake'i bilir misin?
- Hayır.
- Onu Miami'den almıştık. Az bulunan şişe-burun yunuslardan. Bu yeni oyunu. Şovun yarısını o yapacaktı.