go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1026 kişi  02 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri
Top 5000 » having

having

had, had, having, has
s. sahip olan, li
  • - What's that?
    - Have you considered having breast reduction surgery?
    - Nedir o?
    - Göğüs küçültme ameliyatını hiç düşündün mü?
  • - Kramer's having a party? - No. No, he's not having a party.
    - Kramer parti mi veriyor? - Hayır. Hayır, parti falan vermiyor.

  • - I thought we were having coffee. You can trust me, you know.
    - I know that.
    - I'd never hurt you. Remember when you said some people were meant to meet each other? Maybe we were meant to meet that way.
    - Kahve içeceğimizi sanıyordum. Bana güvenebilirsin, biliyorsun.
    - Bunu biliyorum.
    - Asla seni incitmem. Bazı insanların tanışmasının kaderleri olduğunu söylediğini hatırlıyor musun? Belki de bizim bu şekilde tanışmamız gerekiyordu.
  • - I killed them both, all right? Does that make you feel good? Is that better?
    - Don't. What are you doing? Please don't kill me.
    - I'm having a little trouble pulling the trigger.
    - Of course you are. Because you're not a killer. You're a nice boy who's very upset. Look, if you shoot me, the cops will find out. They'll put you away until you're very fucking old.
    - İkisini de öldürdüm, tamam mı? Bu seni iyi hissettirdi mi? Daha iyi mi?
    - Yapma! Ne yapıyorsun? Lütfen beni öldürme.
    - Tetiği çekmekle ilgili küçük bir sorunum var.
    - Elbette, var. Çünkü sen katil değilsin. Üzgün, iyi bir çocuksun. Bak. Eğer beni vurursan, polisler öğrenir. Kahrolası yaşlanana dek seni, içeri tıkarlar.
  • - I killed them both, all right? Does that make you feel good? Is that better?
    - Don't. What are you doing? Please don't kill me.
    - I'm having a little trouble pulling the trigger.
    - Of course you are. Because you're not a killer. You're a nice boy who's very upset. Look, if you shoot me, the cops will find out. They'll put you away until you're very fucking old.
    - İkisini de öldürdüm, tamam mı? Bu seni iyi hissettirdi mi? Daha iyi mi?
    - Yapma! Ne yapıyorsun? Lütfen beni öldürme.
    - Tetiği çekmekle ilgili küçük bir sorunum var.
    - Elbette, var. Çünkü sen katil değilsin. Üzgün, iyi bir çocuksun. Bak. Eğer beni vurursan, polisler öğrenir. Kahrolası yaşlanana dek seni, içeri tıkarlar.
  • - I killed them both, all right? Does that make you feel good? Is that better?
    - Don't. What are you doing? Please don't kill me.
    - I'm having a little trouble pulling the trigger.
    - Of course ,you are. Because you're not a killer. You're a nice boy who's very upset. Look, if you shoot me, the cops will find out. They'll put you away until you're very fucking old.
    - İkisini de öldürdüm, tamam mı? Bu seni iyi hissettirdi mi? Daha iyi mi?
    - Yapma! Ne yapıyorsun? Lütfen beni öldürme.
    - Tetiği çekmekle ilgili küçük bir sorunum var.
    - Elbette, var. Çünkü sen katil değilsin. Üzgün, iyi bir çocuksun. Bak. Eğer beni vurursan, polisler öğrenir. Kahrolası bir ihtiyar olana dek seni, içeri tıkarlar.
  • - Having reached the point of truthful selflessness you eventually gain enlightenment.
    - What happens after enlightenment?
    - Hakiki benlikten uzaklaşma noktasına varınca, en sonunda aydınlanmayı kazanırsın.
    - Aydınlanmadan sonra ne olur?
  • - About the other day...
    - You don't have to explain.
    - I probably do.
    - But... I'm fine. Come on. I thought we were having coffee.
    - You can trust me, you know.
    - I know that.
    - I'd never hurt you.
    - Remember when you said some people were meant to meet each other? Maybe we were meant to meet that night. The night I held your hand.
    - Geçen gün için...
    - Açıklamak zorunda değilsin.
    - Belki de zorundayım.
    - Ama... Ben iyiyim. Hadi. Kahve içtiğimizi sanıyordum.
    - Bana güvenebilirsin, biliyorsun.
    - Bunu biliyorum.
    - Seni asla incitmem.
    - Bazı insanların tanışması gerektiğini söylediğini hatırlıyor musun? Belki de bizim de o gece tanışmamız gerekiyordu. Elini tuttuğum gece.
  • - So do you miss me?
    - Kind of, but I've been having too much fun.
    - You're not homesick yet?
    - I don't think so.
    - Well, the seven of us miss you.
    - Ee beni özledin mi?
    - Biraz ama çok eğleniyorum burada.
    - Henüz sıla hasreti çekmiyorsun yani?
    - Sanmıyorum.
    - Yedimiz de seni çok özledik.
  • - When other boys had their eyes on girls, I sat in Juvenile prison for having taken an old lame granny's sledge. Mikkonen.
    - Diğer çocuklar gözlerini kızlardan ayıramazken, ben eski, garip bir büyükanne kızağını almak için çocuk hapishanesinde otururdum.
  • - This is my brother Mike.
    - Are you having a good time?
    - Bu, kardeşim Mike.
    - Eğleniyor musun?
  • - Is this even legal?
    - Not paying. When we're having the jubilee, we'll have a party, even if it will have to be outdoors.
    - Is that the surprise?
    - Bu yasal mıki?
    - Ödemek değil. Jübileyi yaparken, bir parti vereceğiz, dışarıda olmak zorunda ols bile.
    - Sürpriz bu mu?
  • - I'll let the chef present what we're having tonight.
    - Good evening. We'll start with a lobster salad with mango, ginger, and peanut oil.
    - Bu akşamki menüyü şefin sunmasını istiyorum.
    - İyi akşamlar. Başlangıç için mango, zencefil ve yerfıstığı yağlı ıstakoz salatamız var.
  • - I'm having a baby.
    - Are you pleased?
    - I'm so happy
    - Really? A baby? Did you see a doctor?
    - I'm three months.
    - Have an abortion! The sooner, the better.
    - Bir bebeğim olacak.
    - Memnun musun?
    - Çok mutluyum.
    - Gerçekten mi? Bir bebek? Doktora gittin mi?
    - Üç aylık.
    - Kürtaj ol! Ne kadar erken o kadar iyi.
  • - Actually, that was for Jackie. We've wanted a fight in our own back yard. You're one of the few women having any success in this, what's it take?
    - Hard work and thick skin. A great boxer don't hurt either.
    - Aslında, bu Jackie içindi. Kendi arka bahçemizde bir karşılaşma istemiştik. Bunda başarılı olan ender kadınlardan birisin, ne sayesinde?
    - Sıkı çalışma ve kalın bir deri. Bir de iyi boksör can da acıtmaz.
  • "Nabob" derives from the Bengali. During the 18th century in particular, it was widely used as a disparaging term for British merchants or administrators who, having made a fortune in India, returned to Britain and aspired to be recognised as having the higher social status that their new wealth would enable them to maintain.
  • - I'm sick of having to draw this cathedral. The one thing in this rat hole...
    - It's a nice cathedral. I should go see the windows. I just got here.My name is Felix.
  • 4 November.--Today we heard of the launch having been detained by an accident when trying to force a way up the rapids.
  • A bad review is like baking a cake with all the best ingredients and having someone sit on it.
    Danielle Steel
  • A big part of financial freedom is having your heart and mind free from worry about the what-ifs of life.
    Suze Orman

1,950 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024