go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 968 kişi  02 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri
Top 5000 » having

having

had, had, having, has
s. sahip olan, li
  • They accused us of having killed their dealers.
    Onlar bizi satıcılarını öldürmekle suçluyor.
  • I told him I've been having my period the last five days.
    Ona son beş gündür adet periodumda olduğumu söyledim.

  • I'm here instead of having shoulder surgery. But I'm not sure which is more painful.
    James Caan
    Omuz ameliyatı olmak yerine buradayım. Ama hangisinin daha acı verici olduğuna emin değilim.
  • She`s having dinner with Kevin Costley, the actor.
    O Kevin Costley adında bir aktörle akşam yemeği yiyor.

  • Anyway, he wanted to avoid having a scene with you, so he asked if I'd pick up some of his stuff.
    Neyse, seninle görüşmekten kaçınmak istediği için birkaç eşyasını benim almamı istedi.

  • What? We're having a nice dinner with our mother.
    Ne var? Annemizle güzel bir yemeği yiyoruz.

  • He understands what we say .That means, apart from having those powers, he's also very intelligent.
    Ne söylediğimizi anlıyor. bunu anlamı bu güce sahip olmanın dışında, çok da akıllı.
  • I hear you contemplating having an abortion.
    Kürtaj yaptırmayı düşündüğünü duydum.
  • Afraid no, I wasn't afraid but it was an unusual thing, it was an unusual feeling. It was an unusual atmosphere for me having grown up in this country and, and, and never seeing anything like that.
    Ralph Boston
    Korku hayır, korkmadım ama o garip bir şeydi, o garip bir histi. Bu ülkede yetişmek ve ve ve hiç böyle bir şey görmemek benim için garip bir ortamdı.
  • So that comment he made
    about the kids having money...
    Konuşmasında çocukların parası olduğundan
    bahsetmiş...
  • I am going back to that clinic
    and I am having that abortion.
    Kliniğe geri dönüyor ve kürtaj
    yaptırıyorum.
  • Who's having coffee?
    Kim kahve istiyor?

  • My daughter likes having buttered toast and cheese for breakfast.
    Kızım kahvaltıda yağlanmış ekmek ve peynirden hoşlanır.
  • I briefly regretted not having granted your wish and abandoned you to your fate.
    Kısacası ben senin dileğini gerçekleştirip kaderinle başa başa bırakmadığıma pişmandım.
  • He's your brother, Mom. Yeah. It's a major embarrassment, having an uncle in prison.
    Kendisi kardeşin anne. Evet. Hapishanede dayısı olmak, büyük bir utanç.
  • It's a very difficult situation for me
    not having my own means.
    Kendime ait bir şeyin
    olmaması çok zor bir durum.

  • Sounds to me like you thought your wife was having an affair.
    Karınızın bir ilişkisi var gibi düşünüyormuşsunuz gibi geldi.

  • Sounds to me like you thought
    your wife was having an affair.
    Karınızın bir ilişkisi var gibi
    düşünüyormuşsunuz gibi geldi.

  • You would have said no
    to Jake having a friend over?
    Jake’in arkadaşlarının kalmasına
    izin vermiyorum mu diyecektin?
  • Oh, just admit it: you love having him around.
    İtiraf et: onun etrafında olmasını istiyorsun.


1,950 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024