go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 924 kişi  02 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri
Top 5000 » having

having

had, had, having, has
s. sahip olan, li
  • Neither one of us is
    having sex with Judith.
    İkimiz de Judith ile seks yapamıyoruz.
  • I'll eat anywhere, whatever they're having.
    Her yerde, ne varsa yerim.

  • Despite having the largest mouth in the animal kingdom, the size of a small garage -they eat tiny crustaceans.
    Hayvanlar alemindeki en geniş ağıza sahip olsalarda, ki yaklaşık küçük bir garaj kadardır, küçük kabuklularla beslenirler.
  • No,I said having an assistant would give me
    a little peace so I could get some action.
    Hayır, dedim ki bir yardımcım olursa biraz
    rahatlarım, ve daha rahat "icraat" yaparım.
  • No, I'm having a party here. You can't do this now.
    Hayır, burada bir parti veriyorum. Bunu şimdi yapamazsınız.

  • , I'm having another child.
    Hayır, bir çocuk daha
    doğuruyorum.
  • If you recall, seven years ago,
    I said no to having Jake over.
    Hatırlarsan, yedi yıl önce, Jake’in
    kalmasına izin vermiyorum demiştim.
  • You can't be in the public eye without making mistakes and having some regrets and having people analyze everything you do.
    Sheryl Crow
    Hata yapmadan, bazı pişmanlıklarınız olmadan ve insanlar yaptığınız her şeyi analiz etmeden halkın gözü önünde olamazsınız.
  • We were having a nice night.
    Güzel bir gece geçiriyorduk.

  • I appreciate having a real friend.
    Gerçek bir arkadaşa sahip olduğum için şanslıyım.

  • I was having pizza with Alan
    and Jake the other day.
    Geçen gün, Alan ve
    Jake'le pizza yiyordum.
  • With all the worry they had been having of late her cheeks had become pale, but, while they were talking, and Samsa were struck, almost simultaneously, with the thought of how their daughter was blossoming into a well built and beautiful young lady.
    Gecikmeyle ilgili onların yaşadığı bütün endişeden dolayı onun yanakları solmuştu,fakat onlar konuşuyorlarken,ve onların kızının nasıl gelişeceği ve güzel genç bir bayan olacağı düşüncesiyle,neredeyse aynı anda,Samsa rahatsız oldu.
  • I think I'm having a heart attack.
    Galiba kalp krizi geçiriyorum.

  • I guess I'm having an adventure.
    Galiba bir macera yaşıyorum.
  • I guess I'm having an adventure
    Galiba bir macera yaşayacağım.
  • Francie thought you were having an affair.
    Francie senin bir ilişkin olduğunu düşünüyor.
  • Time flies when you're having fun, eh?
    Eğlenince zamamın nasıl geçtiği anlaşılmıyor, değil mi?

  • I'm all for people having fun.
    Eğlenen insanları canı gönülden destekliyorum.
  • It means friendship having a real friend, who is beside me.. ...at all times And, generally speaking, we help each other.
    Dostluk yanımda, her zaman gerçek bir dostun olması demektir. Genellikle, biz birbirimize yardımcı oluruz.

  • To tell you the truth I didn't exactly plan on having a baby. In fact, the baby was the reason we got married.
    Doğruyu söylemek gerekirse bebek sahibi olmayı pek de planlamadım. Aslında, evlenmemizin nedeni bebekti.

1,950 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024