go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1471 kişi  15 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

only

s. tek
zf. sadece
bğ. yalnız
  • Maybe your predilection can only be understood intellectually. But that will most likely take some time. You are alwas ahead of everyone else.
    Belki tercihin sadece zeka ile anlaşılabilir. Ama bu muhtemelen vakit alacaktır. Diğerlerinden hep öndesin.
  • I have to find a certain telephone number, and you're the only one who can help me.
    Belirli bir telefon numarasını bulmam gerekiyor ve bana yardım edebilecek tek kişi sensin.
  • Some people say we each give off a particular odor that can only be detected by one other person's brain.
    Bazı kimseler her birimizin sadece bir başka kişinin beyni tarafından algılanabilen özel bir koku yaydığımızı söylerler.
  • The future, according to some scientists, will be exactly like the past, only far more expensive.
    John Sladek
    Bazı biliadamlarına göre gelecek tam olarak geçmiş gibi olacak, sadece çok daha pahalı.
  • Sometimes I think that it's the only thing that you really live for.
    Bazen sadece onun için yaşıyormuşsun gibi geliyor.

  • Sometimes I tease the Muse! But permanently I am involved only with God's plants!
    Bazen Müz’e (şiir tanrıçası) sataşırım! Ama sürekli olarak, yalnızca Tanrı’nın planları ile ilgiliyim!
  • We see incorrectly, or we see only half of the story at times.We see what we want to believe.
    Bazen hatalı görürüz veya hikayenin sadece yarısını görürüz. Biz aslında sadece inanmak istediklerimizi görürüz.
  • Look, Ray, you were the only person in my house.
    Bay, Ray, evimde sadece sen vardın.

  • By degrees Mr. Duncan Ross took to coming in only once of a morning, and then, after a time, he did not come in at all.
    Bay Duncan Ross,yavaş yavaş sabahları sadece bir kez içeri girmeyi alışkanlık edindi ve sonra,bir süre sonra, hiç içeri girmedi.
  • I'm sure not afraid of success and I've learned not to be afraid of failure. The only thing I'm afraid of now is of being someone I don't like much.
    Anna Quindlen
    Başarıdan korkmayacağıma eminim ve başarısızlıktan korkmamayı da öğrendim. Şu anda korktuğum tek şey çok fazla sevmediğim bir olmak.
  • He doesn't seem inclined to be a nuisance and aside from Cisco,has been my only company.
    Baş belası olmaya meyilli görünmüyor ve Cisco'dan başka o benim tek arkadaşım.
  • Help me. From that moment on I decided to be only a Jew. Leaving Europe I emigrated to Palestine.
    Bana yardım et. Şu andan itibaren sadece bir Yahudi olmaya karar verdim. Avrupa’yı terk ederek, Filistin’e göç ettim.
  • The only reason I can think of
    that you're not telling me...
    Bana söylememenin tek
    nedeni olarak aklıma sadece...

  • He doesn't treat me as a human being. He only likes to beat me.
    Bana insan gibi davranmıyor. Beni dövmeyi seviyor sadece.
  • Yeah, and you promised me you'd only stay here for a few days, so your word means nothing.
    Bana da burada birkaç gün kalacağına söz vermiştin, yani sözünün hiçbir değeri yok.

  • My father was only protecting us and the world above when he hid the heart of Atlantis.
    Babam, Atlantis'in kalbini sakladığında tek yapmaya çalıştığı şey bizi ve yukarıdaki dünyayı korumaktı.
  • And if you look carefully you'll see it's got only two elastic panels in front instead of the usual three.
    Ayrıca eğer dikkatli bakarsan, önde alışılmış üç yerine iki elastik paneli olduğunu göreceksin.
  • Actually, in my mind,
    there's only one actor
    Aslında aklımda
    bu rolü...
  • Now you're the only one I can trust.
    Artık tek güvenebileceğim kişi sensin.
  • But the experiment was a failure. Those who were resurrected only lived through one day of renewed life.
    Ancak deney bir fiyaskoydu. Hayata döndürülenler, yeni hayatlarının sadece bir gününü yaşadılar.

9,681 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024