- Can I do it one more time?
- Forgive me, but if we don't hurry, I might miss the plane.
- Of course. How selfish of me. Let's do all the things that you want to do.
- Bir kere daha yapabilir miyim?
- Affet ama acele etmezsek, uçağı kaçırabilirim.
- Elbette. Ne kadar da bencilim. Hadi senin yapmak istediğin şeyleri yapalım.
- How is it ln the morning when a wife makes breakfast for her husband?
- lt's a happy life, good wife... What else can one want ?
- How is Mohan's wife?
- Very bad temper.
- Bir kadının kocası için sabahları kahvaltı hazırlaması nasıl birşey?
- Mutlu bir hayat, iyi eş... Bir insan dah ne ister?
- Mohan'ın karısı nasıl?
- Çok huysuz.
- One night, I was like on my third date and I opened the door to shake hands and I turned on all the lights. Therewas my father, laying on the front lawn.
- Bir gece, üçüncü çıkmamız falandı... elini sıkmak için kapıyı açtım ve tüm ışıkları yaktım. Ön bahçede babam yatıyordu.
- I thought you were all right in that one movie .
- Thank you.
- The one where you played a jewel thief.
- I never played a jewel thief.
- No? Who am I thinking of?
- I don't know.
- Bir filmde gayet iyi olduğunu düşünüyorum.
- Teşekkür ederim.
- Bir mücevher hırsızını oynadığın film.
- Ben hiç mücevher hırsızını oynamadım.
-Oynamadın mı? Kimi düşünüyorum o zaman?
- Bilmiyorum.
- I'm world heavy weight champion.
- Nice to meet you, Champ.
- Wait. One drink won't hurt.
- I have something better to do. I'll meet you at the steam bath tomorrow at six. Nice meeting you.
- Ben dünya ağır siklet şampiyonuyum.
- Tanıştığımıza memnun oldum, şampiyon.
- Bekle. Bir içkinin zararı olmaz.
- Yapacak daha iyi bir işim var. Yarın saat altıda buhar banyosunda görüşürüz. Seninle tanışmak güzeldi.
- Where's the bloody spade?
- There's one outside by the lavatory.
- Please stay awake.I love you. Don't die. Please, don't die. You can't die. What would I do without you?
- Bahçıvan tırmığı nerede?
- dışarıda tuvaletin yanında bir tane var.
- Lütfen uyanık kal. Seni seviyorum. Ölme. Lütfen ölme. Ölemezsin. Sensiz ne yaparım?
- String him up again!
- He'll die, if we lash him again, my lord.
- Oh, he'll die, will he? Another one of their Saxon impudences. They'll do anything to trick us. Continue!
- Mercy, good master! Have mercy!
- Father! Father! Stop!
- Bağlayın onu!
- Onu yine kamçılarsak, ölecek, lordum.
- Oh, ölecek, öyle mi? Bir başka Sakson arsızlığı daha. Bizi oyuna getirmek için her şeyi yaparlar. Devam et!
- Merhamet, iyi efendi! Merhamet gösterin.
- Baba! Baba! Dur!
- Actually, that was for Jackie. We've wanted a fight in our own back yard. You're one of the few women having any success in this, what's it take?
- Hard work and thick skin. A great boxer don't hurt either.
- Aslında, bu Jackie içindi. Kendi arka bahçemizde bir karşılaşma istemiştik. Bunda başarılı olan ender kadınlardan birisin, ne sayesinde?
- Sıkı çalışma ve kalın bir deri. Bir de iyi boksör can da acıtmaz.