go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 699 kişi  17 Tem 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

in

s. içeride
zf. içinde
ed. de, da, içinde
  • I have a hard time defending the production of candy, given that it is basically crack for children and makes them dependent in unwholesome ways.
    Steve Almond
    Onun çocuklar için birinci sınıf birşey olduğu ,onları sağlıksız yollardan bağımlı yaptığı gözönüne alınırsa şekerleme üretimini savunmada zorlanıyorum.
  • Don't forget that he was raised in an orphanage.
    Onun bir yetimhanede yetiştirildiğini unutma.
  • We were hired on as security experts at his villa in Berlin. Emma, Agent Wallace, gained Markovic's trust enough to become his driver.
    Onun Berlin’deki villasında güvenlik uzmanı olarak tutulduk. Emma, Ajan Wallace, Markovic’in şoförü olacak kadar güvenini kazandı.
  • One of the feats he told about was a leap he had made in a city Called Rhodes.
    Onun bahsettiği kahramanlıklardan biri Rhodes denilen bir şehirde yaptığı bir atlamaydı.
  • I keep it in case... I ever
    want to commit suicide, okay?
    Onu sakladım çünkü... Bir gün
    intihar etmek istersem diye, tamam mı?
  • I fell in love with her the first time that I saw her at the restaurant.
    Onu restoranda ilk gördüğümde ona aşık oldum.
  • You'll find it in the drawer to the right of the sink.
    Onu lavabonun sağındaki çekmecede bulabilirsin.
  • He saw her at a gas station in the desert, followed her home.He made a full confession.
    Onu çölde bir petrol istasyonunda görmüş ve evine kadar takip etmiş.Ona herşeyi itiraf etmiş.
  • That ought to get her in here.
    Onu buraya getirmeliyiz.
  • Yeah, well, I don't understand what the problem is having her in the building.
    Onu bu binada olmasının ne gibi bir problem olduğunu hala anlayamadım.

  • I promise I'll work really hard in school
    Onu başımızdan atarsan...

  • ...that if you move him out,
    our friend in Miami will go along.
    Onu atacak olursan,
    Miami'deki dostumuz yanında olacak.
  • Put him where he belongs. In show business...
    Onu ait olduğu yere bırak. Gösteri dünyasına....
  • I talk with them in the kitchens at the comedy clubs.
    Onlarla komedi kulüplerinin mutfaklarında konuştum.

  • I want their faces posted in every police station army barracks, post office, railway station and outhouse in India.
    Onların yüzlerinin Hindistan’daki tüm karakollarda, kışlalarda, postanelerde, tren istasyonlarında ve ek binalarda ilan edilmesini istiyorum.
  • They each led into an empty room, dusty and cheerless, with two windows in the one and one in the other, so thick with dirt that the evening light glimmered dimly through them.
    Onların her biri boş,tozlu ve kasvetli bir odaya gittiler,biri iki pencereli ve diğeri bir,bu yüzden pencereler kirden koyulaşmıştı,akşam ışığı pencerelerden loş şekilde parlıyordu.
  • I'm in charge of their itinerary and accommodations
    Onların seyahat işlemleri ve konaklama yerlerinden ben sorumluyum.
  • You know, I don't like them all tucked in. I just don't.
    Onları kenardan sıkıştırılmış halde sevmiyorum.Sevmiyorum işte.

  • He would put them in his car...
    Onları arabasına tıkıp...

  • Two of them are very firm in their moral principles and fearful of God
    Onlardan ikisi, ahlaki prensipler açısından son derece katıdırlar ve Tanrıdan korkarlar.

64,586 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025